26. bölüm: Son Gece...

164 110 21
                                    

AÇELYA

Aylayla uzun bir süre yalnız kalıp konuşmuştuk. Konuşmamız biraz ağlamalı biraz sövmeli birazda gülmeli geçmişti. Kısacası ortaya karışık çerez gibiydi.

Konuşmamızı bölen hocanın herkesi ateş başına toplamasıydı. Hocanın bizi çağırdığını duyunca Ayla'nın yüzü tekrar düşmüştü "doğru ya. Bugün son geceydi." Kamp bitiyordu ve bir sonraki tatile kadar görüşemeyecektik.

Hayır, aylayı kast etmiyorum. Biz tatile bile Aylalarla birlikte giderdik. Ondan bir an bile ayrılmam imkansızdı.

Ayla'yı güldürmek için "sen hala benimle birlikte olacaksın. El oğlu gelince beni unuttun mu paşam?" diyerek onunla uğraştım.

Ayla düşen yüzünü heme düzeltip üzerime atladı. "senin yerini kimse alamaz patates çuvalı." Dedi.

Patates çuvalı Ayla'nın ağzına yakışmamıştı. Yüzümü buruşturdum "ne o? Benim ağzıma yakışmadı mı? başkasından mı duymak isterdin komşu kızı?" dediğinde aklıma gelen cevabı demiştim "evet. Mümkünse bu lakabın sahibi söylesin ona daha çok yakışıyor."

Ayla kaşlarını kaldırdı "bak bak! E siz olmuşsunuz!" ne olmuşuz? Biz kim? Konudan kaçmak için "Akif hoca seslendi. Hadi gidelim." Diyip kalktım. Ayla da ayağa kalktı "kaçma komşu kızı. Kaçma."

"kim? Ben mi kaçıyorum? Yok öyle bir şey." Ayla gülerek kollarının önünde bağladı "Kutay meselesi ne zaman açılsa kaçan benim çünkü" cümlesini duymamak için melodi mırıldandım. "Açelya!" Ayla yanıma doğru gelirken arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Ayla da gülerek beni kovalıyordu.

Yemekhanenin köşesinden döndüğümde bir şeye sertçe çarpmış ve yere düşmüştüm. Yerden kalkarken "dikkat etsene ayı!" dedim. "koşan ben değildim yalnız güzellik." (Kutay olmasını beklemiştiniz değil mi hehehehe)

"gene de senin dikkat etmen gerekirdi. Önüne bakıp yürüseydin bir şey olmazdı Mert. Her neyse şuan bununla uğraşacak vaktim yok." Arkamı dönmüş gidiyordum ki gördüğüm manzara olduğum yerde çakılıp kalmama neden oldu. Ceylin gülerek Kutayla bir şeyler konuşuyordu ve Kutay da ona gülüyordu. Gamzelerini tek bana gösterebilirdi o!

Ayla nefes nefese "Açelya nereye bakıyorsun?" dediğinde parmağımla Kutayları gösterdim. "Ayla halüsinasyon gördüğümü söyle bana." Ayla parmağımla gösterdiğim yere bakmış olmalı ki "oha! Ay bu ceylinden korkulurmuş valla. Bu kadar gülerek ne konuşuyorlar acaba?" dedi.

"ben de merak ediyorum ne konuşuyorlar acaba? O gamzelerini göstere göstere neye gülüyor acaba?"

"yok ben öyle demek istemedim. Ya Kutay sınırını koyar ya. Espri falan yapmışlardır." Tek kaşımı kaldırdım "hala gülüyor ama?" Ayla elini omzuma koydu "hadi gel biz gidelim." Omzumu Ayla'nın elinden nazikçe çektim.

O sırada bir çift kahve gözle kesişti gözlerim. Kutay bana gülümsedikten sonra tekrar Ceyline dönüp sohbetine devam etmişti. "uzaklaşması gerekiyordu ama!" diyerek sitem ettim.

Açelya niye uzaklaşması lazım?

Ben yanlış anlayabilirim. Belki şuan flört ediyorlar

Edebilir?

Ne demek edebilir?! Edemez!

Neden?

Çünkü ben varım.

Sen onun için sadece kampta aynı çadırda kaldığı bir sınıf arkadaşısın hatırlatırım

Hiç yardımcı olmuyorsun!

Çünkü saçmalıyorsun!

"Açelya sen gittiğinden beri sohbet ediyorlar en son ben de sıkılıp yanlarından kalktım ama Kutay sıkılmamış anlaşılan." Ulaşın cümlesi gözlerimin şaşkınlıkla açılmasına neden oldu. Ayla da "ortalığı boş buldu tabi." Dedi.

ANEMON DÖNGÜSÜWhere stories live. Discover now