65- +18

540 43 2
                                    

Herkese keyifli okumalar.. 💖

Bu hikaye sizi buraya kadar sürüklemeyi başardıysa yorum ve beğenilerinizi ondan eksik etmeyin 💌

"eldeki delillerin incelenmesi ve ortaya çıkan yeni tanıkların dinlenmesi için mahkemenin 1 ay sonrasına ertelenmesine, sanığın tutukluluk halinin ise devam edilmesine karar verilmiştir" hakimin tokmağı masaya inerken ortamda bir hareketlilik yaşandı ve mahkeme salonu hızlı bir şekilde boşalmaya başladı.

"ne oldu şimdi avukat hanım" müvekkilimin babası yanıma gelirken güven verircesine gülümsedim.

"hakim öne sürdüğümüz delilleri dikkate aldı ve yeni tanıklarımızı kabul etti Mehmet bey. Bu iyi bir şey. Tutukluluk hali devam ediyor ama dilekçe verip denetimli serbestliğe çevirmeye çalışıcam ama çok umut bağlamamanızı öneriyorum" dememle kafasını salladı. 1 haftadır ince eleyip sık dokunduğum davada güzel gelişmeler olurken masanın üstündeki evrakları toplayıp çantama koydum. Hep birlikte mahkeme salonunda çıktığımızda müvekkilimin annesi elimi tutup yaşlı gözleriyle bana baktı.

"oğlum suçsuz biliyorsun" demesiyle yorum yapmadım. Oklar onu suçsuz gösteriyordu evet ama tam açığa çıkmadan yorum yapamazdım. "onu önce Allaha sonra sana emanet ettim ben. Allah rızası için dindir şu göz yaşlarımı" demesiyle sıkıca bana sarılınca ben de onu geri çevirmedim. Bir süre kollarımda ağladı sonra da yaşlı gözleriyle ayrıldı benden.

"elimden geleni yapıyorum Meltem hanım gözünüz arkada kalmasın. Hala daha araştırıyorum ve yeni şeyler öğrenmek için her şeyi yapıyorum. Allahın izniyle suçsuzluğunu diğer mahkemede kanıtlayacağız ve adalet yerini bulacak"

"inşallah kızım. Sana güvenimiz tam biliyorsun. Hadi meltem sen de daha fazla oyalama avukat hanımı işi gücü vardır gidelim biz" demesiyle onlarla vedaşıp ayrılırken hızla dilekçe yazdım ve yönümü az önce duruşma salonundan ayrılan savcı beyin odasına çevirdim. Her ne kadar şimdiki davamda savcının cenk olmasından hoşlanmasam da tabi ki bir şey diyemezdim. Sonuçta savcı seçme şansımız yoktu ve maalesef istemediğimiz ot da sürekli burnumuzun dibinde biterdi.

Ama asıl bundan daha kötüsü de dava savcısının cenk olduğundan demirin haberi olmamasıydı ve umarım dava bitene kadar da olmazdı. Yoksa cidden elimden gelmeyen durum yüzünden başım çok ağrıyacaktı adım kadar emindim.

"gel" tıkladığım kapının ardından cenki sesi kulağıma geldiğinde yavaşça kapıyı açıp içeri girdim.

"müsait miydiniz savcım" dememle buyur gel dercesine eliyle koltuğu gösterip kafasını salladı.

"hoş geldin avukat hanım. Nasılsınız"

"teşekkür ederim savcım iyiyim siz nasılsınız" diye birbirimizi samimiyetsizce selamladık.

"iyidir şükür. Konu nedir"

"Aydın Merhat'ın tutukluk kararına itiraz için dilekçe vericektim savcım" diyip dilekçeyi önüne koydum. Göz ucuyla baktı ve başını salladı.

"olumsuz olacağını biliyorsun. Cezada yargılanıyor adam"

"ben yine de üstüme düşeni yapıyım savcım" dememle kısa bir süre yüzüme kitlenip kaldı ve anca ben huzursuzca kıpırdandığımda çözüldü.

"davanda daha ciddi gelişmelere kesin kanıtlara ihtiyaç var biliyorsun. Elindekiler güzel ama çıkarmaya yetmez"

"biliyorum tabi ki savcım. Her ihtimalin peşindeyim" dememle anladım dercesine ağır ağır başını salladı.

"bunu çözemezsek adam baya yer avukat" diye konuyu uzatmaya devam etti. Gereksiz bir konuşma yapıyordu ve amacı ne cidden bilmiyordum. Bilmek de istemeden kalkıp gitmek istiyordum ama bir savcıyla da çatışmak çokta tercih edeceğim bir şey değildi.

ASYA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now