35.BÖLÜM: TOPLANTI

16 4 6
                                    

"Bu zamana kadar neden haberim olmadı peki?" dediğimde tekrar konuşmaya hazırlanırken odaya giren kişi ile ikimiz de ayağa kalkarak reverans yaptık.

"Çünkü bildiğini düşündük, Izel" Kraliçe Neftelia bütün ihtişamı ile yaşına meydan okur bir şekilde karşımda dimdik duruyordu. Öyle güçlü ve kudretli görünüyordu ki girdiği ilk andan beri tüylerim diken diken olmuştu.

"Bağışlayın Kraliçem, geleceğinizi bilmiyordum" Neftelia bu son sözlerime karşın daha önce oturduğum yatağıma oturarak eliyle iki üç kez vurup yanına oturmamı işaret etti. Önce Kıan'a bakıp sonra yüzüme bir gülümseme yerleştirerek utana sıkına yanına oturdum.

"Bu toplantıya sen de geleceksin" kaşlarımı çattım. Tam itiraz edecekken elini havaya kaldırarak buna müsaade etmedi. "Çünkü Mira artık bu işlerde yetersiz kalıyor, yeni ve genç birine ihtiyacımız var" dediğinde merakla gözlerimi açtım.

"Doğru kişi olduğumu nereden biliyorsunuz?" dediğimde Neftelia önce yüzüne küçük bir gülümseme yerleştirip sonra bunu bir kahkahaya çevirdi.

"Ben yetmiş yaşındayım Izel." bunu dediğinde istemsizce kaşlarım şaşkınlıkla yukarı doğru kalkmıştı. Gözlerimi yüzünde gezdirdiğimde göz etrafında hayatın yol çizdiği kırışıklıklar dışında yüzünün çok diri olduğunu fark ettim. "Bir hükümdarı gözünden tanırım. Ve sen Dilek yüzüğüne sahipsin. Vakti gelince bunu en iyi şekilde değerlendireceğine eminim" gözünde ki bu emin duruşu bana da güven vermişti. Ayrıca Kraliçe Neftelia ona söylenmeyen bu bilgileri nasıl elde ediyordu o da kafamda ki ayrı bir soruydu.

"Beni buna layık gördüğünüz için onur duydum" dediğimde elini saçlarıma koyup okşadı. Kıan bu süre içinde tek kelime etmeden ikimizi de izlemişti. Ama aklıma takılan bir soru daha vardı.

"Bu toplantı da kim olacak Kraliçem?" Kraliçe Neftelia kaşlarını çatarak bir süre düşündükten sonra o isimleri teker teker saymaya başladı.

"Prenorion'un en güçlü krallıkları olacak. Koronia Kralı ve Lordu Kıan, İceon Kraliçesi Sola'nın kızı Kraliçe Naymeria, Falorin Kraliçesi , Boriaon Kralı Namir ve Kraliçesi Sersy." elbette Aesira'nın ailesi ve Mira'yı tahmin etmiştim.

"Kraliçem emriniz üzere bu toplantı için hazırlanacağım" dediğimde Kraliçe ayağa kalkarak odadan çıktı. Ardından reverans yaparken Kıan da hazırlanmam için bana müsaade ederek odadan ayrıldı.

Daha önce ciddi bir toplantı da bulunmamıştım ama az çok nasıl giyilmesi gerektiğini ve nasıl davranılması gerektiğini tahmin edebiliyordum. Dolabıma yerleştirilen birkaç kıyafetten birini seçtim. Seçtiğim kıyafet bir elbise ya da mini bir etek değildi aksine içinde daha rahat olduğum ve günlük bir kıyafet seçmiştim. Giydiğim pantolon her zaman ki dövüş pantolonu olmasa da daha bol ve rahat bir şey seçmiştim. Kıyafetlerim kahverengi tonlarındaydı.

Masamın üzerinde ki hançeri dolabımdan çıkardığım kemerle önce bacağıma sonra birini de koluma sabitledim. Her yer de temkinli olmam gerekiyordu. O toplantı da Mira'nın olması olası tehlikelere açık bir toplantı olacağı anlamına geliyordu.

Bu toplantı için çok özenmesem de her zaman ki kıyafetlerimden daha iyi bir şey giyinmiştim. Hazırlığımı tamamlayınca sarmal merdivenlerden basamakları arşınlayarak beni ortak salon da bekleyen Kıan ve Kraliçe Neftelia'nın yanına indim.

Kraliçe Neftelia elbisesini değiştirmek yerine ağırlığını ortaya koyan çok ihtişamlı kırmızı taşları olan bir taç takmıştı. Kıan ise her zaman ki kıyafetlerine benzer bi şekilde koyu mavi tonlarında giymiş ve bu sefer ek olarak pelerin de takmıştı. Koyu mavi kıyafetleri gözlerinin mavisi ile ahenk içinde dans ederken pelerini de ayrı bir hava katıyordu. Dalgalı ve omzuna kadar yetişen saçlarını bu sefer serbest bırakmak yerine arkada at kuyruğu toplamıştı.

Kıan elini beline yerleştirerek koluna girmem için bir boşluk oluşturdu. Koluna girdiğim an da geçiş gücünü kullanarak bizi Koronia sarayından Boriaon sarayına getirdi. Öyle ki tam da saray kapısının önündeydik. Kıan elini kaldırmış kapının açılması için eli ile tıklatacaktı ki kapı büyük bir gıcırtı ile açıldı. Sanırım geldiğimiz anı görmüş olmalıydılar.

Saraya girdiğimde çok yabancılık çekmemiştim çünkü daha önce burada kalmıştım. Yalnızca Aesira ile yemek yediğimiz o büyük, dikdörtgen masanın yerine daire şeklinde olan ve daha da büyük bir masa yerleştirilmişti. Etrafına da sandalyeleri göz kararı ile eşit aralıklarla dizmişlerdi.

Mira ve diğer krallıklar masa da oturduklarına göre en son gelen biz olmuştuk. Mira gözlerinde ki heyecan ve merakı gizleyememişti. Kraliçe Neftelia'nın masaya yaklaşması ile herkes saygı ile ayağa kalkarak onu selamladı.

Ardından hizmetliler her birimizin sandalyesini çekerek oturmamızı sağladılar. Gözlerimi hızlıca masada ki davetliler de gezdirdiğimde Aesira'nın sağında ve solunda oturanların Anne ve babası olduğunu düşünmüştüm. Aesira ona baktığımı fark edince yüzüne küçük bir gülümseme yerleştirerek beni selamladı. Ben de aynı şekilde ona karşılık verdim.

"Hepiniz hoş geldiniz kral ve kraliçelerim. İmparatoriçem" masada ki sessizliği bozan sarayın sahiplerinden Aesira'nın annesi Kraliçe Sersy oldu. Oturduğu sandalyeden kalkıp büyük bir ciddiyet takınırken aynı zaman da yüzünde ki davetkar gülümsemeyi eksik etmiyordu. Aesira ile oldukça benzer fizik özellikleri vardı. Mira arada sırada bana gözünün ucuyla baksa da şu ana kadar doğrudan bakmamıştı.

"Burada bulunmamızın nedenini az çok biliyoruz" ellerini masaya koyarak eğildi. "Sevgili İmparatoriçemizin yeniden seçilmesi için buradayız" yeniden mi? Her sene aynı kişi mi seçiliyordu? Bu söylediğine karşılık oldukça şaşırmıştım. Kıan yavaşça kulağıma eğilerek fızıldamaya başladı.

"Her sene kimse itiraz etmeden İmparatoriçe Mira olurdu" dediğinde sarf edilen bu sözlerin anlamını kavrayabilmiştim. Ama maalesef bu sefer böyle olmayacaktı. İmparatoriçe adayı olarak kendimi de sunacaktım. Zira ondan daha iyi yöneteceğime emindim.

"Kaideler gereği herkes fikrini beyan etmeli. Kraliçe Mira tekrardan İmparatoriçe olarak göreve devam mı etsin yoksa ona karşı bir aday var mı?" Aesira annesinin bu sözleri üzerine gözlerini üzerime dikmişti. Yapacağım deliliği az çok o da tahmin ediyordu. "İzninizle ilk oyunu veren ben olmak isterim." dediğinde aramızdan biri ona itiraz edecek mi diye her birimizin üzerinde gözlerini gezdirdi.

"Uzun süredir Prenorion'u layığıyla yönetti. Ve siz de takdir edersiniz ki bu süre zarfında diyarı ondan iyi kimse bilemez. Kraliçe Neftelia'ı tenzih ederek. Bu yüzden yine yönetmesi için Kraliçe Mira'nın en iyi karar olduğunu düşünüyorum" sözlerini bitirir bitirmez sandalyesine tekrar oturarak diğer davetlilere kararını sormaya başladı.

"Ben de sevgili eşime katılıyorum. Bu diyarı en iyi yönetebilecek kişi Kraliçe Mira'dır" Kral Namir de oyunu Mira'dan yana kullanmıştı. Ardından eşine dönüp başını sallayarak onay aldı. Anlaşılan bu evlilikte karar merci Kraliçe Sersy'di.

"Ben de..." İceon Kraliçesi Naymeria daha lafını bitiremeden ayağa kalkarak sözünü kestim.

"Öncelikle lafınızı böldüğüm için bağışlayın Kraliçem, ancak oylamalar tamamlanmadan önce size söylemem gereken önemli bir şey var." önce lafını böldüğüm kraliçeden onay aldıktan sonra konuşmaya devam etmek için nefes aldım.

"Anladığıma göre her zaman Kraliçe Mira İmparatoriçe olarak seçiliyor. Ancak bunun tek aday olması sebebi ile olduğunu düşünüyorum. Bu seçim de ben de İmparatoriçe olmak için adaylığımı sunuyorum" sözlerimi bitirip sandalyeme tekrar oturduğum da bütün davetlilerin ciddiyetine karşın Mira'nın kahkahası salonu doldurmuştu.

"Henüz gücünü ailesine bahşetmemiş bir varisi seçebileceklerini mi düşünüyorsun, kızım" gözlerini masada ki herkes de dolandırdıktan sonra bana dönerek ayağa kalktı ve konuşmaya devam etti.

"Bu konu da her hangi bir tecrüben yok. Diyarın yararı yerine zararına olursun. Şimdi uslu bir çocuk ol ve sandalyeye tekrar otur." dediğinde bana ne yapmam gerektiğini söylemiş olması bu aşağılamaların yanında bardağı taşıran son damla olmuştu.

Varisin İntikamı (Prenorion 2)Where stories live. Discover now