2. BÖLÜM ~ İLAN-I AŞK

92.2K 4.1K 733
                                    

Merhaba canlar. Ben geldim 😊

Hepinize ilk bölümü okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım bu bölümü de beğenirsiniz. 🙏

Keyifli okumalar. ❤

*********

Altan tam adımını atmıştı ki, içeriden gelen sesle olduğu yerde kaldı.

'Ela'm, kim gelmiş annem?'

-

Zümrüt arkasını dönüp içeriye seslendi. 'Öğrencim ve abisi gelmiş annecim.'

'Tamam yavrum.'

Zümrüt annesiyle konuştuktan sonra kapıda bekleyen adama geri döndü. 'Buyurun, geçin lütfen.'

Altan biraz önce yaşadığının etkisini üzerinden atamayarak konuştu. 'Teşekkürler, ben geçmeyeyim. Tuana çok ağladı sizin çilekli pastanız için. Bende son çare alıp getirdim. Tuana'yı bıraksam olur mu? Aşağıda beklerim ben.'

'Olur tabi ama keşke sizde geçseydiniz. İkram etseydim size de.' Zümrüt bir yandan konuşurken, bir yandan da içinden bin bir dua ediyordu kalbinin sesi dışarıdan duyulmasın diye.

Altan yine teşekkür etti daveti için. Sonra kucağındaki kızı uzattı genç kadına. Tuana'ya uzanan kollarına, titreyen ellerine baktı önce kadının, sonra topladığı saçlarının açıkta bıraktığı ince boynuna takıldı gözleri. Hemen bakışlarını yere indirdi. Yakışmazdı ona helali olmayana içi giderek bakmak.

Tuana'yı alırken adamın eline değen parmakları yine alev aldı kadının. Kucağına aldığı kız, uykulu haliyle başını Zümrüt'ün omuzuna yasladı. Ama pastasını yemeden uyumaya da hiç niyeti yoktu.

Altan kızı verdikten sonra kısa bir baş selamı verip arkasını döndü. Ayakları ağırlaşmış, hareket edemiyordu sanki. Değil saatlerce, günlerce belki aylarca beklese o kapıda gıkı çıkmazdı ya Allah biliyor.

Zorlana zorlana indi merdivenleri. Dışarı çıktığı gibi yüzüne çarpan soğuk hava yavaş yavaş işledi iliklerine. Ama hiçbir ayaz ulaşamıyordu ateşler içinde yanan yüreğine.

Karşısına çıkıp diyebilseydi keşke. 'Sevdim seni, yazıl ömrüme, her günüme. Gözümü kapatırken de, açtığımda da senin elalarını göreyim karşımda.' diye.

Derdi demesine ama, ya kız evet diyecek, sevdasına karşılık verecek olsa ne yapardı o zaman? Nasıl çekerdi onu bu karanlık hayatın içine? Nasıl sürerdi kanlı ellerini, gözünden sakındığı o güzel yüze? Kardeşine şefkatle bakan o sıcak yüreğe yapabilir miydi bunu?

Bir müddet ayazın altında bekledikten sonra arabasına bindi. Başını koltuğun başlığına yasladı. Yine dualar etmeye başladı. 'Ya al bu sevdayı içimden ya da bir yol göster bana Rabbim.'

Kendi yüreğinden bu sevdayı atamayacağını iyi biliyordu ama kaderin cilvesi bu ya, yukarıda kardeşini saran o kolların ardındaki yüreğin aynı ateşle yandığını bilmiyordu.

Zümrüt Tuana'yı içeriye aldıktan sonra üzerindekileri çıkardı. Elinden tutup salona götürdü. Annesi elinde örgüsüyle oturduğu yerden salonun girişine çevirdi kafasını.

Zümrüt tatlı tatlı konuştu. 'Annecim bu Tuana, çilekli pastamızdan yemeye gelmiş.'

Annesi küçük yavrunun boşluğa bakan gözlerini görünce ısırdı dudaklarını, gözlerine biriken yaşı geri göndermeye çalıştı ama ne çare. Akıtıverdi hemen iki damla gözlerinden.

'Oy annem, güzel yavrum benim. Canın pasta mı istedi senin bakalım?'

Zümrüt annesinin yanına oturttu kızı. Tuana 'Evet, canım istedi. Bu gün okulda yedim, çok beğendim.' dedi nazlı nazlı.

MABEDİM (Tamamlandı) Adım Adım Mutluluk-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin