ARSİA 'DAKİ KAOS

8.1K 430 369
                                    

Hemen hemen içlerinde kısa boylu bulunmayan beyaz giyimli ; ellerinde aynı tip silahlar bulunan yaklaşık sekiz kişi kıyafetlerinin aksine siyahın en koyu tonunun hakim olduğu silahlarının uçlarını bana doğrultmuş , öfkeli bir şekilde bana bakıyorlardı.Ben masum olduğumu söyleme fırsat bulmadan diğer adamların önünde duran ve ne kadar çabalasam da üzerini tam olarak okuyamadığım yaka kartı diğerler adamlardan farklı olan bir adam ;

''Senin isimin ne ?''

Bu kalın ses tonu ''Olduğun yerde dur !''diye bağıran adamın ses tonuna aitti.

''Jack ,Jack Wolf efendim''dedim ismimi ilk söylediğimde bir iki saniye duraksayarak.

''Pekala ,Esriana 'ya götürün bunu !''

''Esriana ?..'' içimden geçirdiğim şaşkınlık dolu bu kelimenin sırrı kim bilir benim başıma neler açacaktı.Bu yüzden sonuçlarını hiç düşünmeden bana isimi sorup diğer adamlara beni götürmelerini emreden bu adamla göz temasını kestim ve bir anda kalabalık insanların içine doğru koşmaya başladım.Kalabalığın arasında omuzlarım insanlara bir bir çarparken sızlayan bacağımı aldırış etmiyor ve ileriye doğru koşuyordum.

''Dur Kaçma !''

seslerinin baskın olduğu insan konuşmalarının arasında ;

''Efendim silah kullanalım mı ?''

diye bir ses duydum.Peşimde olan adamlardan birisinin sesi olmalıydı.

''Hayır onu canlı olarak götürmeliyiz ,karar Ersiana 'nın.''

Diğerlerinden üst düzey olduğunu düşündüğüm ve beni götürmelerini emretmiş olan adamın sorulan bu soruya bu cevabı vermesi ile birlikte Ersiana 'nın bir yer değil bir insana ait olduğu kesinleşmişti.

Salgın çıktığından beri bu kurtuluşun umudu ile onca şeyi atlatmışken şu anda yolları hakkında bir fikrim olmadığı bu şehirde ,bilmediğim bir nedenden dolayı beni yakalamak isteyen şehrin adamlarından kaçıyordum.

''Ne saçmalık ama !''

diye sitem ederken bu cümleyi dışımdan ve bağırarak söylediğimi fark etmem uzun süremedi.

İnsanların bir kısımını geride bırakırken bir kısımı ise üzerime üzerime geliyor bu beni rahatsız ederken tüm gücümle onları ellerim ile iterek ileriye doğru koşuyordum.Göğüs kafesim ise hızla bir şişiyor bir iniyor bundan dolayı burnumdan çıkan sıcak nefesi hissedebiliyordum.

Sağ omzumun üzerinden arkaya doğru baktım.Adamlar hala peşimden koşuyorlar ,önüme çıkan insanlar ise duraksayıp şaşkın bir şekilde bizi izliyorlardı.İnsanların itici ve korkmuş bakışlarından sıyrılıp caddenin dallara ayrılan bölümüne doğru yaklaşırken ne yöne gideceğime karar vermeliydim...

Nereye kaçacağımı bilmiyor oluşumdan dolayı sadece adımlarımı bir tık daha ileri atıyordum fakat karar vermenin vakti gelmişti.Yol çatallandığında gitmem için karşıma dokuz seçenek çıkıyordu.Üçü sağ tarafta ,üçü sol tarata diğer üçü ise ortada akıp gidiyordu.Şehir merkezinden uzaklaşmamak için orta üç yoldan birine sapabilirdim fakat beni beni bulmaları ve yakalamaları kolay olurdu bu yüzden sağa veya sola sapmalıydım.

Tam sağ tarafa koşmuş ve sağ tarafın ikinci yoluna sapmıştım ki o sırada ayağıma atılan bir çelme ile yere kapaklandım.Çelme atanın kim olduğuna bakmak için sert zemine çarpan ve çarpmanın etkisi ile sızlayan başımı yukarı kaldırdım ;

Koyu kızıl tonlarında saçları at kuyruğu seklinde bağlanmış ,yaklaşık yirmili yaşlarında ,tıpkı diğer adamlar gibi beyaz giyimli ve onların silah tipleri ile aynı biçimdeki silahın ucunu aşağı doğru eğmiş silahı adeta kafamı hedef alan bir kız bana aşağılayıcı tavırlar ile bakıyordu.

PEŞİMDE ZOMBİ VAR (TAMAMLANDI )Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz