28. Bölüm: Kabus

131 91 27
                                    

"siz ne alaka be?", "sevgilim dememiştir", "allahım gözlerim kanıyor şuan!", "fenerli olduğumu deseniz ona bile inanırım ama buna inanmam." Ulaş'ın son söylediği cümleyle ona döndük. Kutay "ne alaka oğlum?" dediğinde "ne bileyim abi çıktı ağzımdan" dedi.

Ece, Mert'in elini tuttu. Mert, Ecenin tuttuğu eli çevirip öptüğünde kusacaktım neredeyse. Arka Sokaklar final olabilirdi ama bunlar sevgili olamazdı o kadardı yani!!!

"biz çok mutluyuz. Yaklaşık iki ay önce kampın son günü başladık çıkmaya." Bu ilişki uzun sürmez abi. Bunlar haftaya ayrılırlar. "eh! Darısı sizin başınıza." Gözlerimi devirdim. "Ececim. Biz Kutay'la arkadaşız. Böyle yanlış şeyler konuşma ulu orta." Dedim. Ece de "hı hı öyledir." Diyip Mert'le birlikte yerlerine geri oturdu. Sanki senin inanman önemliydi benim için Haspam!

Ece bile anlamış sizin yakıştığınızı.

Şeri lütfen kafamı daha fazla karıştırmaz mısın?

Kafanı karıştırmıyorum seni uyandırmaya çalışıyorum. Alooo!!!

Sağ ol Şeri uyandım şuan.

Kutay'a döndüğümde bana bakıyordu. Birkaç saniye geçmişti ki Ulaş'ın sesiyle dikkatim oraya çekildi. "arkadaş, şu ece denen cadı süpürgesi bile anlamış bizimkiler hala naz yapıyor!" yanaklarımın ısındığını hissetmemle kulaklığımı tekrar takıp camdan dışarıyı izlemeye başladım. Yola çıkmaya başlamıştık. Birkaç dakika dışarıyı izledim.

Omzumdan dürtülünce arkamı döndüm. Ayla elindeki telefondan bana bir hesap gösterdi. Birisi okulun haber hesabını açmıştı ve bu hesap uzun zamandır vardı. "biz nasıl görmedik iki senedir?" dediğimde Ayla bilmediğini demişti. Ayla yerine oturduğunda telefonumdan o hesabın ınstagram adını yazıp arattım. Okulun eski mezunları bile hala takip ediyorlardı. Bu hesabı daha önce öğrenseydik eğer dedikodusuz kaldığımız için ağlamazdık!!!

Omzuma binen ağırlıkla sağ omzuma baktım. Kutay uyuya kalmış, başı omzuma düşmüştü.

Bir önceki otobüs yolculuğunda tam tersi yaşanmıştı.

"Kutay?" diye seslendim fakat hiç hareket etmiyordu. Belli ki gerçekten uyuyakalmıştı. Kutay'ı uyandırmamak için hiç hareket etmedim. Biraz daha hesabı inceledikten sonra göz kapaklarıma binen ağırlıkla uykumun geldiğini anladım. Başımı arkaya yaslayıp birkaç dakikalığına gözlerimi kapattım.

...

Etraftan ufak tefek sesler geliyordu ama ben gözlerimi açamıyordum. Birinin saçlarımı okşadığını hissettim önce sonra bir iç çekiş duydum. Ayla'nın sesini duydum daha sonra. "Kutay o uyanıktır ama gözünü açamıyordur. Bekle ben onu şimdi uyandırırım." Ayla'nın ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım. Enseme bir el dokununca yerimden sıçrayarak kalktım.

Ben Ayla'ya ölümcül bakışlarımı atarken onunla Ulaş kahkaha atıyor, Kutay ise şaşkınlıkla bana bakıyordu. "ne yani? Senin tikin mi vardı?" al işte! Ayla'ya Kutay'ı göstererek "Verdin eline malzemeyi! Kurtul şimdi kurtulabilirsen!" dedim.

"sen koala misali sarılmışsın çocuğa. Ne yapayım kaçamadı senden yardım edeyim dedim ben de."

"iyi halt ettin!" diyip ayağa kalktım. Kutay'ın bacakları yüzünden geçemiyordum. Elimle onları itekleyerek "çekil. Çek bacaklarını çıkıcam ben. Sinirlendim şuan!" dedim.

Kutay ayağa kalkıp önümü açtı. Eliyle koridoru gösterirken "buyurun hanımefendi" dedi. "teşekkür ederim beyefendi." Diyip gittim. Ayla arkamdan gelmiş bana sarılmıştı. "çek kız ellerini! Sinirlendirdin be-" gözümün önüne tutulan çikolatayla sözüm yarıda kaldı. Ayla çikolatayı önümde sallayarak "bir çikolataya da mı barışmazsın?" dedi.

ANEMON DÖNGÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin