64

354 41 5
                                    

Herkese keyifli okumalar...💖

"afiyet olsun size gelinlerim siz de kalkın düşün önüme bakıyım" kasım ayında olmamıza rağmen hala adanada süren sıcak havanın keyfini çıkara çıkara harika bir kahvaltı yaparken kahvaltının sonlarına doğru Ömer dede zengin kalkışı yaparak ortamı hareketlendirdi. Bugün alacağı topraklar için görüşmeleri vardı ve bizimkilerle birlikte gidecekti.

"teşekkür ederiz Ömer dedem" mine tatlı bir sesle karşılık verirken bana dediği gelinim lafıyla ben biraz dumura uğradığım için sadece kafamı sallamıştım.

Ömer dede bir baş selamı verip kapıya yöneldiğinde Yaman mineyi hızlıca öpüp peşinden giderken demir pişmiş kelle gibi gülerek yanağımdan makas alıp "görüşürüz gelin hanım" diyince benimde şapşal gibi gülmeme sebep olmuştu. Bana doğru eğilip tüy kadar yumuşak bir öpücük bıraktı dudaklarıma. Her ne kadar gitmesini istemesem de yavaş yavaş elinin elimden kaymasına izin verdim ve çıkıp gitti.

"kız korkma gelecek geri" minenin eğlenen sesiyle ona dil çıkardım. "harika olmuşsunuz. Problemleri çözmemize bu hale gelmenize o kadar sevindim ki.. O zamanlar yanında olamadım ama şimdi bu güzel günlerinizi gözlerimle gördüm ya çok şükür" diyip çayında keyifle bir yudum aldı.

"fiziken olmasan da bitmeyen telefon tacizlerinle fazlasıyla yanımda oldun aşkım" diyip birlikte güldük. Hem çalıştığı için hem de dünyanın öbür ucunda olduğu için sürekli gelmemişti ama her gün beni arayıp yanımda bir güzel hissettirmişti kendini.

"bizi bırakta sizden naber. Çok özlüyorum seni ve çok uzaksın. Amerika kıtası yerine avrupada olsaydınız su yolu gibi gider gelirdik" diyip dudak büktüm. Mineyi önceden de çok görmüyordum gönüllü doktorluk yaptığı için ama ne biliyim şimdi onu daha çok yanımda istiyordum. Ona ihtiyaç daha fazla duyar hale gelmiştim.

"beni de zorluyor bazen bu uzaklık. Alıştığım bir şey evden, sizden uzak olmak ama insan bir tanıdık özellikle de seni istiyor" diyip masadaki elimi tuttu. İkimzide hüzünle birbirimize baktık.

"hiç ihtimal yok mu türkiyeye taşınmaya"

"aslında bir ara yamana dedim ama o kadar türkiyeye gelmek istemiyor ki.. Hem orda da kulübü ve kumarhanesi var bırakması çok zor" diye söylendi. "cidden kumarhane işlettiğine bazen inanamıyorum" demesiyle ikimzide güldük. Ben de ilk duyduğumda şaşırmıştım. "ama tamamen taşınmasak da arada gelmeyi düşünmeye başladık. Biliyorsundur belki Karanla ortaklar hem kulüpte hem de kumarhanede. Karan, yaman türkiyeye gelmiyor diye tüm yönetimi ona bıraktı kendi arada gidip geliyor ama yaman benim Türkiye özlemimi görünce yamanla sıralı bir periyot yaparız dedi" demesyle sevinçle el çırptım.

"bu harika olur"

"bence de. Yani tabi uzun dönemler değil ama yine de 2 3 ayda bir değişim yapıcaz sanırım daha konuşmadı yaman bakalım bir konuşsun da netleşir zaten"

"ay hemen konuşsun çünkü cidden sana aşırı özlem duyuyorum" diye heyecanla bağırdım. Bana sevimli bir öpücük atıp çayında bir yudum alırken şimdiden minenin bir araba uzağımda olacak olmasının heyecanı sarmıştı beni.

"bu arada dönüşte de sizinle gelicez. Biz Ankara geçicez babamları görmeye sen de gelir misin" demesiyle ağzımdaki ekmeği yavaş yavaş çiğnedim.

"bilmiyorum ki. Yeni ofis açtık biliyorsun daha doğru düzgün duramadım bile ofiste"

"bir iki gün kalırsın he olmaz mı" diye umutla atıldı.

"Bakarız bebeğim" diyip tebessüm ettim ben de. Şimdilik tam bir şey söyleyemedim çünkü girme konusunda pek de hevesli değildim..

"hala babama kızgınsın dimi o yüzden böyle hemen olur vermedin" diye üzgünce fısıldadı. Aramızın böyle bir evrime uğraması herkesi üzüyordu biliyordum. Dayımla baba kız gibiydik ama beni hiç beklemediğim anda beklemediğim yerden kırması üstünden sular aksa da içimde ister istemez iz bırakmıştı

ASYA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now