TERK EDİLMİŞ ŞEHİR

6.2K 484 112
                                    

Bu soru beynimi kemirirken Oğuzun heyecanlı bağırışı ile irkildim.

''John , John kendine geliyor ! ''

 Zar zorda olsa başımı kaldırıp gözlerini aralayan John ' a baktım.Adamson ,Linda ve Oğuz John 'un başına toplanmış ,Bayan Marry ise duygulandığından olsa gerek gözleri dolmuş bir damla göz yaşı elmacık kemiğinden aşağı süzülüyordu.Bu sırada  Amelia küçücük kollarını kocaman açmış John 'a sarılmıştı..

Kafamın ağırlığını daha fazla tutamadım ve  kafamı tekrar koltuğun yastığına attım.John ' a

''Aramıza tekrar hoş geldin ''diyememiştim bile.

Gözlerim altın süslemeli tavana ve yarısını görebildiğim salonun içine  bakarken kulaklarım konuşulanları dinliyordu.

Uzun bir süre bilinci kapalı kalmış John gözlerini Adamson ' a dikerek ;

 ''Adamson en son otobüs yanıyordu ,sonra ne oldu ? '' 

Adamson derin bir iç çekti ardından;

''Neler olmadı ki ?Sen bunları boş ver biraz daha dinlen çünkü zorlu bir yolculuk bizi bekliyor olacak !''

Linda ''Adamson plan nedir ? ''

Adamson son derece kendinden emin bir şekilde bağlı ev sahiplerine dönerek ;

''Evinizden varlıklı bir aile olduğunuz anlaşılıyor silahınız vardır elbet değil  mi ?''

Elleri bağlı karı koca aynı anda ;

''Evet ''cevabını verdi.Ardından adam ;

''Fakat hepimize yetmez ! ''

Adamson dikkatli bir şekilde adamın sözünü dinledikten sonra sözüne devam etti ,

''Bu evde silah olarak ne kullanabilirsek alacağız çünkü yolda bizi neler bekliyor bilmiyoruz.Şehir merkezine indiğimizde önce bir AVM den yiyecek alacağız.Ardından arabanın olduğu yöne doğru gideceğiz.Toplu gidersek gücümüz fazla olur bu yüzden kimse gruptan ayrılmayacak.Arabayı bulup bindikten sonra güveni bölge olduğu idda edilen 'Arsia 'denen ve her anonsta adı geçen yere gideceğiz.''

Linda ''Adamson Arsia  diye bir yer vardıysa şimdi hala duruyor mudur ? ''

''Onu gidince göreceğiz..''

Konuşmalar devam ederken aradan yaklaşık yarım saat geçmişti. Bense yer yer konuşmaları dinliyor yer yerse boşluğa doğru dalıp gidiyordum. Tüm yaşamımı baştan sona düşündüm bu kısa süre zarfında. Benim kaderim kurak topraklar; ne yağmur ne çiçekler var burada. Derin bir çukur yalnızca..Bu kadar yorulmayı ben mi istedim ve olmazları..Bu kadar dipleri ben istemedim..Nefret edeceğim bir çok şey geliyordu aklıma ama sonunda yine kendimden nefret ediyordum..Yaşamın derin anlamsızlığından yakınıp sahip olduğum bilinçten dolayı bundan kurtulamam ne acınası..Düşünceler beni boğarken boynumdaki acıyı adeta uyuşturmuştu.Düşünceler dağıldığında boynumdaki acıyı yeniden hissettim ama azalmıştı.Sanırım birazda olsa toparlanıyordum..

Adamson'' Hadi herkes eline silah yerine geçecek ne varsa alsın gidiyoruz!''

diye bağırdıktan sonra Linda beni yattığım yerden doğrulttu ve elime bir bıçak tutuşturdu.İki dakika bile sürmeyen bu süre zarfında Linda'nın bana destek olurkenki bakışı içimde bir garip his uyandırmıştı,tarif edemiyordum, tatlı bir mayhoşluk gibi..Ama uzun sürmedi bu his hemen kendime geldim ve telaşla hazırlanan dostlarıma baktım.

John ''Benim baltam nerede ? ''

Adamson ''Sen balta kullanamazsın John ! ''

John ''Sol elim işe yaramıyor olabilir  ama sağ em hala işe yarıyor ! ''

PEŞİMDE ZOMBİ VAR (TAMAMLANDI )Where stories live. Discover now