2.9

21.4K 1.8K 399
                                    

Selaaaaaammmm
Nasılsınız?

100bin okuma olduk arkadaşlarrrr. Aşırı mutlu oldum. Hepinizin gözüne ağzına parmaklarına sağlık. Hiç tutmayacağınu düşünürken iyi yerelre doğru yavaş adımlarla ilerliyoruz. İlginiz için teşekkür ederim. Hepiniz iyi ki varsınız.

Hadi kış kış bölüme

----------

"Günaydın"Hamza ve Emir aynı anda dönüp bana baktı. Hamza gülümseyerek

"Günaydın"dedi. Emir ise beni süzmesi bittikten sonra yüzüme baktı.

"Günaydın."dedi gülümseyerek. Tekrar Hamzaya döndüm.

"Kaçta başlayacağız?"

"Tam 10 da. Her şey hazır hiçbir eksik yok. Çok iyi iş çıkardık tebrik ederim"

"Tebrikleri sona saklayalım. Hayırlısıyla bitsin şu sergi"

"Haklısın. Bir sorun çıkmadan bitse harika olacak"

"Günaydın"yanımıza gelen Yiğit'e döndüm. Emir'in yüzüne bile bakmadan Hamzayla tokalaştı. Sonra ise bana döndü.

"Günaydın"diyerek karşılık verdim.

"Sergi sonunda konuşmamız gereken şeyler var"kaşlarımı çatarak

"Ne gibi?"burukça gülümsediğini gördüm ama çok kısa yer etmişti yüzünde.

"Önemli."

"İyi peki."her ne kadar merak etsemde üstelemedim. Hali hiç hayra alamet değildi. Bir şeyler olmuştu ama bunun için sergi sonunu mu beklemem gerekiyordu? O  Hamzayla konuşurken çaktırmadan onu kestim. Hiç çaktırmadığıma eminim. Siyah gömlek altına siyah pantolon giymiş gömleği içine sokmuştu. Geniş omuzları gömlekte oldukça belirgindi. Kollarını hafiften katlamış bilekleri de açıkta duruyordu.
Saçları tamamen dağınık hoş bir görüntüdeydi. Yakışıklı çocuğum benim. Yiğit'e öyle odaklanmıştım ki Hamzayla Emir'in uzaklaştığını bir süre sonra fark ettim. Yiğitle yanyana kaldığımızda içim kıpır kıpırdı.

"Çok güzel olmuşsun"kalbim olduğu yerde çırpınırken gülümsedim.

"Sende çok iyi gözüküyorsun"o da karşılık olarak gülümsedi. Sonrası sessizlik. İkimizde öylece durmuş gelenleri inceliyorduk. Tek kelime bile etmeden.

"Babanlar gelecek mi?"

"Hıhı. Gelecekler"anladım gibisinden kafasını salladı. Sonra yine bir sessizlik. Yine gelenleri inceledik. Tuğçe ve ekibi girdi kapıdan. Bana bakıp burun kıvırdıktan sonra Yiğit'e gülümsedi. Artık bu kızı da kıskanamıyordum. Hareketleri kendini bitirmekten başka hiçbir işe yaramıyordu. Tuğçelerin arkasından kırmızı elbiseli sarı saçlı bir kız girdi içeri. Baya alımlıydı. Güzeldi de. Süt gibi teni elbisesinin altından ışıldıyordu. Maşallah be filinta gibi kız. Boyu 170 net vardı. Manken gibiydi belki de mankenlik yapıyordu kim bilir?

"Hassiktir"Yiğit'e döndüğümde kıza baktığını gördüm. Evet alımlı,filinta olan kıza bakıyordu. Kaşlarımı çatarak

"Noldu? Ne bakıyorsun?!" Diye çıkıştım.

"Bunun burda ne işi var?!" Oh bir de tanıyordu. Kaşlarım daha da çok çatılırken bana döndü. Dönmesiyle şaşkın yüz ifadesini topladı.

"Eski bir arkadaş. Gelmesinin hiçbir mantığı yok!" Hala kaşlarım çatıktı. Bu beni tatmin eden bir açıklama değildi.

"Bakma öyle sadece şaşırdım yoksa başka bir şey değil"

"Yiğit?" Kız çoktan yanımıza ulaşmış kocaman dudaklarıyla Yiğit'e gülümsüyordu. Birde kıpkırmızı bir ruj sürmüştü.

İMANBOY Where stories live. Discover now