35

357 37 3
                                    

Herkese iyi okumalar.. 👸

"dekoltesini sevemedim ben bunun ya ne bu böyle rahibe teressanın gelinliği gibi"

"üff gerçekten çok sıkıcı. Getir şuradan dekolteli gelinlikleri kız" 3 gün sonra düğünü olacak minenin sürekli ertelendiği gelinlik seçme provasındaydık. Üstündeki 4.gelinliğini sedat sinirle çıkarttırırken gerçekten ben de hak vermiştim çünkü içim sıkılmıştı kapalı gelinliklerden.

2 haftadır gelinlik bakalım diye onu zorluyordum ama hanımefendiyi bir türlü ikna edememiştim. En sonunda demirle senin aranda böyle bir olay geçmişken bunu yapmak istemiyorum diye patlamıştı. Ona o kadar kızmıştım ki. Resmen sürükleyerek getirmiştim onu gelinlik seçimine..

Onun yüzünden hayatımdaki ve hayatımızdaki en güzel günleri mafetmicektim.. O gün hastanedeki konuşmamızdan sonra gitmişti ve 2 haftadır ses seda yoktu. Başlarda beni bırakmış olmasını kabullenemesem de sanırım ona sunduğum şeyde tercih edilen taraf ben olmamıştım.

"bak bu biraz daha iyi git giy şunu" sedat mineyi kabine doğru itip yanıma geldi.

"lina nerde kız" sehpanın üstündeki sudan koca bir yudum alırken bilmiyorum diye omuz silktim. "sen iyi misin"

"iyiyim sedoşum" tam 2 haftadır keyfimi yerine getirmek için uğraşıyorlardı. Her ne kadar tam olarak düzelmem mümkün olmasa da, kalbimdeki bu ağırlık altında ezilmeye devam etsem de onları üzmemek için iyiymiş gibi yapıyordum. Kızların hepsine gerçeği anlatmıştım. Birinden bir şey saklamak istemiyordum çünkü olaylar patlak verdikçe işler daha da sarpa sarıyordu. Ama linanın tabi ki her şeyi öğrenmesi hiç iyi olmamıştı.

İlk yamana saldırmış o abin nerde diye sonrada hayatını kaydırıcam onun diye 1 hafta barut gibi gezmişti ortalıklarda. Aklıma o anları gelince güldüm.

"ne oldu kız zilli"

"hiç öylesine."

"aman yeter ki gül valla özledim. İçten gülmediğini, bize iyi gözükmek için çabaladığını biliyorum"

"şş çaktırma" dememle burukça gülmüştü. Sedatla çok uzun yıllardır birbirimizi tanımıyorduk ama sanki çok uzun yıllardır da tanıyormuşuz gibi tek bir bakıştan ne hissettiğimizi ya da nasıl olduğumuzu anlayabiliyorduk.

"anlayamıyorum cidden. Yani gidip iki hafta hiç sesinin çıkmaması. Seni geri kazanmak için çabalamaması. Yani cidden insanları iyi anladığımı sanırım hala daha öyle sanıyorum ama bu olay beni kendimden şüpheye düşürüyor."

"boşver sedoşum. İnan ben boşverdim artık"

"hazmedemiyorum ya. Sana bu kadar aşkla bakarken olan bu olayı hazmedemiyorum" demesiyle kalbime taş oturdu. Gözlerim benden izinsiz dolarken "özür dilerim bebeğim ne salak laf ettim öyle." diye kızdı kendine.

"sorun değil. Ben.. Atlatırım" derin bir nefes çektim içime. Bok atlatırdım biliyordum ama en azından kendimi kandırmak iyi geliyordu.

"bu nasıl" mine gönülsüzce içeri girerken sırf ben üzülmiyim diye böyle davrandığını biliyordum. Kocaman bir gülümsemeyle yerimden kalkıp yanına gittim.

"buna bayıldım" cidden üstündeki harikaydı.

"gerçekten mi"

"yemin ederim çok güzel" demem üstüne kapıdan içeri giren linanın "oha bu harika" çığlığı gelmişti..

"yaa ben de sevdim aslında" mineyi aynaya döndürürken "ne olur biraz zevk aldığını göster vallahi içim şişti. Sen böyle mutsuz olunca ben kendimi aşırı suçlu hissediyorum. Ben iyiyim mutluyum ve seni de mutlu görmek istiyorum" dememle sıkıca sarıldı bana.

ASYA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now