39. Bölüm: Bebek

93 58 0
                                    

ULAŞ

"ne bebeği lan?!" dedim şaşkın bir şekilde. "valla bebek var gel bir bak." Odandan çıkıp aşağı kapıya indiğimde şok olmuştum. Bir bebek arabasının içinde sapsarı saçları olan kahverengi gözlü beyaz tenli tombul yanaklı bir bebek vardı. "oha!" dedim şok bir şekilde "oğlum bu bildiğin bebek!"

"ben ne dedim sana gerizekalı?! Kamyoncu hasan amca mı var dedim?" arkadan annemin sesini duyduğumuzda ikimiz de anneme döndük. "annecim ben sessiz olur musunuz rica etmemiş miydim size?" elimle bebeği işaret ederek anneme "anne bebek var kapıda." Dedim.

Annem kaşlarını çatıp "ne bebeği oğlum?" dedi. Eliyle sabahlığının önünü kapatıp önünde kollarını bağlayarak yanımıza geldi. Annem önce şok bir şekilde "ay bebek bu!" dedi. Kutay sıkkın bir şekilde derin bir nefes vererek "evet anne bebek bu!" dedi.

"donar bu çocuk dışarıda. Oğlum bir gidin bakın anası babası etrafta mı bu bebeğin." telefonumu yere koymadan önce Aklıma Ayla'nın gelmesiyle telefonu açtım ama o çoktan kapatmıştı. Onu daha sonra aramayı unutmamam lazımdı.

Kutay ve ben ayakkabılarımızı giyerken annem "gel bakalım sen. Sen ne güzel bir şeysin öyle." Diyerek bebeği arabasıyla birlikte içeri aldı.

Biz dışarıya çıkarken de bizi uyarmayı unutmadı tabii "oğlum bakın dikkat edin. Bir de sizde kalmasın aklın tamam mı annecim?" Kutayla başımızı sallayıp dışarı çıktık.

ASENA TAŞ

Kutay ve Ulaş çıkınca arkalarından kapıyı kapattım. Bebeğe döndüğümde gülerek bana baktığını gördüm. Ben de ona sevecen bir sesle "sen gülüyor musun bana? Gel seni biraz rahat ettirelim." Diyip bebek arabasından çıkardım.

Bebeği kucağıma alırken bebek arabasının içinden bir mektup düştüğünü gördüm. Yerden mektubu alıp bebekle birlikte oturma odasına gittim. Bebeği koltukta yanıma oturturken etrafına düşmemesi için yastık koydum.

Sanırım bebeği bırakan birisi mektup koymuştu. Ne güzel de bir bebekti kim bu bebeği burada böyle bırakabilirdi ki? Hangi annenin içi sızlamaz bırakırken? Hangi babanın elleri titremez kendi bebeğini bir başkasına bırakırken?

mektubun üzerinde Asena'ya... yazısını görmek kaşlarımın çatılmasına neden olmuştu. Bu bebeği bırakan her kimse direkt bana bırakmış olmalıydı ama neden bir insan kendi bebeğini başkasına bırakırdı ki?

Mektubun üzerinde kendi adımı görmem iyice meraklanmama sebep olurken daha fazla zaman kaybetmeden mektubu açıp içinden notu çıkardım. Mektubun içinde başka bir şeyin olduğunu fark ettiğimde onu da çıkardım.

Bu bebeğin kimliğiydi. Bebeğin adı Ada Serin'di. Ona gülerek döndüm ve "adın Ada mı senin? Ne güzel bir adın varmış." Dedim. Ada karşılık olarak "a-da. A-da" dediğinde güldüm. "bir de adını söylüyor." Diyip tekrar kimliği incelemeye koyuldum. Doğum tarihine baktığımda bebeğin daha bir yaşında olduğunu gördüm.

Bebeğin annesinin adına baktığımda adının Deniz olduğunu gördüm. Bu isim bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkaramamıştım. Babasının adını okuduğumda Akif yazıyordu. Hayır... lütfen düşündüğüm şey olmasın... Ellerim titreyerek mektubun içinden çıkan kağıdı okumaya başladım.

Sevgili Asena,

Asena ben Deniz Serin. Şuan da evinde olan bebeğin biyolojik annesiyim. Sana her şeyi açığa kavuşturmak için bu notu bırakıyorum.

Asena seninle üniversite de aynı sınıftaydık. Tabii ben biraz asosyal olduğum için beni pek tanımıyorsundur. Belki adım tanıdık gelmiştir ama sana.

ANEMON DÖNGÜSÜWhere stories live. Discover now