14. BÖLÜM: AMAN AMAN NERELERE GELDİK?

199 168 21
                                    

Ulaş eliyle saçlarımı karıştırıp "aslanım benim be!" dedi. Ellerini zorla saçımdan ittikten sonra saçlarımı düzenlerken "ne ya! Bence geç bile kalmıştık. Şimdi Akif beyciğimiz halletsin işte." Dedim.

Ulaş beni dinlemeden Kutay ve Açelyaya dönerek hararetle hala benim yaptıklarımı anlatıyordu.

Sanki onlar hiç izlememiş gibi.

"ama nasıl saçlarından tutup kaldırdı ikisini. Gel kız gel alnından öpeceğim seni" Ulaş üzerime eğilirken kendimi geri çekip kurtardım. "salak mısın o yağlı ağzınla gerçekten öpebileceğini mi düşündün?"

Ha ağzı yağlı olmasa öpebilir yaniii

Hiçbir şekilde öpemez hüsniye.

Hı hı ben anladım.

Açelya ve Kutay gülerek bizi izliyordu. Kutay eliyle Ulaş'ın tabağını işaret edip "yemeğini ye gevezelik etme." Dedi.

"ya ama abi nasıl kaldırdığını görmediniz mi?" sonra kolumu kaldırıp kaslarımı sıktı. "baksana nasıl kasları var. Kız bundan sonra kavgalara hep seni alacağım yanımda." Bunu demesiyle Açelya kahkaha atmıştı. Bu çocuğun kapatma tuşu yok mu ya?!

"Ulaş sadece yemeğimi yiyip biraz dinleneceğim. İzin ver yemeğimi yiyeyim."

Ulaş kısık gözleriyle bana bakıp başını diğer yöne çevirdi. Bana küsmüş müydü o?

Ahahhahaah al küstürdün yakışıklımı

"Ulaş küstün mü?" kolunu havaya kaldırıp indirdiğinde göz devirdim "aman küsersen küs. En azından biraz kafa dinlemiş olurum." Diyip yemeğime devam ettim.

Şaşırılacak bir biçimde Ulaş, yemek boyunca hiçbirimizle konuşmamıştı. Yemeğimizi bitirdikten sonra dışarı çıktık. Kapıdan çıktığımızda Mert dibimizde bitmiş Açelya'nın yanına gelmişti. "selam" Kutay ve Ulaş çocuğa cevap vermeden sadece göz devirmişlerdi. Ayıp olmasın diye ben de "selam" diyerek karşılık verdim. Mert yüzüme bakmadan sadece Açelyaya bakıyordu "nasılsın Açelya?" Açelya'nın yüzünde –bir an önce bitse de gitsek- ifadesi vardı.

Zorlukla gülerek "iyiyim sağ ol Mert. Sen nasılsın?" Kutay, Ulaş'ın kulağına eğilip "sanki bir gece önce birlikte değillermiş gibi bir de hal hatır sormaları yok mu?" dedi. Cümlenin sonunda ben de kıkırdadım. Açelya da bu cümleyi duymuş olmalı ki bize gözlerini açıp susmamızı işaret etti. Mert bir şey duymadığı için hala sırıtarak Açelyayla konuşuyordu "iyiyim ben de sağ ol. Öyle ne yapıyorsun diye geldim ben de." Yok bu çocuk salak.

Açelya zoraki gülümsemesiyle "yaa ne iyi yapmışsın. Ama bizim şuan gitmemiz lazım Akif hoca bizi çağırmıştı da. Kusura bakmazsın değil mi?" diye bir yalan attı. Mert "tabii sorun değil. Ben de Akif hocanın yanına gidecektim zaten. Birlikte gidelim istersen." Dediğinde Kutay kahkaha atmıştı. "tabii gidin birlikte. Yalnız bizim işimiz var. Açelyacığım sen halledersin değil mi? Zaten babam tek seni çağırmıştı."

Kutay'ın cümlesinden sonra Açelya neredeyse ağlayacaktı. Bir umutla bana dönmüştü fakat Kutay koluma girmiş beni diğer tarafa çekmeye başlamıştı bile. "hadi ama Ayla ip çekme yarışını kaçıracağız." Sonra aklına gelmiş gibi Açelyaya döndü "ah! Keşke sen de gelseydin ama malum babam çağırdı. Neyse artık bir dahakine."

Açelyanın yüzündeki ifadeye bakılırsa akşama eğlence vardı.

AÇELYA

Bu Kutay'ı öldüreceğim! Beni resmen burada kurtlara yem bıraktı! Resmen kendi kazıdığım kuyuya düşmüştüm!

ANEMON DÖNGÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin