48. Bölüm: VEDA

59 27 42
                                    

Kutay beni arabaya bindirdiğinde hiçbir şey hissetmiyordum. Beynim ve vücudum uyuşmuştu. Kalbim donmuş, taş olmuştu. Kalbimin attığından emin değildim. Sadece karşıya bakıyordum.

Telefonumun ekran fotoğrafına baktığımda dedemle bebeklik fotoğrafımı gördüm. Dedem gülümseyerek ekrana bakıyordu. Yanında ayakta ben vardım. Altın sarısı buklelerim ve mavi gözlerimle ekrana bakıyordum.

Dedemin içten gülüşünü gördüğümde gülümsedim. Ne zaman yanına gitsem gülümserdi. Dün bana aldığı forma geldi aklıma. İkimiz üzerimize giyip fotoğraf çekmiştik. Bugünkü maçı ne olursa izleyeceğim demişti. Ne olursa olsun...

Önümden bir kol bana doğru uzandı. Yanımdan emniyet kemerine uzandı ve sessizce benim takmadığım emniyet kemerini taktı. Hiç konuşmadan arabayı çalıştırdı. Sakin bir şekilde telefonumu elime aldım. Son aramalardan annemin telefon numarasına tuşladım. Telefon bir çaldı. İki çaldı. Üç çaldı...

Onuncu kez çalışında telefon açıldı. "Açelya?" bu ses annemin sesi değildi. "kiminle görüşüyorum?" dedim. "benim canım Selin teyzen." Ayla'nın annesi, Selin teyze annemin yanındaydı. Bu durumda bizim hastanedeydiler.

"annen hastalarla ilgileniyordu canım o yüzden ben açtım. Bir şey mi diyecektin bal kuzum?" belli ki Selin teyze benim bildiğimi bilmiyordu. İçime derin bir nefes aldım. "bizim hastanede misiniz Selin teyze?" dedim. Selin teyze zorlukla "evet canım bizim hastanedeyiz. Bir sorun mu var canım?" dedi.

"dedemi görmek istiyorum" dedim sadece. Bu cevabımdan sonra Selin teyze titrek bir nefes çekti içine. Bu durumu bilmediğimi zannediyordu ama hayır biliyordum ve tek istediğim dedemi görmekti. Ona sarılmak istiyordum. Son kez elini öpmek istiyordum. Temiz kokusunu içime çekmek istiyordum.

"tek başına mısın Açelya?" başımı sadece iki yana salladım "hayır bir arkadaşımla geliyorum." Selin teyze bana gelip gelmemekte emin olduğumu sorduğunda emin olduğumu söyledim ama emin değildim. Dedemi öyle görmek isteyeceğimden emin değildim.

Selin teyze beni karşılayacağını söyleyip kapattı. Kutay'a hastanenin adını söyledim ve camdan dışarıyı izlemek için döndüm. Gerçekten gitmeyi istiyor muydum? Dedemi beyazlar içinde görmeye hazır mıydım?

Araba hastanenin önünde durduğunda arabadan hiç ses çıkmıyordu. Kutay bana sakince "Açelya emin misin?" diye sordu. Ona cevap vermedim çünkü bunun cevabını bende bilmiyordum.

Kutay'ın kapıyı açıp kapattığını duydum. Kısa bir süre sonra benim kapım açıldı. Kutay yere çöktü ve direkt gözlerimin içine baktı. İnmemi bekliyordu. Arabadan inemiyordum. Dedemi öyle görmek istemiyordum. "Geçelim mi içeriye canım?" dolan gözlerimi kapattım ve sadece başımı iki yana salladım. "lütfen bu bir kabus olsun. Gözlerimi açtığımda odamda yatağımda olayım lütfen."

Ellerimin üzerine başka eller kapandı ve yavaşça sıktığım yumruklarımı açtı. Kutay bu hareketi yapana kadar avucumu sıktığımı fark etmemiştim. Avucumun içine dokunan küçük bir öpücükle gözlerimi açtım. "Kutay." Dedim. Kutay ellerimi tutarken "söyle patates çuvalı." Dedi. "ben gitmek istemiyorum. Ayaklarım bana meydan okuyor. Korkuyorum."

Kutay yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi. "dedene veda etmek istemez misin?" gözlerime dolan yaşlara mani olamadım. Başımı sadece iki yana salladım ve "onu görürsem o zaman-" cümlemin devamını getiremedim. Ona öldü diyemedim. Demeyecektim. Benim dedem ölemezdi. Bu kadar erken gidemezdi. Maç izleyecektik, doktor olup onu iyileştirecektim. Benimle yapması gereken çok şey vardı.

Kutay şefkatle gözlerime baktı. İki elimi tek eliyle tutarken diğer eliyle de yanağımdaki yaşları sildi. "Açelya sana bir bilgi vereyim mi?" dediğinde gözlerine baktım. "eğer onu unutursan ölmüş olur. O şuan sadece bedenen yanından ayrıldı." Elini kalbimin üzerine koydu "o hep burada, senin yanında olacak. Her anında, her gülümsemende, her başarında, her ağladığında, her uyuduğunda... seni asla terk etmeyecek. O yüzden güzelim." Bir elini sağ yanağımın üzerine koyup baş parmağıyla gözyaşımı silerken "onu tamamen gitmiş diye kabul etme. O hep senin yanında olacak." Dediğinde kendimi daha fazla tutamadım.

ANEMON DÖNGÜSÜWhere stories live. Discover now