İMANBOY

3.2

Selam.

Nasılsınız?
İşte beklenen o bölüm geldi! Zaman aşımı...
Ayh çok heyecanlıyım bu kısımları yazmak için umarım beğenirsiniz.

Kış kış

---------

-4 yıl sonra-

"Ay Asel az yavaş yetişemiyorum sana!"olduğum yerde durup yetişmeye çalışan Sudeyi bekledim. Adımlarını hızlandırıp yanıma geldiğinde hızlanmamaya çalışarak uyum içinde yürüdüm.

"Geç kaldık zaten Sude!"

"Yetişiriz bir şey olmaz"

"Rahatlığın beni kanser ediyor Sude!"

"Seninde gerginliğin beni kanset ediyor aşkım. Relax ol ya aaa" ters bir bakış attığımda susmak zorunda kaldı. Adımlarımı bir tık daha hızlandırıp amfime gelmiştim. Sudeyle vedalaştıktan sonra içeri girip en arka sıralardan birine oturdum. Hoca çoktan derse başlamıştı bile. Çantamdan eşyalarımı çıkarıp ders için hazırladım kendimi.

"Asel!"ismimi duymamla sesin geldiği yöne doğru döndüm. Emir'i gördüğümde gülümseyerek karşılık verdim.

"İyi misin?"

"İyiyim"

"Geç kalınca dedim bir şey mi oldu?"

"Yok yok iyiyim"

"Güzel tamam"

Ders yaklaşık bir saat sürmüştü. Daha sonra ise hoca mola vermek adına çıkmıştı. Emir de bu sırada yanıma gelmişti. Yazım hiç görüşmemiştik yazdığı mesajlara da kısa kısa cevap vermiştim ama üniversite de aynı amfiye düşmüştük. O da benim gibi edebiyat bölümünü kazanmıştı. Şansa bak ki denk gelişimiz bir olmuştu.

"Kahve içelim ama sen sevmiyorsun. Çay?"

"Yok ya Sudeye bakacağım bir. Sağol yine de"

"Ne demek?"

"Sende gel istersen."

"Olur geleyim canım sıkıldı" ayaklanıp onunla beraber amfiden çıktım. O sırada koridorda Sude de bize doğru geliyordu. Beni gördüğünde adımları daha da hızlanmıştı.

"Asel!"bu telaşı beni endişelendirirken

"Asel! Asel Asel Asel!"

"Noldu bir şey mi oldu?"

"Kimi gördüğümü tahmin bile edemezsin?!"

"Kimi gördün?"

"Yine eski sevgililerinden birini görmüştür kim olacak"Sude Emir'e yüz buruşturup tekrar bana döndü.

"Yiğit. Yiğit'i gördüm"olduğum yerde vücudum kaskatı kesilirken kalbim anlamsız bir şekilde göğsüme çarpmaya başladı. 4 yıl sonunda gerçekten burda olabilir miydi? Yok yok yok yanlış görmüştür benzetmiştir.

"Komik şaka Sude ama şaka zamanı değil" Emir'e döndüm. Sude'nin bu konu da şaka yapavağını düşünmüyordum ama Emir'in şaka olmasını ister gibi bir hali vardı. 

"Emir salak mısın valla gördüm?! Kantinde gelin bakalım gerçekten!" Olduğum yerde hala hareket edemiyordum. Eğer Sude'nin dediği gibiyse onu bir daha görmek korkutuyordu beni. Karşılaştığımızda tepkisi nasıl olur bunları bilmiyordum. En son Rizeye gittiğim gece konuşmuştuk. Bir daha da yazmamıştı. Telefon çekmediği için değil Yiğit Altuğ gerçekten bir daha hiç yazmamıştı ve attığım mesajlar hiç bir zaman görülmemişti. Ayçayla da iletişimim kesilmişti. Hiçbir haber alamamak deliye dönmeme sebep olmuştu ya öldüyse ya tedavi ters gittiyse düşüceleriyle yamıp kavrulmuştum. Şimdi ise Sude onun burda olduğunu söylüyordu. 4 yıl sonra Yiğit Altuğ döndü mü? Döndüyse burda ne işi var?