İMANBOY

Özel bölüm

HOŞ GEL Dİ NİZZZZZZZ

Ben bir özlemişem buraları valla.

Eminim sizde özlediniz o yüzden burayı uzun tutmayacağımm.

Hemen hemen okumaya geçin

İyi okumalarrrrr

------------

"Baba bunu da koyabilir miyim?"

"Koy güzelim"

"Peki ya bu?"

"Koy babacım"

"Bu?"

"Koy güzelim koy al hepsini koy koy"dedi Yiğit sabrının son demlerini kullanarak. Ona yardımcı olmak yerine gülerek izlemek tercihimdi şu an. Kendinin kız versiyonu ile uğraşmak kolay olmamalıydı.

"Abicim artık sus ha? Vallahi benim başım şişti"Ömer çantasını sırtına geçirirken Nisa somurtarak abisine bakıyordu. "Altı yaşındaki bir kızla böyle konuşman hiç kibarca değil abi!" 

"Ne dedim sanki?"Nisa çantasının fermuarını zar zor kapatıp babasına uzattı. "Hani ben prensesim ya eee çantamı da sen taşıyacaksın o zaman"

"Taşıyayım babam onu da taşıyayım ver kurban olduğum" Nisa memnun olmuş bir gülümseme ile abisini takip ederken Yiğit tüm bavulları yüklenmişti.

"Ver birazını bana"

"Yok balım hallederim ben"

"Belin ağrıyacak ver hadi artistlik yapma"

"Peh artistlik mi?"yanımdan geçip giderken omuz silkip bende bir kaç çanta aldım. Sanki ben kocamı  tanımıyordum da bana güç gösterisi yapıyordu. 

"Oğlum bagajı aç"Ömer bagajı açarken Nisa arabaya yerleşmişti bile. Yiğit'e yerleştirme konusunda yardımcı olurken Yiğit nefes nefese bavulları bıraktı.

"Ay belim belim gitti bende bel falan yok"

"Artislik yapma demiştim."son bavuluda koyup bagajı kapattım.

"Ne bileyim ben böyle olacağını"

"Sen kabul etmesende yaşlandık kocacım"

"Hiçte bile gayet genç ve yakışıklıyım."gözlerimle onu geçiştirdiğimde yanağımdan öpüp sürücü koltuğuna yöneldi. Bende ön koltuğa yerleştim. Kemerimi takarken arkaya doğru bakıp "benim çocuklarım hazır mı?"

"Evet"dedi Ömer düz bir sesle. Nisa ise tüm arabayı inletecek şekilde "eveeeet" diye bağırdı. Yiğitte ona katılıp evet diye bağırdığında gülerek onları izledim.

Abimlerle beraber kafa dinlemeye daha doğrusu eğlenmeye Rize'ye gidiyorduk. Hem çocuklar için temiz hava iyi gelir diye düşünmüştük. Ayrıca çay zamanıydı ve çay zamanları yorulmak dışında çok eğlenceli geçiyordu. Çocukların da bunu tatmasını istemiştim.

"Anne şimdi çay toplamak nasıl oluyor? Böyle elma toplamak gibi mi? Ağaçta mı oluyor yoksa yerde mi? Nasıl bir şey o siyah siyah çay mı oluyor? Yoksa direkt çaydanlıktaki gibi su mu? Nasıl bir şey ki o?"sorularını tek tek aklımda tutmaya çalışarak gülümsedim.

"Bildiğin yeşil yeşil otlar oluyor. Çay makasları var. Onlarla kesip sırtımıza taktığımız çantaların içine döküyoruz. Sonra büyüklerde bizim için onları dönüştürüyor"

"Hııı anladıııım!"

"Anne"dedi bu sefer Ömer.

"Söyle paşam"