Elemkârâne

♣️15. Bölüm - KINA GECESİ ♣️

Sellam güzel dostlarım, nasılsınız?

Çok uzatmadan bölüm hakkında değineceğim bilgileri söylemek istiyorum.

Bu bölümü ilahi bakış açısı ile okuyacaksınız, çok yabancısı olduğum bir anlatım tarzı olduğunu şimdiden söylemek istiyorum.

Eğer çok yetersiz olmuşsa uyarırsanız, sevinirim..

Bu bölüm kına içinde ki çalan müziklerin hepsini belki dinleyerek okumak isterseniz diye koyacağım, bilginiz olsun.

Keyifli okumalar dilerim 💗

Yazarın ağzından

Havanın kararmasıyla birlikte kasvetli rüzgar, gecenin göstermiş olduğu sertliğe eşlik ediyordu. Kınası olan gelin ve kuzeni arabada birbirine bakarak tebessüm ettiler. Kuzeninin istemeyerek gittiğini bilen Beril'in gülümsemesinde ki durgunluk yeni gelini üzmeye yetmişti. Elini yıllardır kardeşi yerine koyduğu kızın açıkta kalan bacaklarına yerleştirerek hafifçe okşadı. Mayıs'ın elinin vermiş olduğu his ile Beril önce mayışmış sonrasında içinin yandığını bildiği kuzenine dönmüştü. Göz göze gelen kuzenler tekrardan tebessüm etmekle yetinirken Mayıs ağız hareketleri ile 'iyiyim' dedi. Karşı taraf her ne kadar buna inanmasa da inanıyormuş gibi yapması gerektiğini biliyordu. Kuzenini daha fazla üzmemek amacıyla arabayı kullanan sevdiği adama yöneldi.

"Ne kadar şıksınız böyle Ali Bey!" derken ki sesinin manalı tınısı Ali'yi gülümsetmeyi başarmıştı. Ali bir kaç saniyelik dikiz aynasından ona hayranlık bildiren bakışları atan sevgilisine bakıp tekrardan yoluna yöneldi.

"Size yakışıyor olmaya çalışıyoruz Beril Hanım!" aynı ses tonuna sahiplik yapan konuşma Beril'in gülümsemesinin derinleşmesine ve utanmasına sebep olmuştu. Yolcu koltuğunda oturan Zilan'ın yüzünde sevgi dolu bir gülümse bulunuyordu. Son abisinin evlenecek olma düşüncesi mutluluğuna daha da ekleme yapıyordu. Derin bir nefes alıp iki gün sonra tamamen yengesi olacak kadına "yenge dans koreografileri aklında değil mi?" sorusunu yönelttiğinde Mayıs ilk gözünü düşürmüştü.

"Zilan bana yenge deme ya, zaten aynı yaştayız."

Sitemini belli eden bir konuşma yaptığı halde abisinin eşine saygısını bozmayan görümce "olmaz, sen artık yengem oldun. Ara sıra Mayıs derim." diyerek kararlılığını belirtti. Mayıs tekrardan çareyi göz devirmekle bulurken Zilan bu sefer "unutmadan sana bir şey demek istiyorum." demesiyle bedenini arkaya doğru çevirdi. Siyahı anımsatan gözleri ile kuzenlere bir bakış attı. Bakışları Mayıs'ın üzerinde durunca önce biraz inceledi ardından neşe saçan bir sesle birlikte "neden bu kadar keyifsizsin kız!? En güzel günün bugün senin" konuştu. Mayıs, Zilan'ın yakınmasına karşılık zoraki bir gülümseme takındı.

İstemeden geldiği bu aşirete üye olmasına iki gün kalmışken yüzünde bir gün bile gerçekçi bir gülümse görülmemişti. Ailesinin vermiş olduğu sorumluluk ile yeni yaşantıya yelken açmıştı. Bakışlarını önünde oturan kızdan çekerek cama uzattığında sokağın vermiş olduğu ışıltıyı bir süre izledi. Buraya ilk geldiğinde dikkatini çekmiş olan Nevali Hotel'de kınası olacaktı. Normalde nişan ve kına kız tarafına aitken geleceği aile buna izin vermemiş, ağanın eşinin hiç bir şeye dokunmasına izin verilmemişti. Her şeyi erkek tarafı üstlenmiş, karşılamıştı. En pahalı yerlerden birini tutarak şehrin en iyi organizasyon şirketini başka ilden gelecek kız için ayarlamışlardı.

Otele geldiklerinde Ali arabayı girişe yakın bir yere götürmüştü. Arabadan inen Zilan, yengesine yardım etmek amacıyla hızlı manevralarda bulunuyor, heyecanının etkisine yenik düşüyordu. Mayıs derin bir nefes alıp arabadan inmeye yeltenirken arkasından gelen "ben buradayım." ses ile birlikte durmuş kafasını çevirmişti. Beril'in bakışlarında ki duruluğa uyumlu bir gülümseme ile yanıt verdi. Bu sefer gerçekten arabadan indiğinde elbisesinin etrafını sarması ile yürümesi zorlaşmıştı. Kuzeni, eşyalarını taşırken görümcesi ona yardım ediyordu. Dönen kapıdan içeri girdiklerinde Mayıs'ın kalp atışları hızlanmaya başlıyordu. Her ne kadar istemese de teyzesine verdiği söz gereği mutluymuş gibi davranması gerektiğini kendine hatırlattı.