2.3

24K 2K 524
                                    

Selaaaam!
Nasılız??

Uyarı!!

Bana sövmek yok....

Kış kış bölüme

-------------

Odanın içinde fır dönüyordum ama Yiğit mesajlarıma ve aramalarıma bir türlü dönmüyordu. Endişe hissinin nirvanasını yaşıyordum şuan. Pes etmeyip bir kere daha aradım ama sonuç öncekilerle aynı olmuştu o salak saçma sekreter bir şeyler anlatıp duruyordu.
Hayır yani gitsem nerede kaldığını da bilmiyordum. Evde kalmıyordu kardeşi ve teyzesiyle beraberdi ama nerede olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

Bir kere daha denedim aramayı. Uzun uzun çaldı. Sekreteri bekledim. Sesini duyayımda kapatayım diye.

"Kedicik?"hızla kulağımdan çekip ekrsna baktım. Açılmıştı ama bana kedicik diye Yiğit değildi daha çok küçük bir kız çocuğun sesine benziyordu ki büyük ihtimalle Ayçaydı.

"Şey Yiğit yanında mı acaba?"

"Abim mi? Yok burada değil"

"Nerede peki biliyor musun?"

"Biliyorum."

"Bana söyleyebilir misin?"

"Söylersem abim üzülür"

"Ne?"

"Kedicik ablasın sen. Abim anlattı."yüzüme bir gülümseme yerleşirken

"Ben abini sabahtan beri arıyorum çok merak ettim. İyi mi?"

"Değil"

"Nasıl değil?"

"Abim şuan yoğun bakımda"başımdan aşağı kara sular inerken bana şaka yapıyor olmasını diledim. Eşek şakası. Yiğit niye birden bire yoğun bakıma kaldırılacaktı ki?

"Na-nasıl yani?"

"İstersen sana hastanenin adını söyleyebilirim. Gelip abimi görebilirsin"

"O-olur"

"Medicabildeyiz."

"Tamam ben hemen geliyorum hemen!"telefonu kapattığım gibi yatağa fırlattım. Daha sonrasında ise elime ne geçtiyse üzerime giyip bir yazma bağladıktan sonra telefonu cepledim ve koşarak aşağıya indim. Elim ayağım dolanmıştı. Kalbim tekliyordu başım dönüyordu. Ne demek yoğun bakıma alındı? Yiğit niye yoğun bakıma alındı. Durumu nasıl Yiğit. Yiğit lütfen. Kalbim ağzıma atıyordu. Gözlerim bulanıklaşmaya başlamıştı. Ağlamamak için duruyordum ama pek mümkün gibi gözükmüyordu.

Evden çıkarken annem bir kaç kez seslenmişti ama ne dediğine dair bir şey anlamamıştım. Vakit kaybetmek istemiyordum ona geç kalmak istemiyordum. Garaja dayalı olan abimin bisikletini alıp bindim. Çok hatırlamıyordum sürmeyi ama beni en hızlı götürenilcek olan araçtı şuan. Saat geç olmuştu. Babamla abim henüz istanbuldan dönmemişti. Taksi de gece zor geçerdi. Otobüs saati ise çoktan geçmişti.

Bisikletle anayola çıkıp yarım saatlik uzaklıkta olan hastaneye sürmeye başladım. Gözlerim gözyaşından bulanıyor silmek için elimi çektiğimde ise dengem kayboluyordu. Bir şekilde yolu yarılamıştım. Aklım almıyordu onun orda yoğun bakımda olmasını aklım almıyordu. Motor kazası olabilirdi. Türlü türlü şey olabilirdi. Onu kaybetme korkusu sardı içimi. Onu sevdiğimi bile bilmiyordu daha.

"Allahım Allahım sana yalvarıyorum Yiğit'e bir şey olmasın. Sen en iyisini bilensin ama lütfen Yiğit'e bir şey olmasın." Gözlerim yine bulandığında silmeye fırsat bulamadan bir şeye çarpıp yeri boylamıştım. Ayak bileğim çok fena acırken etraftan birkaç kişi yanıma geldi.

İMANBOY Where stories live. Discover now