2.6

26.6K 2K 581
                                    

SELAM.

Nasılız?
LGS nasıl geçti? Umarım hakkınızdan en hayırlısı en güzeli olur. Hiçbir şey için canınızı sıkmaya gerek yok. Sonuç ne olursa olsun kendinize yeni yollar aramaktan vazgeçmeyin.

Bölüm yetiştiii. Düğüne hazırlanıyorum şimdi de. Kuzenimin olmasa bu kadar takmazdım ama malum düğün evi biz olunca bu hafta sonu az bölüm yaptık. Neyse ki sınav haftası bitti.

Neyseciğime hadi kış kış

--------

"Arda lütfen bak söz verdin"abimle Yiğit konuşmadan bakışmaya devam ederken Hacer hoca abimi Yiğitten uzak tutmaya çalışıyordu.

"Abi? Kitlendin? Huhu"demin neyine güveniyordun acaba Asel? Senin cevap vermene fırsat vermeyeceğini gözden kaçırdın.

"Arda!"

"Yiğit"Yiğit hafifçe bana baktığında abim ona doğru hamle yapmıştı ama Hacer hoca önüne geçerek onu engelledi.

"Arda! Böyle yapacaksan gelme bir daha okula! Ne konuştuk ya! Kıskançlığın ne alemi var?!"

"Yengem haklı"dedim omuz silkerek. Bu sefer bakışlarını bana çevirdi.

"Evde konuşuruz abi. Olay çıkarmanın anlamı yok. Çünkü artık sıkıldım. Bakma hiç öyle. Çünkü bu sefer esip gürleyemeyeceksin! Hadi Yiğit"dedim yanlarından geçip giderken. Yiğitte arkamdan gelerek yetişmişti.

"Bir şey yapmaz değil mi? Canını yakar mı?"yavaşça durup burukça gülümseyerek ona baktım.

"Hayır. Esip gürlese de şiddet yok. Korkma" sanki deminden beri içinde tutuyormuşcasına nefesini bıraktı.

"Zarar görmene dayanamam"

"Merak etme. Korkulacak bir şey yok."

"İyi o zaman. Çay mı içiyoruz?"

"Kahve mi istiyorsun?"

"Çay"

"İyi peki çay içelim"dedim ve büfeye ilerledim. O da peşimden gelmişti.

"Ben alacağım Asel. Aklından almayı geçiriyorsan çıkar" ters ters ona baktığımda işlemiş gibi durmuyordu. Abiye iki çay söyleyip bana döndü.

"Bakma öyle gözlerin öyle kalacak."

"Hep ısmarlamak zorunda değilsin. Ben de ısmarlasam ölecek miyim?"

"Tövbe ağzına alma şöyle şeyler. Erkekliğime yediremem kızım."hafifçe gülüp

"Yesinler erkekliğini"abi çayları bırakırken parasını ödedi ve ikisini de avuçladı. Önceden oturduğumuz köşede ki koltuğa ilerlerken bende onunla ilerledim. Koltuğa ulaştığımızda ise yanyana oturmuştuk. 

"Ne yapacağız çıkışta?"dedim ona dönerek. Bakışlarını bana çevirdi.

"Yapmak istediğin bir şey var mı?"

"Çıkışta önce tamirciye uğramam lazım"

"Hayırdır?"

"Telefonum ekranı. Araba çarptığı gece paramparça olmuş onu yaptırmam lazım. Asla ekrana dair bir şey göremiyorum baksana"dedim cebimden çıkarıp ekranı ona çevirerek. Kaşları çatıldı.

"Bu kadar sert mi çarptı? Başka bir yerinde bir şey olmadığına emin misin?"

"Çok eminim bileğimde geçti bile. Sağlamım çok hemde" o çatık kaşlarla bakmaya devam etti.

"İyiyim ya valla gerçekten. Hiçbir şeyim yok. İnan bana Yiğido" cümlenin sonunda hafifçe gülüp örtümin üçgenine vurdu.

"Yiğidon ısırır seni"

İMANBOY Where stories live. Discover now