43. bölüm: Rüya

61 48 0
                                    

12.09.2023

Hastayı ambulanstan indirdik. Sedyeyi ameliyathaneye götürürken koridorda Arda'yı gördüm. "ARDA YARDIM ET!" Ona seslendiğimde sedyenin arkasından itekleyerek bize destek verdi.

Ameliyat hanenin önüne geldiğimizde Sedyeyi içeri koydular. Ellerimdeki kanı tırnaklarımla kazıyarak çıkarmaya çalıştım. Suyun altında elimi tırnaklarımla kazımaktannellerim kıpkırmızı olmuştu.

Ellerimi hızla yıkadıktan sonra önce ameliyat önlüğümü giydim. Daha sonra eldivenlerimi, bonemi ve maskemi takıp içeri girdim.

Kalbim çok ağrıyordu. Büyük bir boşluk vardı içerisinde sanki. Yanımdaki asistana dönüp "Sol göğsünde iki, omzunda bir ve karın boşluğunda bir mermi var. Hasta çok kan kaybetmiş acil kan lazım." Hastanın yüzünü göremiyordum şuan ama içim acıyarak sanki onu görüyormuş gibi oraya baktım.

Derin bir iç çekip "Hastanın kan grubu AB+, çok acil kan grubu lazım."Dedim.

Ameliyat hanenin kapısının sesini duydum. Ardından Profesörün keskin bir sesle "Açelya dışarı çık." Dediğini duydum. Gözlerimi Hastanın bedeninden ayırmıyordum. Onu yalnız bırakmamalıydım.

"Açelya!" Hocanın bağırmasıyla yerimde zıpladım. Başımı sallayarak "Onu bırakamam hocam. Bir kere bu hatayı yaptım bir daha yapamam." Dedim.

"DOKTOR AÇELYA!" Gözlerim hocaya döndüm. Hocam dişleri arasından "bu vakada yoksun. Hasta doktor Arda'nın. Şimdi derhal ameliyathaneyi terk et. DERHAL!" Dediğinde Göz yaşlarım durmuş, acımın yerini öfke devraldı. Tırnaklarımı avucuma geçirdim. Resmen burnumdan soluyordum! Beni onun yanından ayırmamalıydı!

Arda elini koluma koyduğunda gözlerim ona döndü. "Bana emanet." Arda'nın cümlesi içimi rahatlatmıştı çünkü ona güveniyordum.

Ona başımı sallayıp direkt ameliyathanenin kapısına gittim. Gözlerim son kez sedyeye baktığında Hoca "Hala buradasın Açelya?" Dedi. 

Bu sözün üzerine hızlı bir şekilde ameliyattan çıktım. Ağzımdaki maskeyi ve ellerindeki eldiveni sert bir şekilde çöpe fırlattıktan sonra üzerimdeki önlüğü parçalarcasına üzerimden söktüm. Önlüğü de çöpe fırlattıktan sonra olduğum yerde volta atmaya başladım.

Öfkeliydim hem de çok öfkeliydim. Aniden midem bulandığında hızla yanımdaki metale eğildim ve midemde ne varsa çıkardım.

Midemi boşalttıktan sonra yanımdaki çeşmeye ağzımı çalkaladım. Öğürmekten tüm vücudumu sıkmıştım bu yüzden şuan hiç halim kalmamıştı.

Ameliyat uzun sürecek belli ki. Durumu çok ağırdı. O yüzden uzun sürecektir. Nefes alamadığımız hissettiğimde onun söylediğini yapıp, kendimi direkt dışarıdaki banka atmıştım. Başımı arkaya yaslayıp gözlerimi kapadım. Bir süre temiz hava almam lazımdı.

Zihnimin içinde "yalnız hissetmeye izin vermeyeceğim. Centilmenlik gereği güzel kadınlara ağır şeyler taşıtamam" sözü yankılandı.

"Sarışın" Arda'nın sesiyle gözlerimi açıp oturuşumu düzelttim. "Efendim?" Üzerime baktığımda üstümdeki kıyafetlerin değiştiğini gördüm ama sanki bu normal bir şeymiş gibi konuşmaya devam ettim.

Arda düşünceli bir şekilde yanıma oturdu. Bu oturuşu biliyordum. Arda genelde bir hasta yakınına ölüm haberi vermeden önce yavaşça oturur, onları inceler ve sonra sakince haberi verirdi.

Kalbim hızla çarpmaya başlayınca "hayır Arda. Bu kez izin vermem! Onu yeni buldum. Şuan kaybedemem!" Dediğimde Arda kaşlarını çatıp "ne diyorsun kız! Allah korusun de hemen! ameliyat iyi bitti. O öküz bırakır mı seni?" Dediğinde yüzüm gülmüştü. Yukarıya bakarak "Allahım sana şükürler olsun" dedim ve kollarımı Arda'nın boynuna sardım.

Arda sırtımı sıvazlarken "şuan sarıldığımı anlamış kalkmıştır o öküz. Bak görürsün!" Dediğinde Arda'nın telefonu çalmaya başladıç ikimiz şokla birbirimizden ayrılırken tekrar üzerimdeki kıyafetin değiştiğini gördüm ama yine önemsememiştim.

Arda telefonu açtıktan sonra karşıyı dinledi ve bir anda ayağa kalkıp hastahaneye koştu. Onun bu telaşlı haline karşılık ben de hızla onun peşinden gittim.

Bir kaç saniye sonra bir anda yoğun bakımın önündeydim. Bir odanın kapısına geldiğimde yataktaki hastanın göğsüne şok veriliyordu. Arda her seferinde elektriğin seviyesini artırıyordu. Arda durduğunda titreyen sesiyle "ölüm saati 10.30" dediğinde korkuyla yataktaki hastaya baktım. Arda geri çekildiğinde orada yatanın Kutay olduğunu gördüm.

Arda yaşlı gözleriyle bana bakıp "Üzgünüm Açelya" dedi. Gözlerimin önü bulanıklanmıştı. "AÇELYA!' Karanlığa görülmeyen önceki son duyduğum ses buydu...

...

Kesik nefesler alarak yatağımda doğruldum. Elimi kalbimin üzerine koyup derin nefes almaya çalıştım. Nefesim Hala düzelmeyince kalkıp odamın penceresini açtım. Bir kaç dakika sonra derin nefes almaya başladığımda rahatlayalım verdiği ve kabusun verdiği yorgunlukla penceremin kapatıp kendimi tekrar yatağa attım.

Rüyamdaki hastahane kokusunu, kan kokusunu, oradaki hislerimi... Her şeyi hissediyordum. Bunun ne anlama geldiğini bilmiyordum. Kaç seferdir böyle rüyalar görüp duruyordum.

Bu rüyalar ne zaman bitecekti?

.............................................................

SELAAAMMM!!!

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Açelya'nın rüyaları hakkında düşünceleriniz neler?

Sizce bir sonraki bölüm ne olacak?

Bir sonraki bölüm olmasını istediğiniz şeyler neler?

PARAGRAFLAR ARASI YORUM YAPMAYI VE BÖLÜMÜ BEĞENMEYİ UNUTMAYIN!!!

SEVİLİYORSUNUZZZZZZZZZ!!!!

ANEMON DÖNGÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin