33.BÖLÜM: PEÇELİNİN HANÇERİ

17 4 9
                                    

Bu sefer öyle güçlü çarpışmıştı ki kılıçlarımız onun bana doğru olan basıncı yüzünden bir dizim yer ile buluşmuştu. Tek elimle silahlara daha fazla dayanamayacağımı fark edince diğer elimi kılıcın en ucuna doğru koydum. Toparladığım güç ile diz çöktüğüm yerden tamamen doğrularak peçelinin karnına bir tekme savurdum. Bundan kaçamayan peçelinin sırtı yere yapıştı.

Hiç vakit kaybetmeden yere yığılan peçelinin üzerine doğru koştum. Peçelinin üstüne geldiğimde elimde ki kılıcı boğazına dayayarak bastırdım ve tek hamle ile boğazını boydan boya yardım. Peçelinin üstünden kalkarken ağzımdan fışkıran koyu kırmızı sıvının peçelinin yüzünü boyaması ile karnımın sol tarafına saplanan sancı bir oldu.

Başka bir peçeli elinde ki kısa hançeri kabzasına kadar karnımın sol tarafına boşluğa saplamıştı. Nefesim kesilirken dudaklarımdan süzülen inlemeye engel olamamıştım.

Peçeli tek hamle de karnıma saplanan kısa hançeri çekti. Hançerin bedenimden sertçe ve hızlıca çekilmesiyle kanın dışarı doğru sızması bir oldu. Elimi karnımın sol tarafına götürdükten sonra elimden akan sıcaklığı hissettim. Elimi karnımdan çekerken kanı gözler önüne serdim. Nefes alış verişlerimde zorlanırken sırtım yer ile buluştu. Üstümde ki peçeli uzun kılıcını havaya kaldırmış sivri ucunu karnıma saplamak için hazırlanırken peçelinin karnını delen kılıcı gördüm. Karnından fışkıran kan damlacıkları yüzüm de yer buldu.

Peçeli düşerken ardından Kıan'ı gördüm. Yanıma çökerek elini karnıma götürdü. Kana bulanan eline baktıktan sonra konuşmak için dudaklarını aralamıştı ki daha buna zaman bulamadan üzerimize doğru koşan başka bir peçelinin karnına sapladı kızıl kılıcını.

Hançer kısa olduğu için ve elbette şanslı olmalıydım ki hançerin karın boşluğuma gelmesi sebebiyle ayağa kalkacak gücü kendimde bulabilmiştim.

"İyi değilsin sen en iyisi..." cümlesini tamamlamasına müsaade etmeden lafını kestim.

"İyiyim ve savaşacağım" dediğim de o da kabullenmese de ne kadar inatçı olduğumu bildiği için kabul etmekten başka bir şey yapamadı. Aslında etrafımızda daire oluşturan bütün bu peçeliler tek sefer de saldırsa sağ çıkma ihtimalimiz çok düşük olurdu. Anlaşılan niyetleri öldürmek değildi.

Bu suikastçıların nereden geldikleri hakkında aklımda bazı şüpheliler vardı ama bunu sonra öğrenecektim. Mira'nın görevlendirdiği askerler olma ihtimalleri çok yüksekti. Ve tanınmamak için bu peçeleri takmış olmalıydılar.

Daha ayağa kalkıp yeni toparlandım ki arkamdan sertçe sırtıma gelen tekme ile omurgam sanki ikiye bölünmüş gibi hissettim. Parmaklarım gevşerken kılıç benden metrelerce uzağa fırladı. Yere öyle bir çakıldım ki sanki ciğerlerim patlamış gibi acıdı. Ardından tekmeyi atan peçeli olduğunu düşündüğüm kişi kolumu sertçe kavrayarak beni yüz üstü olduğum durumdan ona bakacak pozisyona getirdi.

Elinde ki hançeri kolunun ulaşabileceği son yüksekliğe kadar kaldırıp tam saplayacakken boşta kalan kolumu bacağımın üzerine götürdüm. Giydiğim pantolonun altına gizlediğim hançeri tek hamle de bacağıma bağlı olan kemeri de yırtarak çektim. Hançeri çekmemle adamın bana bakan gözüne saplamam aynı anda oldu.

Adam hala üstümdeyken öyle bir çığlık attı ki acıyı ben bile hissetmiştim. Ardından gözümü bile kırpmadan gözünün içinde olan hançerimi hızlıca geri çektim ve doğrularak adamı üstümden attım. Adam acı ile ellerini oyduğum gözüne götürerek yer de kıvranırken bu sefer ben onun üstüne atıldım. Elimde ki hançeri boğazında ki kemiklerin kırılma sesi eşliğinde gırtlağına sapladım. Sapladığım hançeri olduğu yer de çevirerek çekip çıkardım.

Varisin İntikamı (Prenorion 2)Where stories live. Discover now