~aşk gerçekten her şeyi affedecek kadar güçlü bir duygu muydu? ~
~~~~~
"bir an hiç gelmeyeceksiniz sandım sayın Karakurt"
"Arkandan kalkmam işkillendirmesin diye bekledim ama ancak bu kadar sabredebildim sayın Akbelen" yanıma gelip belimden tuttuğ...
"şu kumandayı bana versene Allah aşkına lina ya içim dışıma çıktı magazin izlemekten" yarım saattir kıpırtısız lina hanım yüzünden magazin programı izlerken cidden artık dayanamamıştım. Yok kim kimleydi? Hangi ünlü ne giymişti? şunlar arasında aşk mı oluyordu? Cidden kusacaktım.
"ama ben izlemek istiyorum"
"ama ben izlemek istemiyorum kusucam ya bize ne kim kimle. Zaten 11 gün hastahanede tüm hemşirelerin magazin programı gibi herkesi çekiştiren konuşmalarını dinledim valla daha tahammülüm kalmadı "
"ama.. Neyse hadi veriyim sen hastasın." diyip kumandayı uzatırken göz devirmiştim.
"Asya yine çiçek" sedo elinde kocaman bir buketle içeri girerken cidden çığlık atacaktım artık. Hastahanede kaldığım günler de hastahane odam şimdi de çıktığım şu 2 günde de evim resmen botanik bahçesine dönmüştü. Tamam saolsunlardı seviyorlardı ama yeterdi.
"kim bu sefer" diye sordu lina. Ben merak etmeyi bırakmıştım artık.
"Hakkı Tan diye biri"
"İstanbul baro başkan yardımcısı" diye açıklama yaptım kanalları gezerken. "koy diğerlerinin yanına. Ev iyice botaniğe döndü zaten" dememle kapı yine çalmıştı. Sedo söylene söylene aşağıya inerken bir süre sonra "senin ne işin var burada ya" diye çocuk gibi sızlanan linanın sesi üstüne kapıya döndüm.
"cem"
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
"sana da merhaba cadı sila" linanın çıkışmasına karşılık verip gülerek yanıma geldi.
"naber güzellik"
"iyidir doktorcum. Ne o özledin mi beni 2 günde"
"valla sen gittiğinden beri hastahane çok sessiz yadırgadım bir geleyim dedim" diyip linaya yandan bir bakış attı. Linanın cazgırlığını kastetmesi beni güldürürken linadan çocukça bir dil çıkarış yemişti. "çocuk gibi" demesiyle
"cidden burada ne işin var doktor bozuntusu" diye cazgırca karşılık verdi lina.
"hastamı görmeye geldim. Pansumanları için" diyince cem gülmek istedim. Pansuman için Türkiyenin en iyi kalp cerrahlarından birinin ayağıma gelmesi komikti çünkü.
"cidden ne kötü bahanecisin. Pansuman için bir kalp cerrahının overlok makinası gibi ayağımıza gelmesi acınası bir bahane " diye lina dalga geçecek araya girip içimden geçeni söyledi.
"Asya arkadaşım sonuçta hem onu da görmüş oluyorum bu vesileyle. Hem sanane cadı Allah Allah hesap veriyoruz bir de" demesiyle linadaki gözlerini bana çevirdi. "cidden bu cadı sila gittiğinden beri herkes, artık ses yok diye şükür namazı kılıyor. Hastahanede bayram havası var" demesiyle kahkaha attım.
"Bana bak doktor bozuntusu.."
"he sana baktım cazgır cadı söyle" diye lafını keserken cem, lina ayağa kalkmış cidden cazgır mahalle kadınları gibi ellerini belinin iki yanına koymuştu. Gözlerim ceme giderken linaya ilgiyle bakan gözlerini görmemle duvara toslamış gibi oldum. Cem. Bildiğimiz cem ve lina. Yok artık. Biranda, hastahanede cemin sürekli odama gelmesi, her geldiğinde linaya sataşması, lina yokken nerede o bücür cadı diye çaktırmadan sormaya çalıştığı sahneler gözlerimin önünden film şeridi gibi geçerken şaşkınlıkla ağzım açıldı. Lina da sürekli cemden yakınıyordu. Sürekli. Ben nasıl görememiştim.
