45. Bölüm: Ağırlık...

61 43 49
                                    

18.10.2023

Hızla merdivenlerden aşağı koştum. "Açelya yavaş!" annemin sesini duyduğumda ona doğru koşarak gittim. Mutfağa girerken mutfak kapısının önünden çantamı dış kapının önüne fırlattım.

Annem kızgın bir şekilde "kızım yavaş olsana! Aşağı katta insanlar uyuyorlar!" dedi. Annemi yanağından öpüp, Kahvaltı masasının üzerinden bir salatalık alıp ağzıma attım.

"anne geç kaldım bana bir sandviç yapar mısın?"

"ağzın doluyken konuşma kızım. Biraz nazik ol, nazik!" annemin yine günlük öğütlerinin başlayacağını anladığımda ağzımdakini yutup "annecim geç kaldım. Lütfen bana bir sandviç yapar mısın? Söz okuldan geleyim seni dinleyeceğim ama şuan vaktim yok."diyerek onu susturdum. O da sadece başını salladı ve bu kez de geç kaldığım için konuşmaya başladı "ah! Benim eşek kızım! Kış uykusuna yatılır gibi yatılır mı? Annem erken kalkacağını biliyorsun neden geç uyuyorsun?"

Ayağıma çoraplarımı giyerken "çok doğru diyorsun anne ama ne yapayım işim vardı." Dedim. "işin telefonla oynamak mı annecim?" o da bir iş sayılır bence.

Kapıdan babam girdiğinde annemden kaçıp ona sarıldım "günaydın babacımmmm." Dedim sonunu uzatarak. Babam başımdan öpüp "günaydın kızım." Dedi. "sen okula geç kalmamış mıydın en son?" annemin yaptığı hatırlatmayla hızla babamdan uzaklaştım. Ön kapıya giderken saçlarımı gelişi güzel bir şekilde toplayıp balık tokamla topladım.

Ön kapıya geldiğimde hemen dış kapıyı açtım ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Ayakkabı bağcıklarımı bağlarken evin içine "ben çıktım" diye seslendim. Annem elinde sandviçle yanıma geldi "sandviçini unutma. Giderken yolda ye annecim." Annemi onaylayıp onu öptüm ve çantamı aldım. "hadi ben gittim anne."

Babam elinde başka bir sandviçle kapıya gelirken "seni ben götüreyim bekleme otobüsü" dediğinde utanmasam göbek atacaktım çünkü dersin başlamasına 20 dakika vardı ve otobüsün gelmesine bile 30 dakika vardı. Okula arabayla gitmek 15 dakika sürüyordu.

Babamın ayakkabısını giymesini beklerken saate baktım. saat 08.43'tü. "17 dakika var dersin başlamasına" diye bir hatırlatmada bulunduğumda babam "sen geç arabaya ben geliyorum" dedi.

Annemi bir kez daha öpüp merdivenlerden aşağı inerken babam da annemi öptü. Ben apartmanın kapısını açarken babam yanıma gelmişti bile. İkimiz arabaya bindik. Babam arabayı çalıştırırken "bugün akşam bir düğüne gideceğiz annenle. Sen bizimle mi gelmek istersin yoksa anneannenlere mi gitmek istersin?" diye sordu.

"tabii ki anneannemlere gideceğim. Anneannemle dün konuşmuştuk zaten. Bugün benim için mantı yapacak." Sandviçimden bir ısırık alıp çiğnemeye başladım.

"tamam o zaman. Okuldan çıktığında eve gel kızım ben götüreyim seni anneannenlere." Ağzım dolu olduğu için babama elimi iki yana salladım. Ağzımdaki bittiğinde "dedem beni okul çıkışı alacak. Dün öyle söyledi. Sinema gecesi yapacağız üçümüz." Dediğimde babam -bak sen- der gibi kaşlarını kaldırdı "sizin sinema geceniz Cuma geceleri değil miydi hanımefendi?"

"bugün şaban oğlu şaban varmış. Dedem de geçen onun olduğunu görünce bana dedi senin sevdiğin film diye." Daha sonra aklıma gelen şeyle heyecanlı bir şekilde "ayrıca yarın maç var. Dedemle onu da izleyeceğiz." Dedim. Dedem ve ben Galatasaraylıydık. Dedem koyu Galatasaraylıydı, hayatımda onun kadar fanatik birini görmemiştim. Ben dedem kadar fanatik değildim sadece maçtan maça takip ederdim. Küçüklüğümden beri dedemle yapmayı en sevdiğim aktivitelerden biri maç izlemekti. Anneannem her ne kadar çok ses yaptığımızı söyleyip bize kızsa da dedemle son ses maç izlemeyi severdik. "kiminle var maç?"

ANEMON DÖNGÜSÜWhere stories live. Discover now