~aşk gerçekten her şeyi affedecek kadar güçlü bir duygu muydu? ~
~~~~~
"bir an hiç gelmeyeceksiniz sandım sayın Karakurt"
"Arkandan kalkmam işkillendirmesin diye bekledim ama ancak bu kadar sabredebildim sayın Akbelen" yanıma gelip belimden tuttuğ...
"anlatmak ister misin. Bir yabancıya anlatmak iyi gelir" yanımdaki adamın kim olduğunu bilmeden başımı yasladığım koltukta ruhsuzca oturuyordum. Beni havaalanına bırak demiştim ama şuan nereye gidiyordu hiçbir fikrim yoktu. Umurumda da değildi.
Arabaya bindiğimde beri çalan telefonum yine çalarken sinirle çantamdan çıkardım.
Demir.
Telefonu bu sefer tamamen kapadım.
"istemem"
"çok huysuzsun" diyip güldü. Niyeyse ondan korkmuyordum. Ya da o kadar uyuşmuştum ki korktuğumu hissetmiyordum. "benden korkmuyor musun. Şuan seni havalaanı yerine başka bir yere de götürüyor olabilirim" demesiyle başımı ona çevirdim. Yol kenarlarındaki ışıkların altından geçtikçe yüzü aydınlanıyordu.
Kocaman kaslı bir bedeni vardı. Yüzü yandan çok sert gözüküyordu ama hayır ondan korkmuyordum.
"kafamı kessen kanım akmaz. Öyle bir durumdayım" dememle güldü..
"o ne enteresan bir tabir. İlk defa duydum." diyip anlık bana çevirdi yüzünü. "inan seni bu hale ne getirdi merak ediyorum. Bir adamdan kaçmak için tanımadığın ve yardımını başta reddettiğin başka bir adamın arabasındasın."
"bana zarar vermek için hiçbir sebebin yok"
"doğru" diyip güldü. Arabanın hızını biraz azaltırken gözlerimi yüzüne dikmiştim. Gözünün altındaki yarası ilgimi çekmişti ve kafamı dağıtmak için güzel bir odak noktası olmuştu.
Hiçbir şekilde az önce yaşadığın şeyleri düşünmek istemiyordum. Biran önce buradan gitmek istiyordum sadece.
"aklımı düşünmemek için oyalar mısın" dememle bana yandan bir bakış attı.
"bir kadın kaçarcasına arabama biniyor sonra kafasını dağıttırmak için beni papağan gibi konuşturmak istiyor ve adın ne diyince bana gülüyor. Vay be" demesiyle kıkırdadım. "ağlamak dışında gülme eylemini de gerçekleştirebiliyorsun demek. Sevdim bunu. Diğerine göre bu halini şiddetle tercih ederim"
"komiksin"
"değilim aslında ama şuan sana şaklabanlık yapmam gerektiğinin farkındayım" demesiyle bu sefer kahkaha atmıştım. Ama biranda modum düştü ve ağlamaya başladım. "hey sakın. Çok ağlaksın. Ağlayan kadınlardan nefret ederim ve inan sorun her neyse gözyaşlarına değmez. "
"değer" diye inledim. Elimle yüzümü kapatırken demirin masmavi gözleri geldi gözümün önüne. "ondan nefret ediyorum. Öldürücem onu" diye çığlık attım. Öldürecektim onu. Bana bunu yaptığı için öldürecektim onu.
"sende gerçekten bunu yapacak tip var. Sanırım senin değil ama benim can güvenliğim tehlikede. Türk müsün sen " demesiyle koluna vurdum.
"nereden anladın"
"Türk kızları ancak bu kadar cesurca adam öldürebileceğini söyleyebilir" demesiyle yine gülmüştüm.. Bu adam beni tam bir dengesize çevirmişti. "bir Türk kızıyla tanışmıştım." diyip derin bir nefes aldı. "çok sevdim ama bazen olmayınca olmuyor"
"gözünü o mu böyle yaptı" dememle bana baktığında burukça gülümsemişti.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
