1.bölüm: BOL DEDİKODU

728 286 433
                                    

Hoşgeldiniz!!! Yorum ve vote atmayı unutmayınız lütfen.

başlama tarihlerinizi buraya alalım....

____

Okuldan karnelerimizi almış Ayla ile beraber okul çıkışı ne yapacağımızı konuşuyorduk. Sınıf kapısından müdür gelince hepimiz ayağa kalktık. Hoca eli ile oturmamızı işaret ettiğinde herkes oturup pür dikkat Akif hocayı dinlemeye başladı.

"Çocuklar artık 11.sınıf olduğunuzdan derslerinize daha çok yoğunlaşacaksınız. Derslerinize yoğunlaşmanız için on bir ve on ikinci sınıflara pek etkinlikler düzenlemiyoruz. Biz de sizlere on birinci sınıfa girmeden önce bir etkinlik yapmaya karar verdik. Bu etkinliği motivasyon gibi düşünün. Sizler diğer onuncu sınıfların birincisi olduğunuzdan sizin sınıfa özel bir tatil yapmayı düşündük. Yaz tatilinizin iki haftasını sınıfça kampa giderek geçireceksiniz. Gelmek zorunlu değildir. Detayları sınıf öğretmeniniz sizlere atacaktır. Dağılabilirsiniz. İyi tatiller şimdiden."

Akif hocanın sınıftan çıkması ile sınıfta sevinç çığlıklarının kopması bir oldu. Ne yani alt tarafı bir kampa gideceğiz. Sakin olun gençler. Ayla tabi ki hemen bana dönüp neler giyeceğimizi sormaya başlamıştı. Arka tarafta oturan Ece ve Nil'in konuşmaları dikkatimi çekti.

"Akif hocanın oğulları da gelecekmiş. Ulaş'ın geleceği belli ama Kutay gelmez herhalde. Kutay ve Akif hocanın arası kötüymüş. Akif hoca Kutay'ı nasıl ikna edecek acaba? O değil de çıkışta alışverişe gidelim kendime baya bir eşya almam lazım benim." Sadece Akif hocanın oğullarını dinlemiştim. Alışverişleri beni pek ilgilendirmiyordu. Akif hocanın iki oğlu mu vardı? Niye Akif hoca ve Kutay'ın arası bozuk?

Ayla'nın asık suratla yere baktığını görünce üstüne atladım. "AYLAAAAAA!!!" tabi ki dengesini sağlayamadı ve yere düştük. Tüm sınıf bizim bu halimize alışık olduğundan birkaç kişi umursamadı, onların haricinde herkes kahkahalara boğuldu. Ayla ilk önce etrafa baktı ve üzerinde yatan beni görünce kafama vurdu. "Allah belanı vermesin senin! Niye atladın üstüme!" onu aldırmayıp yerden kaldırdım. Üstündeki tozları silerken bana çok pis bakıyordu. Bu bakış seni eve gidince döveceğim bakışıydı.

"Aylam, bebeğim, bakma bana öyle ama korkuyorum bak" diyip sarıldım. Yanaklarını öperken bir anda geriye çekildi ve bana baktı. "yine ne istiyorsun söyle." Sahte bir kızgınlıkla bir anda ona baktım. " bir şey istememiştim. Sadece seni öpecektim. Kızı öpmekte yasak arkadaş." Dedim. Ayla bana 'emin misin?' bakışı atığında yine beceremeyeceğimi anlayıp döküldüm.

"of tamam. Sen haklısın. Sana bir şey soracaktım." Ayla kafasını 'neymiş o' diye hareket ettirdiğinde kimsenin duymaması için yanına yaklaştım. "Akif hocanın bir oğlu yok muydu?" dedim. Ayla biraz düşündükten sonra bana döndü. "Hayır. Akif hocanın iki oğlu var. Ulaş ve Kutay. Ulaş bizim okulda olduğundan dolayı biz sadece Ulaş'ı tanıyoruz. Kutay bu okulda okumak istememiş." Şaşırdım. Şaşırmamın sebebi Akif hocanın iki oğlunun olması değil. Ayla'nın bunu bilmesi ve bana söylememesiydi.

Aylaya döndüm tam ağzımı açmıştım ki elini ağzımın üstüne koydu. "Açicim bu meseleyi size geçince konuşalım. Çünkü ben çok acıktım. Hadi tüm sınıf çıktı." Kafamı salladım ve Aylayla çantalarımızı alıp dışarı çıktık.

Okuldan çıktık durakta otobüs beklerken Aylaya hala sorular soruyordum. "bu Kutay kendi mi gelmek istememiş yoksa Akif hoca mı okula almamış?" Ayla artık bıkmış olacak ki hızlıca bana dönüp ters bir bakış attı. Bu bakışı biliyordum 'sus artık kafamın içi kazan gibi oldu' bakışıydı. Hemen ağzımda fermuar varmış gibi yapıp elimle onu kapamış gibi yaptım. Tam da o esnada otobüs geldi. Hemen kartımızı basıp otobüse bindik.

ANEMON DÖNGÜSÜWhere stories live. Discover now