KASABA

11K 767 187
                                    

Var gücümle koşmaya başladım.İğrenç bedeni ve çürümüş organları yüzünden kokusu kendinden önce gelen zombi ise hala peşimden geliyordu.Bir anda  olduğum yerde durdum ardından iri ve sivri oluşu gözüme çarpmış olan bir taşı eğilip yerden aldım ve büyük bir hızla zombinin üzerine attım.Ama ne yazık ki ıskalamıştım.Iskalamış olduğum zombinin sol omuzuna yakın bir hizadan geriye ve aynı zamanda aşağı düşen taşa bakmayı bırakıp koşmaya devam ettim..

Zombi biraz gerimde kalmıştı fakat hala peşimden gelmeye devam ediyordu.Neden gitmiyordu bu lanet olası..Bunu bir kez etrafı süzdüğümde fark etmiştim çünkü canlıya dair hiç bir şey yoktu..Bir süre sonra iyice yoruldum ve  koşmayı bıraktım.Soluk soluğa kalmıştım..

Beni aralıksız takip eden bu zombinin peşimi bırakmıyor oluşu beni öfkelendirirken etrafıma kısa bir süre göz gezdirdim o sırada  büyük bir çınar ağacı gözüme çarptı.Hemen ağacın altına koştum.Zar zor da olsa ağacın koyu kahve derin kıvrımlı gövdesine tutunarak ve dallarına basarak  yukarı tırmandım.Peşimdeki zombi ise bir iki dakika sonra yetişmiş ve aşağıdan kan oturmuş gözleri ile bana doğru bakıp ağaca tırmanmaya çalışıyordu.

Sonsuza dek burada kalmazdım.Bir şeyler düşünmeliydim.Ağacın uzun dallarını kırmaya çalışıyordum fakat gücüm yetmiyordu , bana verilenlerin etkisi hala üzerimdeydi.İnce ve elle kolay kırılabilecek dallarını bile kıramıyordum.Biraz daha kendimi zorladım ve ince bir dalı kırmaya çalıştım fakat yine başarısız olmuş elime gelen tek şey birkaç yaprak parçasıydı.

''Hadi ama lanet ağaç ''diye lanet okurken o sinirle ağacın dallarını tekmelemeye başlamıştım.Vurduğum tekme darbesiyle ağacın büyük bir dalı nihayet kırıldı fakat bir aksilik olmuş kırılan ağaç dalı saniyeler içinde aşağı düşmüştü..

''O dal bana lazımdı. ''

Ağaç yapraklarının arasından aşağıya baktım.Asıl amacım kırdığım o dalı elime alıp zombiye karşı koymaktı fakat istemeden de olsa dalın aşağı düşmesi daha çok işime yaramıştı çünkü ağaçtan düşen o dal aşağıdaki zombinin üzerine düşmüştü.Bunu fırsat bilip , elimdeki yaprakları cebime koydum ve aşağı atladım.Bacağımda atlamanın etkisi ile hafif acı hissederken üzerine düşen büyük ağaç dalı ile cebelleşip onu üzerinden atıp kalkmaya çalışan zombiye son bir kez bakış attım ve kalan gücümle yola devam etmeye başladım.

Çok acıkmış ve susamıştım.Elimi cebime attım.Çaresiz oluşum yüzünden cebimden çıkarmış olduğum yapraklara baktım..Ve tek hamlede ağzıma atıp ısırdım.''Bunun tadı çok berbat ! '' diye kendi kendime sitem ettikten sonra dilimde önce tatsız ardından acı tuhaf bir tat bırakan yaprakları ağzımdan geri çıkardım..Her ne kadar berbat bir tadı olduğunu öğrenmiş olsam da  yinede hiç bir şey bulamaz isem diyerek kalan yaprakları atmadım.

Yerde küçük  güneş ışığı ile parlayarak dahada belirgin hale gemiş çamurlu bir su birikintisi görür görmez birikintinin yanına doğru koştum ve yaşama fonksiyonlarımı karşılayacak kadar az miktarda kadar sudan içtim..Bir an önce Daisy 'nin verdiği adrese  gitmeliydim ;

''Flower , 21  , Elegant kasabası ''

''Hadi ama yinemi o kasaba !''

Gerçi onları bu kasabadan kurtarmıştık başka nerede oturacaklardı ki..

Bir müddet daha yürümüş ve sonunda ana yola çıkmıştım.Midemi alt üst etmiş o çamurlu sudan sonra  gözlerim içmek için berrak temiz bir su arıyordu ki o sırada karşı kıyı gözüme çarptı.

''Sulama kanalları , tabi ya neden daha önce aklıma gelmemişti ki!''

Hemen karşı  kıyıya geçtim.Yarısına kadar dolu olan kanaldaki temiz ve berrak suya baktım.Suya bakmamla bağırmam bir oldu;

PEŞİMDE ZOMBİ VAR (TAMAMLANDI )Where stories live. Discover now