47. Bölüm: Nefesim kesilmişti...

59 40 25
                                    

Tanımadığım bir ses "kurtaramadık. Başınız sağ olsun" dedi.

Cümlenin yarısında atılan çığlıklar, feryatlar bana kimin kurtarılamadığını söylemişti. Annemin "baba!" diye çığlık atması, anneannemin "Mehmet!" diye bağırması bana kurtarılamayan kişinin dedem olduğunu söylüyordu.

Kalbimin durduğunu hissettim. Beynim durmuştu resmen.

"Açelya iyi misin?" benim dedem ölmüştü. "akşam maç vardı." Dedim.

Baktığım yerin etrafında siyah noktalar uçuşuyordu. Bir şey dedim sanırım ama ne dediğimi anlamadım.

Çevremde bir şeyler oluyor Kutay bana bir şeyler söylüyordu ama tüm o sesler bana uğultu olarak ulaşıyordu.

Dışarıdaki oksijen bitmiş olmalı ki içime ne kadar çekmek istesem de çekemiyordum. içime nefes çekmek için nefes almayı denedim ama yapamadım.

Ellerimi boğazıma götürdüm. Havanın boğazımdan geçmesi için elimle boğazımı okşuyordum ama hayır.

Benim nefesim kesilmişti. Biraz önce bana nefesimin kesildiğini haber vermişlerdi. Çocukluğum, hayatım elimden gitmişti. Biraz önce tüm her şey bu dünyadan silinmişti. Bu acı kalbime çöken ağırlıkla ya da bir başka şeyle ilgili değildi.

Kalbime bir ağırlık çökmüştü. Bu çöken ağırlık öyle bir ağırlıktı ki beni ayakta tutamadı. Dizlerimin üzerine düştüm. Benimle birlikte biri daha yere düşmüştü ama neler olduğunu anlayamıyordum.

Benim dedem ölmüştü. Çocukluğum ölmüştü. Daha bu sabah bana harçlık vermişti. Verdiği para hala cebimdeydi. Bugün maç izleyecekti. Ah! Hayır! Dedemin ölmemesi lazımdı. Sırdaşım, suç ortağımın şuan beni bırakmaması lazımdı.

"Açelya nefes al!" boğazımdaki acı ve kalbimin sıkışması üzerine bir elim kalbimin üzerinde diğer elimse boğazımdaydı. Aniden birinin adımı seslendiğini duydum. Çevremde bir şeyler oluyordu ama bunu anlayamıyordum.

"Açelya bana bak! Nefes al!" gözlerimi kaldırdığımda karşımda korku içinde bana baktığını gördüm. O esnada yanımdan bir başkasının daha bana seslendiğini duydum "Açelya!"

Kutay bakışlarımı oraya çevirmemem için ellerini yanaklarımın üzerine koydu. İçime aldığım kısa bir nefesle "Kutay." Demiştim sadece. İçimdeki son nefesi de onun adını demek için harcamıştım. Kutay ellerimi tutup kendimden uzaklaştırdı "nefes alamıyorum." Dedim zorlukla.

KUTAY

Açelya'yla konuşurken telefonu çaldı. Bana burmamı işaret ettikten sonra "efendim annecim?" diyerek telefonu açtı. Biraz sonra "anne?" diye sorduğunda kötü bir şey olduğunu hissettim. Başımı -ne oldu?- şeklinde salladığımda omuzlarını bilmediğini belli etmek için silkti. "anne sen ağlıyor musun? Ne oldu anne iyi misin?"

Karşıdan gelen bir cevap sonra "nöbette mi kalacaksınız? Tamam sorun değil. Ben bugün dedemle maç izleyeceğim zaten onlara geçerim." Dedi.

Açelya'nın aldığı cevap sonrası gözlerine korku duygusu geldi ve Açelya korkuyla "kim kaldırıldı anne?" dedi.

Açelya'nın ellerinin titremeye başladığını gördüğümde "açelya ne oldu?" diye sordum. Ama Açelya beni duymamış sadece "ama sabah beni okula bıraktı." Demişti.

Açelya'nın tüm vücudunun titrediğini gördüğümde "Açelya?" diye sordum ama bir şey dememişti "Açelya iyi misin?" dediğimde kendi kendine "akşam maç vardı" dedi.

Önce çevreye baktı kendisine yine seslendim ama şuan transa geçmiş gibiydi. Zorlukla "de-dedemin öl-öldü-" dedi ama devamını getiremedi. Önce derin bir nefes aldı. Daha sonra her aldığı nefes kısalırken ellerini boğazına götürdü ve tırnaklarını batırmaya başladı. "Açelya sakin ol. Sakin olmaya çalış. Nefes al." Ellerini tutmaya çalışsam da yapamamıştım.

ANEMON DÖNGÜSÜWhere stories live. Discover now