61- +18

521 40 7
                                    

Herkese keyifli okumalar..🎆🎠

Ata üstünde olan bedenimi yana atarken kontrolü giden bedenim çuval gibi yere düştü.

O an gözlerim sırt üstü düşmemle anında yeni yeni açan gökyüzüyle buluştu. Hala bilincim açıktı ama vücudumu hissedemiyordum.

Boğuk sesler duyuyordum ama tam anlayamıyordum.

Yavaşça kafamı çevirip koşan iki adamı izledim. Kaçıyorlardı. Çaresizlik yüzünden gözümden yaş düşerken biranda Asya diye bağıran bir ses duydum.

Çok boğuktu ama demir olduğuna emindim. Yetişmişti.

"asya" yanıma çöküp ellerini yanaklarıma koyduğunda gözlerimi ona çevirdim.

"Ka.. Kaçıyor" diye son bir gayret fısıldadım.

"iyi misin"

"lütfen" diye bir şey yap dercesine inlememle elindeki silahı kaldırdı ve hiç tereddütsüz kendinden emin bir şekilde tetiğe bastı. Sabahın o sessizliğini iki el silah sesi keskin bir şekilde keserken o an kulaklarımda sanki tıpa çekilmiş gibi bir açılma yaşadım ve sesler geri geldi.

O an ikisininde acı çığlığı da sabaha karıştı. Yavaşça elimi oynattığımı hissettim.

"Asya güzelim iyi misin nerene vurdular. Sana arabada kal dedim dimi. Nerenden yaralandın" demir çıldırmış gibi bedenimi kontrol ederken gözlerim az ileride yola serilmiş iki adama gitti. Acıyla ayaklarını tutuyorlardı.

"iyiyim. Sakin ol" diye fısıldadım ve elim kafama gitti. Demirin de eli hemen oraya giderken ben çektim ve elime bulaşan kana baktım. Hiç zamanı değildi.

Mert ve bir sürü adam koşarak yanımıza gelirken adamlar yerde acıyla kıvrananların yanına gitti. Mertse yanıma çökmüş endişeyle bana doğru eğilmişti

"iki dakika ya iki dakika uslu duramadım dimi. Neresine ne oldu abi"

"kafasına vurmuşlar" diyip sarsmadan beni kucağına aldı. "hastahaneye gidiyoruz sen ad.."

"hayır karakol" diye hızla atıldım. İyice kendime gelmiştim. Acı vardı ama fonksiyonlarım yerine gelmişti çok şükür.

"saçmalama ve beni de deli etme zaten tüm bedenim endişeden titriyor bir de o ağzını sakın ama sakın istemediğim şeyleri söylemek için açma"

"karakol dedim lina beni bekliyor"

"yarım saat daha bekleyebilir"

"hayır dedim demir hemen. Ben iyiyim bir şeyim yok" diye sinirle çıkışıp kucağından inmek istedim ama daha sıkı sardı bedenimi.

"rahat dur"

"anla beni" diye bağırdım. "kardeşim beni bekliyor"

"Sen de beni anla. Belki büyük bir şey oldu. Göz ardı edilecek bir durum değil bu kafana darbe aldın. Bunu gözardı edemeyiz. Linadan önce seni düşünmek zorundayım" diye o da bağırdı. O kadar endişeli ve sinirliydi ki.. Ama onun bu halinden çok lina umurumdaydı.

"bir şey yok diyorum sana. Linayı almadan gitmem. Ya indir beni ben gidiyim ya da sen götür" dememle mertin kapısını açtığı arabaya yavaşça soktu beni. Çok sinirliydi ama kontrolünü kaybetmemişti allahtan. Bir şey demeyip sürücü koltuğuna geçerken elim zonklayan kafama gitti. Bir süre sessizce gittik.

"eğer hastahaneye gi.."

"gitmiyoruz" dedi. Ama o diyişi öyle keskin ve ürkütücüydü ki keşke gitsek diye biran düşündüm.

ASYA (TAMAMLANDI)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz