×...Bu Da Sinirlerimi Bozuyordu. ...×

5.9K 460 140
                                    

Herkescilklere merhabalaar!

Sormak istediğim soru var. Açıkcası uzun zamandır bölum yazmama sebebim bu.

Betimleme olayına takılı kaldım. Yani ne biliyim tam hissettiremiyorsam yazmanın ne anlamı var? İlk bölümü tekrar okudum ve betimleme konusunu yaptığımı gördüm. Fakat yeni yazdıklarımda hem karakterlerde ani değişimler ve betimlemenin azaldığını farkettim. Yani mesela Lara ilk bölümlerde daha yaşama sevinci az, daha soğuk bir karakterken son bölümlerde bu fazla farklı sanki. Yani kitabın değişmesini istemiyorum. Bu biraz eski Otobüsteki Yakışıklıya bağlı sanki. Bilmiyorum, biraz da korkuyorum açıkçası.

Betimleme konusu da sanki sadece 'Ozan güldü, o gülünce ben güldüm.' falan gibi

Neyse bu konu hakkındaki görüşlerinizi ne olur yazın 💞

Sustum.

Okuyun eheh

Lara'dan...

"Sevgilim, piçlik yapmaya devam edersen öperim." çaldığım okey taşını geri koydum yerine.

"Tamam! Ama öpebilirsin farketmez" gülerek gözünü kırptı. Okey tahtasından bir şeyler yapıp almam için bana taş attı.

"Bu ne? Ne bu? Hayır ata ata bunu mu attın?" attığı taşıp alıp kendi tahtama, olması gereken yere koydum. "Hem söyleniyorsun,hem alıyorsun." omuz silktim.

"Ya ben bunu niye aldım?" Ozan derin nefes aldı. "Bırakcam bunu ben!" taşı Ozan'ın kafasına atarken kendini korumak için elini siper etti. "Bırakamazsın." omuz silktim. Tek kaşını kaldırıp taşı uzatınca oflayarak aldım.

Hayır bıraksam ne olacak ki?

Gıcık!

Attığım taşı alıp tahtasında benim -malesef- göremediğim şeyler yaptı ve öne taş koydu. "Bittim." tahtasını çevirirken ise gözlerimi kapadım. "Ben görmeden bitemez!" ellerimi gözümden çekip çenemi tuttu.

Yaşadığım mutluluk ise paha biçilmez derece güzeldi.

Dudaklarıma yaklaşırken az mesafe kala dilimi çıkardım. Dilimi öptüğünde gülümsedim. "En azından tükürmedin." daha fazla gülerken yaklaşıp öpücük kondurdum.

"Ozan benim canım çok sıkılıyor ya!" okey taşlarını kenara itip yerde yanıma uzandı. "Sıkı can iyidir çabuk çıkmaz."

İğrenç!

Yuvarlanıp Ozan'ın üzerine çıktım. Ormanlık alanda olan ev değil de, şehir merkezinden uzak ama ilk geldiğim yerdeydik.

"Şaapsana sen, yemek almaya git. Lahmacun falan yaptırmaya." altımdaki Ozan gülüp ellerini belimde birleştirdi. Gıdıklanırken hafif kıpırdandım. "Hast..." gülüp öpücük attım. Beni yavaşça yanına bırakıp ayağa kalktı.

Yuvarlanmaktan zevk duyarım. Demiş miydim?

Ellerimi boynuma koyarak halı da yuvarlanmaya başladım.

"Neyse. Ben yemek almaya gidiyim. Erken dönerim heralde." kendimce eğlenirken kafamı olumlu anlamda salladım.

Pek mantıklı olmadı gerçi.

Kafam halıya sürtündü.

Hoş değildi.

Ozan gülerken mızmızlanmaya başlamıştım.

Hayır komik mi yani?!

Evet

Ozan eğilip anlıma öpücük kondurdu ve burnumu sıktı. "Dikkat et kendine." bana kafasını sallayıp montunu giymek amacıyla gitmeye başladı. "Alcağın yerde kızlar varsa diye anlına 'Lara'nın dır' yazalım mı?!"

"Bay bay güzelim!" yuvarlanmaya devam ettim.

×××××××

2 katlı evin 2. Katına çıkarken Ozan hala gelmemişti.

Bu da sinirlerimi bozuyordu.

Ozan'ın dolabından aşırdığım gömlekleri mutlulukla kendime bastırdım.

Ozan geliyor mu diye cama ilerlerken bahçeyi görmemle yutkundum.

Eve doğru alevler yükseliyordu.

Saygı çerçevesinde olan her yoruma açığım.

Ilk yazdığım konu hakkinda ki görüşleri unutmayın ❤

Iyi zamanlar💞

Otobüsteki Yakışıklı Where stories live. Discover now