BEKLENMEDİK..

5.1K 426 149
                                    

''Kahretsin!''

Beni bırakıp nereye gidiyorlardı ?

Paslı ve küçük gemi ,denizin yansıdığı mavi gözlerimin önünde ufka doğru giderken sağ elimde tutmuş olduğum dürbün yavaşça parmaklarımın arasından kayıyor kumsalın açık kahve tonundaki kumunun içine yavaşça gömülüyordu.

 Dane ''Jack ,hava kararmadan buradan gitmeliyiz hadi.''

Dane 'in seslenişinin ardından Öfkemi kızgın kumsaldan çıkarıyor , ayağımı tekmelermişcesine savurup etrafıma saçılan kum tanelerine bakıyordum. Yırtık, şemsiyesi ileriye savrulmuş şezlongun üzerine bir tekme atmam ile birlikte şezlong  kırılmış ayağım kırık yerin içine girmişti.Öfkem biraz da olsa hafiflemişti. Derin derin nefes alıyordum.

Dane yanıma yaklaştı ve ayakkabımdan tutarak ayağımı kırık yerin içinden çıkarttı.

''Sakin ol Jack !''

Öfke krizinden sonra dokunsan ağlayacakmış gibi hissi ile birlikte yere eğildim.Güneşten ısınmış olan dürbünü tekrar sağ elime aldım ve ipinden tutup boyununa astım.Tam gitmek üzereydim ki unuttuğum bir şeyi hatırladım.

Zombinin boğazında saplı kalan bıçağımı almak için zombi cesetinin yanına gittim. Bıçağımı zombinin iğrenç boğazından çıkarttım. Kan içinde kalmış bıçağı zombinin bedenine yapışmış ve çürümeye yüz tutmuş kıyafetinin kan olmayan yerine sürterek temizledikten sonra Dane ile birlikte deniz kıyısında ilerlemeye devam ettim.

Adamson ,John hepsi beni bırakıp gitmişlerdi. Beni kasabada AVM nin içinde tuzağa düşüren adamdan intikamı mı alıp hesap soramadan, nasıl benim ikizim gibi bana benzediğini anlayamadan gitmesi ise öfkemi ikiye katlıyordu.

Neden hep terk edilen ben oluyordum? Neden tüm belalar beni buluyordu ? Beynimin içinde bu cümleler ile büyük savaş verirken Dane 'in seslenişi ile irkildim.

''Jack, dikkat et gittikçe denizin derin kısmına doğru ilerliyorsun.''

Farkında olmadan ilerlediğim yere baktım.Ayaklarım suyun içine girmiş neredeyse dizlerime kadar vuran dalgalar ile birlikte denizde ayaklarımı bir sağa bir sola atarak ilerliyor olduğumu fark ettim .Denizin içinden çıktım ve Dane 'in hemen arkasında yürümeye başladım.Sessizce kendi kendime konuşmaya başlamıştım farkında olmadan..

Dostluk bağı acı ve tatlı özleri olan bir bağ..Zor zamanlarda insanı teselli ediyor hatta güç kaynağı olarak hizmet edebiliyor. Ancak başımıza gelen bazı olaylar hayattaki pek çok şey gibi dostluklarında sonsuza kadar sürmeyeceğinin acı bir hatırlatıcısı olabiliyor. Arkadaşlık ilişkilerinin geçici doğasını vurgulamıyorum ancak bu gerçek göz ardı edilemeyecek kadar can acıtıcı.. Öfkem yavaş yavaş yerini hüzne bırakıyordu. Onları özlemeye başlamıştım. Özellikle Linda..

Dane ''Jack artık bu tehlikeli kıyıda ilerlememiz için bir sebep kalmadı ,ormanın içinden geçip ,otoban yolundan eve daha hızlı ve daha güvenli gidebiliriz.Olur mu ? ''

Ben Dane 'in ne dediğini bile dinlemeden kafamı salladım.

Adamsonlar için onca şeyi yapmışken onlar beni aramak için dönmemiştiler bile..Bu yeniden öfkemi kamçılamıştı. Sanırım artık onları unutup hayatıma kalan yerinden devam etmenin vakti gelmişti.Sadece ben..Tıpkı ilk başladığım gibi..Hem yalnız kalmak insanın bakış açısını genişletir,  dünyayla bağlarımızı güçlendirme gücü verir, yeni olasılıkları aydınlatır..

Tam kendime gelmiştim ki Dane ;

''Jack dikkat et ! ''diye bağırdı.

Dane 'in elindeki bıçağı üzerime doğru fırlatmış ,saniyeler ile birlikte havada adeta takla tarak gelen bıçak sol gözümün yanından sıyırıp arkama doğru gitmişti.

PEŞİMDE ZOMBİ VAR (TAMAMLANDI )Where stories live. Discover now