×...Saçmalarım Saçlarınla Sustur...× (Part 1/2)

17.8K 1.2K 110
                                    

Hangi bölümde olduğunu hatırlamıyorum ama bir bölümde ruhen iyi olmadığımdan bahsetmiştim (yani öyle hatırlıyorum) bu yüzden bölüm yazamıyordum.

Her neyse

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

Lara'dan

İyiki doğduum

Ne kadar doğum günüm

Bu kadar yeter,ölebilirmiyim artık?

Alarmı zorlukla kapatıp tekrar uyudum ama bu sefer telefon çaldı.

Benden ne istiyorsunuz?

Telefonu açıp gözlerim kapalı kulağıma götürdüm. "Ne!" karşı taraftan abimin gülme sesi gelince derin derin nefesler almaya başladım. Sinirlenmemek için genellikle bunu yapıyordum. "Okula geç kalma diye aradım canım(!) birde doğum günün kutlu olsun diyor Melisa" gözlerimi açmış abimi dinliyor numarası ile tırnaklarımla oynuyordum.

Her zaman yaparım bunu.

"Hıhı, saol" güldüklerini duyunca 'ne gülüyosunuz lan?' diye çıkışasım gelsede bu kelimeleri içime attım çünkü bir tarafta abim -en önemli olan hani- diğer tarafta müstakbel yengem vardı.

"Dinlemiyordun dimi?" ttelefonu diğer elime alıp,diğer tırnaklarımı incelemeye başladım. "Bilmem" karşılıklı güldük demek isterdim ama diyemiyorum çünkü arada telefon var.

Of ya şimdiden özledim ben.

"Tamam çakma prenses, haydi okula!" oflayarak kalktım. "Sen söylemeseydin ben gitmiycektim zaten"

"Bana karşı gelme!"

"Gelicem!"

"Oraya gelince görüşücez hanımefendi" gözlerimi devirip gardolabımı açtım ve formamı alıp yatağa attım. "Birde, ben yokken erkeklerle muhattap olmuyorsun!" o görmese bile kafamı 'hehe bir sen akıllısın' gibisinden salladım.

Telefonlardaki bu özelliği seviyordum. Muhattap olmadığım biriyle konuşurken arkasından yaptığım haraketleri görmüyordu.

"Tamam abi, bay bay" telefonu kapatıp hemen yanımdaki çalışma masasına koydum. dolaptan siyah pantolonumu alıp onuda formamın yanına attım ve giyinmeye başladım.

Telefonum titrermen 'neden bu kadar değerliyim lanet olsun ya' diye kendi kendime konuşuyordum. Pantolonumun düğmesini kapatıp masadaki telefonu elime aldım.

Ekranda Hıyar arıyor... Yazısını görünce dünden sinirli olduğum aklıma geldi.

"Dinliyorum Ozan?" karşı taraftan hemen ses geldi

"Duygu ve Aras kahvaltıya gitmişler. Biz beraber okula gidicez 5 dakikaya kapının önünde ol." ve cevap vermeme izin vermeden telefonu yüzüme kapattı.

Salak diye mırıldanıp giyinmeye devam ettim.

Masadan cüzdanımı alıp çantama attım ve çantamı koluma takarak evden çıktım.

Ozan'ı arabasına yaslanmış telefon oynarken gördüğümde seri adımlarla yanına gittim. "Hadi." telefonu cebine koyup arabaya binince ön koltuğa dolanıp bindim. "Arabayla gelmeseydin akşamda gidiceğimiz yerlere otobüs ile gidicez sanmıştım."  kendi söylediklerime önce kendim güldüm,sonra Ozan güldü.

"Belki otobüs ile gidicez?" güldüm.

"Saçlmalama, ben otobüste büyüdüm. Bir şey değişmez yani" Ozan'a bakınca güldüğünü gördüm ve bende güldüm. "Saçmalarım saçlarınla sustur"



Otobüsteki Yakışıklı Where stories live. Discover now