44. Bölüm: Öğle Arası...

73 48 10
                                    

17.10.2023

Zil çaldığında derin bir nefes verdim. Öğle arasına girmiştik. Karnım çok açtı, yemek yiyeceğim aklıma geldiğinde istemsizce gelen heyecan ve sabırsızlıkla kitabımın kapağını kapattım.

Omzumdan dürtüldüğümde arkama döndüm. Ayla dağılmış saçlarıyla "Açim, direkt yemekhaneye gidelim. Ben çok açım çünkü." Dedi. Belli ki derste uyumuştu. Onu onayladım. Kitabımı masanın altına koyup kalktım.

Kutayların dersi daha bitmemişti. Birkaç dakika beklemiştik ama Ayla ve Ulaş sürekli sokranıyorlardı. "bir bitmedi şu dersi ya!" Ayla, Ulaş'a katıldığını belli eden bir ses çıkardı "hocadaki ısrar da neymiş ya! Salsana şu çocukları."

"her Salı aynı şeyi yaşıyoruz."

"hoca uyuz! Çocuk ne yapsın?"

"Balina ben çok açım ya. Şuan yanakların da tombiş tombiş poğaçaya benziyor. Sanırım ben dayanamayacağım."

"Ulaş, senin saçların da brokoliyi andırıyor. Bak salata geliyor aklıma. Ne yapsan saçlarını mı yolsam acaba?"

En son dayanamayıp "ben de ne yapsam ikinize bir girişsem mi acaba?" dedim. "bir susmadınız ya!"

Ayla şikayetçi bir şekilde "Açelya açım açım! Açlık çeneme vuruyor bilmiyor musun sen?" dedi. Eğer biraz daha konuşsalardı kafayı yiyecektim.

"tamam. Siz yemekhaneye gidin ben beklerim Kutay'ı" ikisinin gözleri ışıldamıştı. "gerçekten yapar mısın bunu baldız?" Allahım bir kereden anlamıyorlar ya! "ben vazgeçmeden gidin bence siz." Dediğimde ikisi de birbirlerinin ellerine çaktıktan sonra "biz kaçtık o zaman." Diyip cevabımı beklemeden gitmişlerdi.

Onların arkasından gülerek baktım. gerçekten ikisi bir araya geldiklerinde tam çocuk oluyorlardı. Ayla'nın gözlerinin içinin gülmesi beni çok mutlu ediyordu.

"naber?" kulağımın dibinden gelen sesle ani bir refleks olarak çığlık attım.

Arda korkuyla "hey hey hey! Sakin ol benim." Diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı. Baş parmağımı damağıma bastırdım ve şokumu üzerimden attıktan sonra "ne yapıyorsun sen be!" diye bağırdım.

"bu kadar korkacağını düşünmemiştim özür dilerim." Arda pişman olmuştu ama benim aniden gelen sinirimi dindirmemişti "beni korkuturken güleceğimi mi düşündün?"

Ellerini pantolonunun ceplerine koyarken "aslında kızacağını düşündüm ama bu şekilde kızacağını düşünmemiştim." Dedi rahat bir şekilde.

Şu hale bak hele sen! "Allahım sen sabır ver" diye fısıldadım önce. "arkadaş edinsene çocuğum sen. Şu koskoca okulda niye benim etrafımdasın sen ya?"

Arda koridordaki kişilerin üzerinde gözlerini gezdirdi. Daha sonra cıkladı "bunlar rahat dedikodu yapmaz. Hem sıra arkadaşımsın."

Tek kaşımı kaldırdım "sıra arkadaşın olmam hep yanımda gezeceğin anlamına gelmiyor." Daha sonra Arda'ya sert davrandığımı fark edip pişman olmuştum "kusura bakma. Şu sıralar sinirlerim tepemde de" diyip bir yalan attım ortaya.

"eğer anlatmak istersen dinlerim." Kardeş bir sorun yok Allaha şükür. Sadece sana sert davrandığımı fark edip vicdan yaptığım için dedim onu.

ama tabii ki bunu ona diyemeyeceğim için "önemli değil ya. Açım hem de biraz." dedim. Başımla Kutay'ların sınıfını işaret ettim "bir de Kutay'ı bekliyorum hocaları salmadı bir türlü." Arda başını aşağı yukarı sallayarak "anladım." Dedi.

Kutayların kapısı açıldığında "oh! Bıraktı sonunda!" dedim. Arda gülümseyerek "iyi ben kaçayım o zaman." Dedi. Ona el sallayıp Kutay'ın çıkmasını bekledim.

ANEMON DÖNGÜSÜWhere stories live. Discover now