ORMAN

7.4K 666 219
                                    

Jeeplerin içinden elleri silahlı adamlar indi.Silahları bizim üzerimize doğrulttular.İçleriden kaşına kadar inen koyu kahve saçları hafif esen rüzgar ile sağa doğru uçuşan bir adam kalın bir sesle;

''Bizimle gelirseniz güvende olursunuz , size yiyecek ve barınma imkanları sunulacaktır.''

İnsanlar şaşırmış bir şekilde adamlara bakıyordu.Arkadan  kana susamış zombiler geliyordu.Bu yüzden geriye başka bir seçenek kalmıyordu.Adamın söylediği kelimeler ve bu kelimeler ile oluşan onlarla birlikte gitme isteği Adamson ve diğer insanlara mantıklı gelmiş gibi gözüküyordu..Bense geçip karşımıza dikilen bu adamların kim olduklarını anlamaya çalışıyordum..
Dikkatlice, şüpheci bakışlarla incelemeye başladığım sırada Jeep in arkasındaki logo gözüme çarptı ;
''Kaliola ''

Adamson Jeepe binmek için adımını atmıştı ki ;

''Adamson dur , bu adamlar beni kaçırmıştı , kalan insanları toplayıp üzerlerinde deney yapıyorlar'' diye bağırdım bir anda.

Bunun üzerine Adamson geri adım attı ve tek bir hamlede arkasını döndü.Araçlara binmeye hazırlanan bazı insanlarda vazgeçmişlerdi..
Bir tarafta aç zombiler diğer tarafta insanların üzerinde deney yapan silahlı adamlar...

İnsanlar, Kaliola şirketinin adamları ile tartışıyorken etrafı incelemeye başladım.Bir çıkış yolu olmalıydı bizi bu durumdan çıkaracak bir şey..O an dikkatimi çeken bir şey oldu.

''Metro istasyonu ''

''Herkes beni takip etsin '' diye bağırdım ve metro istasyona doğru koşmaya başladım.

Kaliola şirketinin adamları peşimizden koşarken bir yandan da üzerimize ateş açmışlardı.Seslerimizi duyan zombiler ise uzaktan metro istasyonuna doğru yöneldiler.. Fakat bize yetişmeleri biraz zordu..Yani en azından hemen yetişemezlerdi..

Geniş merdivenlerden inmeye başladık.İçerisi çok karanlıktı , içerideki derin sessizliği ayak seslerimiz ile bozmuştuk.Arkalardan orta yaşlarda uzun boyuna yakışır nitelikte uzun yüzlü bir adamın cebinden küçük bir fener çıkarmasıyla birlikte fenerin aydınlığı ile koşmaya başladık.

Metro istasyonun içinde hiç zombi olmaması beni düşündürüyordu.Kısa bir süre içinde sebebini anlamıştım.Çünkü zombiler metronun içindeydiler.El fenerinin ışığını görünce camlara dayanmışlardı..İçeriden camları kırmaya çalışıyorlardı.John ise dalga geçer edasıyla metronun kapısını tekmeleyerek :

''Ne oldu çıkamıyor musunuz ? Lanet olası yaratıklar ! ''

John 'un tekmelemesinden olsa gerek kapı birden yere düştü.Metronun içinden bizi parçalara ayırıp midelerine indirmek isteyen yaratıklar; zombiler hızla bir karınca sürüsü gibi metronun içinden çıkıp dağılmaya başladı..

Adamson ' un yankı yapan sesini duyabiliyordum ;

''Ne yaptın John şimdi akşam yemeği olacağız !''

Arkamızdansa silah sesleri geliyordu.Kaliola şirketinin adamları zombileri öldürmeye çalışıyor olmalıydılar.En önde benim önderliğimde koşan biz ise çıkışa doğru gidiyorduk.Işık şimdiden görünüyordu..
Neyse ki zombiler sayesinde Kaliola şirketinin adamları oyalanıyordu.
Çıkışa yaklaşmıştım ki arkamdan bir acı dolu bir kadın çığlığı duydum.Ama geriye dönemezdim.Aldırış etmeden devam etmek zorundaydım.Çıkıştan çıktıktan sonra etrafa baktım.Caddenin karşı tarafında
büyük bir orman görünüyordu.En güvenli yer olduğu konusuna kanaat getirdikten sonra Ormanın içine daldım tâbi beni takip eden arkamdakiler de peşinden girdiler.
Çıkıştan çıkan zombiler ise etrafa dağılıyorlardı..

PEŞİMDE ZOMBİ VAR (TAMAMLANDI )Where stories live. Discover now