15. bölüm: İLK TAKIM OYUNU

238 171 24
                                    

Kampın bitmesine son 6 gün...

İki üç gündür herkes oyunlar ve takımlar için hazırlık yapıyordu. Takımları hazırlamamız zaten bir günümüzü almıştı, hoş hala bile mızıkçılık yapmaya devam edenler vardı...

Mesela Ayla ve Ulaş

Off evet yaaa.

Takımlar 11 kişilikti ve Ulaş benim takımımdaydı. Kutay ve Ayla da Mert'in takımına geçmişlerdi. Tabii aralarından ikisi çocuk olunca durum biraz farklılaşmıştı.

Takımların ayarlandığı gün

"bana ne ben niye Ayrılıyormuşum komşu kızından? Sana da aşk olsun Açelya! Nasıl bu nursuza izin verebilirsin bizi ayırması için! Hadi onu da geçtim Nil ve Ece de burada!!!!"

Ulaş da Aylaya katıldığını belli eder bir şekil de mırıldandı. "evet ya! Of ben niye kardeşimden ayrılıyorum? Bu balina onun takımında olup ben nasıl olamıyorum?"

Ulaş'ın söylediğine göz devirdim. Ayla, Ulaş'ın cümlesinden sonra onun kafasına vurdu ve "sensin balina!" diye bağırdı. Kutay Yastığını kulaklarına bastırıp sadece susmalarını bekliyordu ama ikisi hiç susmayacak gibilerdi.

Kutay başını yastığından kaldırıp ikisine ters ters baktı. Hepimiz ona baktığımızdaysa konuşmaya başladı "şu takım zımbırtısını konuşmaya devam edecekseniz, birinizi öldürmeden çıkın şuradan."

Onun bu sakinlikle söylediği şeye ulaş yutkundu Aylaysa tersine gitmeye devam etti. İkisi hala susmayınca Kutay söylenerek çadırdan çıktı bense onların bana söylediklerini dinlemeden uykuya daldım.

Düğünlerde uyumuş insanım olum ben. Bu ses bana vız gelir tırs gider...

Şuan

Akif hoca tüm herkesi yanına çağırdı. Hepimiz onun etrafına toplandığımızda bize oyunları ve kuralları açıkladı. İlk oyunu yemekten sonra oynayacaktık. Herkes yemeğini yedikten sonra iki ayrı takım için olan renklerimizi giydik. Mor ve mavi olarak iki renk vardı.

Ben maviyi sevdiğim için o rengi istedim ama üç IQ Mert kendince bana jest yapıp "sana mor daha güzel oluyor ama" diyip benim takımıma mor verdirtmişti!!!! Umarım bu iş ben Mert'i boğmadan biter. Umarım...

Ayla, Mert'in takımında olmasına rağmen bizim takımın olduğu tarafa geliyordu. Kutay en sonun onu belinden tutup havaya kaldırdı ve götürdü. Hoca ilk oyunu halat çekme olarak seçmişti.

Halatın bir tarafına ben diğer tarafına mert geçmişti. Ona "başarılar" diyerek el sıkışmak için elimi uzattım ama o beni şaşırtarak elimi aldı ve öptü!

Off bu da romantik bir çocukmuş

Saçmalama Şeri! Bana yarışmadan sonra unutturma da ellerimi çamaşır suyuna batırayım.

Aşkım tabi senin gönlün Kutay aşkımda ama bu çocuk da fena değil.

Benim gönlüm ne Kutay da ne de Mert de. İkisi de birbirinden salak!

Hı hı ok.

Mert elimi öptükten sonra elimi bırakmadan "sana da başarılar prenses." Dedi. Arkadan gelen alkış seslerine döndüğümde Mert'in birkaç gereksiz arkadaşının bizi alkışladığını gördüm. Önlerine baktığımdaysa Kutay'ın sinirli bir şekilde Mert'e baktığını gördüm. Göz göze geldiğimizde Kutay yanımıza geldi.

"kaptansan kaptanlığını bil sululuk etme geç yerine. Tüm gün cilveleşmenizi izleyemeyiz." NE?! Ne cilveleşmesi be?!

Mert, Kutay'ın cümlesinden sonra güldü o an fark ettim ki bu hala elimi bırakmamıştı. Elimi Mert'in elleri arasından çektiğimde Mert Kutayda olan bakışlarını bana çevirdi. "Kutay doğru söylüyor. Gereksiz hareketlerde bulunmaya gerek yok Mert. Bir daha olmasın aramız açılmasın."

ANEMON DÖNGÜSÜWhere stories live. Discover now