x... Unutmam Lazım...x

5.6K 441 272
                                    

 YAŞIYORUUM

EHEHEH

Lara' dan... (uçaklar hakkında bilgim falan yok.)

 Elimdeki bilete bakmaya devam ettim. Uçağın kalkma saati yazan yere yavaşça dokundum.

Unutmam lazım.

Kalkacağım uçağın anonsu yapıldığında gözlerimi silip yavaşça ayağa kalktım. Bavulumu peşimden sürüklemeye başladım. 

Kalbime hançer saplanmış gibiydi. Sadece iyileşmesi için doktor değil Ozan lazımdı.

Görevliler bavulumu aldığında boş kalan ellerimi cebime soktum.

xxxxxxxxx

Bavul elimi terlettiğinde diğer elime alıp karşımda duran 2 katlı, mavi tonlarda ev oldukça hoş görünüyordu.Bahçe kapısı pembe,evin kapısı ise kırmızıydı.Teyzem genç ve deli dolu biriydi. 2,5 yıllıkta evliydi fakat çocuk istememişlerdi.

Evin siyah demir kapısından geçip kırmızı kapının önünde durdum. 

İçerden son ses dans müzikleri geliyordu. Kapıyı çalsam kesinlikle duymazdı. 

Beyaz demirlikli cama yaklaşıp cama tıklattım. 

Açmadı.

Geleceğimden haberi vardı.

Tekrar tıklattım.

Tekrar açmadı.

Kırmızı kapıya yönelip son gücümle vurdum. İçerde ki ses bir süre sonra kapandığında derin bir nefes aldım.

Kapı güler yüzlü teyzem tarafından açıldığında ellerini iki yana açıp beni süzdü.

Siyah kıyafetlerim ev renklerinin tam tersiydi. Teyzemin gözlerinden hüzün geçince bakışlarımı kaçırdım. Olayı bilen insanların bana acıyarak bakması hoşuma gitmiyordu. "35 yıllık hayatım da sen kadar güzel bir kız görmedim. Ay aynı teyzesi!"

Teyzemin beni eğlendirme çabalarına hoş ama içten olmayan bir gülücükle karşılık verdim. Biraz daha yaklaşıp öne düşmüş saç telimi arkaya attı. 

"Ve o harika kızın kendisi kadar  cadoloz bir çocuğu olamayacak olması fazlaca üzdü." gözlerim dolup,çenem ağlamamak için kasıldığında tekrar bakışlarımı kaçırdım. "Şşş bebeğim ağlamak yok. Bu evde tek kural var o da ağlamak yasaktır kuralı. Hadi şimdi içeri gel,harika yemekler yaptım sana."

Ayakkabıları çıkartıp kapının yanındaki kutu gibi yere koydum. Teyzem beni içeri çekip kapıyı kapattı ve ayağımın dibine bir çift terlik attı. Terlikleri giyip teyzemin peşinden salona ilerledim. Fazla renkli salona gözlerimi kısarak baktım. 

Tahmin etmiştim.

"Sen koltuğa otur ben sana yemek getireyim." Teyzem arkasını dönüp salondan çıkarken öksürdüm. "Teyze, telefonunu kullanabilir miyim?"

Teyzem sımsıcak bir gülümsemeyle sehpadaki telefonu gösterdi. "Şifre yok." zorla gülümseyip kafamı salladım. Teyzem giderken sehpaya ilerleyip telefonu aldım ve koltuğa oturdum. Ezbere bildiğim ev telefonunu tuşladım. Telefonu kulağıma yaslayıp kafamı koltuğa gömdüm. "Alo?" Titreyen sesime engel olamamıştım. 

"Lara?" Ozan'ın sesini duymayı beklermişim gibi anın da ağlamaya başladım. "Hadi güzelim.dön geri,yapamam ben sensiz." boşta kalan elimle ağzımı kapadım. Unutmama yardımcı olmuyordu. "Hadi Çirkinim. Hadi geri dön." Titrek bir nefes aldım. "Gelemem Ozan. Gelemem."

"Güzelim ben seni her halinle kabul ediyorum." İkimizde ağlıyorduk artık.Gözlerimi sımsıkı kapatıp kafamı renkli koltuğa vurmaya başladım.""Ben kendimi her halimle kabul etmiyorum" Sesim fısıltı gibi çıkmıştı ama Ozan'ın duyduğuna eminim.

"Ya da söyle nerde olduğunu ben gelip alıyım seni." O görmese de kafamı iki yana salladım. "Hayır,gelme." telefonu kapatıp sehpaya geri koydum. Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladım.

Unutmam gerçekten de zor olucaktı.

"Vay babasını. Teyzemin evinde ağlayan cesaretli bir kız. Acabaaa gün boyu kaç tane ağlayan kız göreceğim?" Tanıdık gelen erkek sesine zor da olsa kafamı kaldırıp baktım. "Kuzen?" Adının Gürkan olduğunu hatırladığım kuzenim kaşlarını çatıp yanıma geldi. "Kim üzdü kız seni? söyle gidip ağzına ayakkabı sokayım şerefsizin."

Arkama yaslanıp gözlerimi koluma sildim.

Ozan'ı üzüp onu bıraktığım için midemdeki rahatsızlık baş gösterdiğinde Gürkan'a 'ben üzdüm' diyesim geliyordu. "Ah ya da boşver. Dayak yemek istemiyorum." Saçımdan çekerek sarılınca gözlerimi devirdim."Ne ara büyüdün kız köpek?" Yanımdaki yastığı istemsizce ve zorla alıp Gürkan'ın kafasına geçirdim. "Bırak beni göt lalesi." 

Beni bırakıp ağzımın kenarlarından yukarı çekti ve zorla gülümsetti. "Aşk bir sudur, iç iç kudur. Lan sen gülmeyince bokuma benziyon." Gözlerimi devirip arkama yaslandım. 

"Gürkan yine saksıdan anahtar mı çaldın?" Gürkan ellerini dizine vurup ayağa kalktı. "Hasta ziyareti kısa olurmuş. Malum, çocuklar evde aygazı açık unuttuğum için ölmüş,akşam da olsa Müge Anlı soruşturmaya başlamış. Ben kalkayım artık." yanından geçip gidicekken teyzem omzundan tutup geri çevirdi. "Lahanalı brokoli çorbamdan yemeden bırakmaaam"

bana dönüp 'şimdi sıçtık bakışı attı' 

tamam.

saygı çerçevesindeki her yoruma açığım

EEEGürkan nasıl?

Otobüsteki Yakışıklı Onde histórias criam vida. Descubra agora