♣️ 19. Bölüm - ZAAFIMIZ ♣️

30.4K 1.3K 469
                                    

Sellam güzel ailemm, nasılsınız?

Sizinle bir yıldır görüşmüyoruz, nasıl bakalım özlediniz mi beniii

Tamam tamam, göz devirmeyin çok soğuktu biliyorumm

Her neyse, nasıl gidiyor her şey, umarım yolundadır??

Bölüme başlamadan önce bir şeye değinmek istiyorum.

Tekrardan merhaba arkadaşlar öncelikle,

Bu aralar kitap artışta olsa bile yorum sayısı çok az.. bu beni gerçekten çok üzüyor. Okuduğunuz zaman neler hissettiğinizi ya da ne düşündüğünüzü çok merak ediyorum ama ne yazık ki o kadar az yorum geliyor ki bu ciddi anlamda üzülmeme sebep oluyor..

Binlerce yorum istemiyorum sadece okuyan her kişinin bir kaç yere görüşlerini belirtmesini istiyorum her satıra yapmanızı filan da istemiyorum sadece ailemi tanımak, görmek istiyorum.

Umarım bundan sonra beni üzmeyip yorum yaparsınız, yoksa gerçekten kitabın devamını getirip getirmeme konusunda düşünüyorum...

Keyifli okumalar dilerim 🤍

Bazen içinde ki yangını dışarıya çıkarmak ister, bunun için çaba sarf edersiniz ama genellikle bunu yapamaz, tekrar tekrar acınızla savaşmak zorunda kalırdınız. Bu sizi gereğinden fazla üzerken kişiliğiniz bu acılara göre şekillenmeye başlardı. Belki de duygularınızı kaybetmenize sebep olurdu..

İnsanlar dışarıdan size duygusuz, umursamaz, kendini beğenmiş gibisinden söylemlerde bulunurken içinizde geçen acıyı hesaba katmazlardı. Bu doğanın gereği olan bir davranış olsa da insanı aslında en derinden yakanlar arasında yerini koruyordu, ne yazık ki insanların görüşü hep önemli oluyordu.

Saatlerdir oturduğum banktan sonunda kalkmış, kendimi toparlamak amacıyla elimi yüzüme götürmüştüm. Derin bir nefes alıp saçımı başımı düzelterek arkamı döndüm. Bevan'ı bir ağaca yaslı sigara içerken görünce gözümü düşürdüm. Ona gitmesini defalarca söylemiş olduğum halde hala burada ne yüzle durabiliyordu!?

Gözümü üzerinden ayırıp okulun girişine doğru ilerlerken o da peşimden gelmeye başlamıştı. Ayakta durmak her defasında daha zor oluyordu. Dengemi sağlamak amacıyla her adımımda bir yere ihtiyaç duyuyordum. Uzun bir yoldan sonra sonunda arabaların orasına gelmiştik ki görüş açıma Zilan girince istemsizce tebessüm ettim. Zilan bizi görünce arkadaşlarından ayrılıp yanımıza doğru geldi. Derin bir nefes alıp kendimi toparlarken gözüm yanımda kardeşine bakan adama kaydı.

Belki abartılacak bir durum gibi duruyordu, belki de başkası için hiç bir şeyi ifade etmezdi ama benim için hukuk herşeydi. Onun sayesinde ayakta kalmış bu yaşıma kadar gelebilmiştim. Eğitimimi elimden almıştı, hem de bile bile...

Kızların eğitimine önem vermedikleri de doğruymuş..

Zilan endişeli gözlerle bana bakarken tekrardan yalandan gülümsemek zorunda kalmıştım. Endişeli bir tonla
"Ne işiniz var burada?" sorusunu yöneltince yanımdaki şahıs bana izin vermeden "seni almaya geldik." konuştu. Gözümü devirip Zilan'a bakarken elimi tuttu. Hüzünlü bir sesle "iyi misin yenge?" diye sorunca bir kaç daha damla akıtmamak için kendimi çok zor tuttum. Beril'i özlemiştim, ona ihtiyacım vardı.

Elimi çektiğim zaman eli boşluğa düşmüştü. Hızla arabaya ilerlerken arkamdan fısıltılar başlamıştı. Zilan ve Bevan arkamdan hızla gelip bana yetişmişlerdi, arka kapıyı binmek için açmıştım ki Bevan tok sesiyle "öne bin." dedi. Kaşlarım çatık bir şekilde bakışlarımı üzerine yolladığımda umursamaz bir tavır ile karşılık vermişti. Bir kaç saniye geçmiş olacaktı ki Zilan:

Elemkârâne Where stories live. Discover now