0.5

39.5K 2.6K 1.5K
                                    

Selam fazladan çok selam

Sözümüzü tutalım da bölüm atalım dedik.

Aşkolar çok fazla yazım hatam var ve acemice dizeler dolu. Yine de beğendiğiniz için teşekkür ederim. Daha dikkatli ve daha özenli yazmaya alışıyorum 10.bölümden sonra falan fark edilir illa ki. Sizde gözden kaçırdığım şeyleri bana söylemeyi unutmayın ve çok güzel eleştiri ve yorum yapıyorsunuz seviyorum sizi.

Neyseciğime bölüme gidin hadi.

----------

Camide namaz kılmak kadar huzurlusu yoktu. Namaz içindeki huşusu bilemdeğişiyordu inasanın.İkindinin farzını da kılıp selam verdikten sonra fotoğraf çeken onun yanına gittim. Bugün abdest almamıştı öküz. Alsa ona bir rekat daha namaz kıldırıp sevap kazanabilirdim.

"Eee buranın hikayesini anlatmayacak mısın?"

"Buranın bir hikayesi yok taşıdığı bazı özellikler var. Ahşap odaları olması. Çiniden bol bol yararlanılması gibi. Birde Emir Sultan Hazretlerinin türbesi burda. Cami eşi tarafından yaptırılmış diye biliniyor çoğu yerde. Burayı özel yapan genel anlamda çini desenleri"

"Çok güzel duruyor"dedi çinileri çekerek.

"Bak mesela kubbeleri farklı. Ulucaminin ki böyle değildi. Demiştin ya hepsi aynı değil mi zaten diye?"kafasıyla onayladı. "Fark ettim ve çektim."

"Klipte mi yapsak? Video çekerek"

"Yaparız. Bendeo iş" girişe doğru gidip makinayı ayarladıktan sonra etrafı çekmeye başladı. O çekerken bende etrafı turladım. Minbere çıkıp birde burdan baktım etrafa. Yüksekte olmak her zaman beni eğlendiren bir etken olmuştu. Küçükkende kuran öğrenmek için gittiğimiz kurslarda eğlenmek adına koşuşturarak buraua çıkardık. Belki çoğu çocuğun en büyük çılgınlığıydı imama rağmen minbere çıkmak.

"Pişt poz ver"kamerayı bana doğrultan ona baktım. Gülümsediğimde çektiğini çıkan sesten anlamıştım. Hızlı hızlı merdivenleri inerek yanına gittim.

"Bakayım nasıl çıktı?"kamerayı bana doğru indirdiğinde ekrana baktım. Açık ara benden daha güzel fotoğraf çekiyordu. Ona bunu tabiki söylemeyecektim.

"Eh işte idare eder"ağzını yamultarak taklidimi yaptığında ters ters ona baktım. Her hareketi gıcık ediyordu beni. Gıcık öküz.

"İçeride iş bitti. Dışarıya çıkalım. Türbeyi de çeker bir çay içeriz"

"Çay mı içeriz?"

"Buraya kadar gelmişiz bir çay içmeyecek miyiz?"

"Seninle 5 dakika daha fazla geçirmek gözümü korkutuyor olabilir"dedim yine dikenlerimi çıkararak. Artık buna engel olamıyordum. Refleks haline gelmişti. Belkide gücen problemi. İyi niyete inanmıyordum.

"Bende meraklıyım sanki sana?"

"Meraklı olmadığını biliyoruz!"

"Olmamı mı isterdin?"

"En son isteyeceğim şey olur emin ol. Sen tikicanlarınla takılmaya devam et çünkü sana düşen aptallardan değilim sana kanan aptallardan da olmayacağım"onun tüm okulla çıktığını düşünecek olursak taviz vermemeliydim. Bence dikenlerim konusunda da haklıydım. Toksik bir konuşma yapmış olsam bile bir şekilde uzak tutmam gerekiyordu. Kaşları havalandı ve "Çok iddialısın ayrıca ne alaka şu an?" dedi.

"İddialı değilim çünkü bu bir yarış değil. Kendimi biliyorum seni de biliyorum isteyeceğim kişi olamayacağını da biliyorum." Kaşlarını çattı.

İMANBOY Where stories live. Discover now