33. Bölüm: Balina

139 70 14
                                    

AÇELYA

Kutay'la birlikte sohbet edip biraz yürüyüş yaptıktan sonra Otel'in içine girdik. "çiçek için teşekkür ederim." Dedim "rica ederim ne demek." Kutay arkamda bir şey görmüş olmalı ki kaşları çatıldı "Ulaş mı o?" dediğinde Kutay'ın baktığı yere baktım.

Ulaş, lobideki dinlenme koltukların birine oturmuş, dirseklerini dizlerine koymuş elinde bir şeye bakıyordu. Fakat mutsuz gibiydi.

"bir şey mi olmuş?" diye sorduğumda Kutay "bilmiyorum" dedi ve oraya yürümeye başladı. Ben de onu takip ettim. Ulaş'ın yanına geldiğimiz de Kutay yanına oturdu. "hayırdır? Kara denizde gemilerin mi battı?"

Ulaş ikimize baktıktan sonra bakışlarını yere çevirdi. Kutay'a baktığımda başını bilmediğini belli etmek için iki yana salladı. "Ulaş bir sorun mu var?" diye sorduğumda başını kaldırmadan "evet var." Dedi. "ben kötü bir şey yaptım sanırım."

"ne yaptın oğlum? Anlatsana." Ulaş bakışlarını Kutay'a çevirdi "Ayla'yı öptüm." O an Kutay ve benim ağzımdan "NE?!" çıkmıştı. Ulaş tepkimizi takmadan "o da arkasını döndü ve hiçbir şey demeden gitti. Sanırım artık konuşmayacağız." Dedi.

"nasıl gitti?" dedim çatık kaşlarımla. "bildiğin gitti işte Açelya." Bu kez Kutay "nasıl oldu bu?" diye sordu.

Ulaş derin bir nefes alıp verdi "Fotoğraf kabinine girdik işte. Birkaç fotoğraf çekildik birlikte sonra Ayla bir anda yanağımı öptü."

"AYLA MI?!" diye bağırdım şaşkınlıkla. Kutay eliyle susmamı işret etti. Ulaş da "evet Ayla." Dedi.

Daha sonra devam etti "her neyse işte, ben de o öpünce şaşırdım. Sonra saçmalamaya başladı belli ki utandı çünkü kıpkırmızıydı" o an aklına gelmiş gibi gülümsedi. "ne olduğunu anlamadım. Neden yaptım bilmiyorum ama o konuşurken tutup öptüm kızı. Nasıl oldu? Niye yaptım hiçbir fikrim yok. Ayla da geri çekilmedi ben onu öpünce. Fakat ayrıldığımızda arkasına bakmadan kaçar gibi gitti direkt." Pişmanlıkla iç çekti "ben daha başka bir tepkisi olur diye düşünmüştüm ama rahatsız ettim sanırım." Eliyle başına vurarak "salak kafam! Tuttum öptüm kızı. Ne öpüyorsun?! Tutsana kendini!"

Kutay, Ulaş'ın elini tutup başından çekti. "rahatsız etmemişsin." Dediğimde şaşkınlıkla bana baktı "nasıl?" diye sordu. Ah benim Aşık Aylam. Bu kız tam utangaç aşık oluyordu. "rahatsız olduğundan değil, utandığından kaçmıştır o." Ayla çocukken de böyleydi. Bir şeyden utandığında yeri önemli olmaz kaçardı.

Ulaş "emin misin?" diye sorduğunda başımı salladım. "rahatsız olsaydı seni anında döver, olay çıkarırdı emin ol." Dedim. Ulaş gülümsedi "bu kız beni deli edecek." Dedi. Aklıma bir anda Ayla'nın gelmesiyle "Ayla nerede şimdi?" diye sordum.

Ulaş başını iki yana sallayarak "gidince peşinden gitmedim." Dedi. Telefonumu arka cebimden çıkardım. Ayla'nın numarasını tuşlayıp açmasını bekledim. Telefon açıldığında "neredesin komşumun kızı?" diye sordum.

"Açim ben bir şey yaptım." Dedi. Sesi ağlamış gibi geliyordu. Ulaş "neredeymiş?" dediğinde elimle durmasını işaret ettim. "yerini söyle geleyim hemen bebeğim." Dedim.

"bizim odadayım." Dediğinde "tamamdır iki üç dakikaya oradayım." Diyip telefonu kapattım. Kutay'lara dönüp "ben yanına gideyim şimdi. Sonra haberleşiriz" dedim.

Ulaş benimle gelmek için ayağa kalktığında onu durdurdum "sen gelmiyorsun. Ben tek gidip kardeşimle konuşuyorum sonra siz aranızdaki meseleyi hallediyorsunuz." Diyip gittim.

Odanın kapısına geldiğimde içeriden şarkı sesi geliyordu. "Ciddi misin Ayla ya?" odanın kartıyla kapıyı açtım. Odanın içi çorap kokan cips kokuyordu. Şarkı ise Müslü Gürses – Affet çalıyordu.

ANEMON DÖNGÜSÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin