12.BÖLÜM: UÇURUMUN RÜYASI

19 12 1
                                    

"Kimsin ve neredesin?" dediğim de sesim tereddütlü çıkmıştı. Çünkü bana seslenen her ne ise onu görmeye hazır mıydım bilmiyorum.

"Camdan bakarsan anlarsın" dediğinde aynı ses odanın camına yavaş ve temkinli adımlarla ilerledim. Bu ses neyin nesi ise annemin benim üzerimde ki oyunlarından da olabilirdi.

Camın tam dibine geldiğim de masamın üzerinde duran Kıan'ın bana verdiği hançeri elime aldım. Karşıma her ne çıkacaksa savunmasız olmamalıydım. Öleceksem bile savaşarak ölmeliydim.

"Ona hiç gerek yok" dedi yine aynı ses. Ben en başta neyden bahsettiğini anlamasam da en sonunda gözlerim hançere kaydı. Hançerimden bahsettiğini anlayınca hançerime daha çok sarılmıştım. Camın önünde ki perdeyi açarak yavaşça camı araladım. Derin bir nefes alarak sonu kadar açtığım da kimse yoktu.

"Dalga mı geçiyorsun?" dedim camdan dışarıya bakarken. Arkamda hissettiğim şeyle beraber kulaklarım ısınmış ayaklarım her an için germiştim. Sıcak bir nefesi ensem de hissettiğim an da aşağı doğru eğilerek hançeri arkamdakinin boğazına dayadım. Boğazından başlayarak yüzüne doğru taramaya başladı gözlerim. Dudakları hafif yana toplanmış bir şekilde gülüyordu. Mavi gözlerine yetiştiğim de bu kişinin Kıan olduğunu anladım .

Ama hançeri gevşetmeden benden uzaklaştırdım. Hançeri tekrardan masanın üzerinde ki kılıfına soktum. Ardından derin bir nefes vererek dikleştirdiğim belimi serbest bıraktım.

"Derdin ne senin? Delirmemi mi istiyorsun?" dedim ona doğru yürüyerek. Benden biraz uzun olduğu için kafamı birazcık yukarı kaldırmama sebep oluyordu.

"Sadece şakaydı" dedi son derece soğukkanlılıkla. Bu kadar sakin ve umursamaz olmasına asla dayanamıyordum. Tabi onun için hava hoş farklı bir diyar da olan. Ve üstelik her iki diyarda da aranan bendim. Nasıl oluyor da bütün belaları peşime takmayı beceriyordum hala anlamış değilim. Tetikte olmalıydım her an her şey olabilirdi.

"Bir daha yaparsan-" daha lafımı bitirmeme izin vermeden lafa girdi.

"Bakıyorum da hançerimi her koşulda yanında taşıyorsun" dedi bir kaşını havaya kaldırıp muzip bir şekilde gülümserken. Bunun altında ne aradığını bilmiyordum ama eğer düşündüğüm şeyse çok yanılıyordu.

"Altında bir neden arama, savunmak için başka bir silahım yok" dediğim de karşımda durmuş kafasını ciddiyetsizce sallıyordu.

"Ya da başka bir savunma aleti istemiyorsundur" dediğinde gözlerimi devirdim. Ne desem istediği şekilde çeviriyordu . Bu durum eminim onu çoğu haksız olduğu olaylar da haklı yapmıştı.

"Evet, senin hançerinden çok etkilendim" dedim ben de artık konuşmanın nafile olduğunu anlayınca. O eğleniyorsa ben de onunla eğlenirdim. "Ayrıca sen bu saraya nasıl girdin? Ve bana nereden seslendin?" dedim gözlerimi kısıp şüpheci bakışlar atarak.

"Dolabında saklanıyordum" dedi masamın yanında ki masaya sanki kendi odasıymış gibi otururken. Ciddi olmadığı her halinden belli oluyordu. Ama şu an ben ciddiydim.

"Ciddi olur musun? Sana bir soru sordum." Bu sefer ciddiyetimi anlamış olacak ki açıklamaya başladı.

"Varislerin geçiş güçleri vardır" dedi masamda ki eşyaları incelerken.

"Peki benim neden yok" sonuçta ben de varistim ve bende de olması gerekiyordu. O gücün ne olduğunu sormadan hemen bende neden olmadığını sormuştum. "Ayrıca o da ne?" dedim.

"Bir saniyeden daha kısa sürede istediğimiz zaman gidebiliriz. Ve sen bir varis değilsin." Dediğinde ne demeye çalıştığını anlamamıştım. Ne demek sen bir varis değilsin?

Varisin İntikamı (Prenorion 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin