MABEDİM (Tamamlandı) Adım Adım Mutluluk-1

26. BÖLÜM

Yeniden merhabalaarr :)

Bölüm içinde şarkı sözlerinin başladığı yerde, şarkıyı açmanızı tavsiye ederim. Umarım bölüm beğenirsiniz. 

Bir sonraki bölüm size ithaf edilsin istiyorsanız oy vermeniz yeterli canlar. 

Keyifli okumalar :*

********

Altan son kez derin bir nefes aldıktan sonra ağzındaki baklayı çıkardı. 'Müsaaden olursa, Zümrüt'le evlenmek istiyorum?'

-

Altan cümlesini bitirdiğinde, Sinan oturduğu koltukta rahatsızca kıpırdandı. 'Sen şimdi, böyle sapsız armut, çöpsüz üzüm gibi gelmiş benden kız mı istiyorsun?'

'Hayır kız istemiyorum. Onun gibi ben de sana değer verdiğim için bu kararımı gerçekleştirmeden önce senden izin istiyorum. Ama haklısın sapsız armut, çöpsüz üzüm olduğum doğru.' sırıttığı yerde ayağının birini öteki dizinin üzerine koydu.

Bu kez Sinan da sırıtmıştı. 'Belki seni armut ve üzüm olmak konusunda en iyi anlayanlardan biriyimdir.'

İkisi de iyice gülmeye başlamışken Sinan konuşmasına devam etti. 'Zümrüt'ün seni ne kadar çok sevdiğini, buraya geldiğinde daha net anladım. Ve sevdiği adam her şeyden önce evlenmek için benden izin istemeye gelmiş.'

Altan evet der gibi kafa salladı. Sinan devam etti.

'Sadece bu hareketin içi bile kız verilir sana. Adam gibi adamsın. İnşallah hep mutlu olursunuz.'

Altan bu kez gözlerinin içine kadar gülümseyerek baktı Sinan'a. Sinan da ondan farksız değildi. Uzanıp Sinan'ın elini kardeşçe sıktı.

'Ömrümün her gününü Zümrüt'ü mutlu etmek için yaşayacağım. Ömrümün sonuna kadar gözümden sakınacağım onu.'

Sinan rahatça koltuğunda geri yaslandı. 'Ne zaman başlayacak cümbüşümüz?'

'Bazı şeylere geç kaldım. Bu sefer geç kalmak istemiyorum. Birkaç gün içinde teklif etmeyi düşünüyorum.'

'Hadi bakalım. Hakkınızda hayırlısı olsun.'

'Amin. Sen de benimle gelsene İstanbul'a. Zümrüt seninle vedalaşmadan yola çıktığını söylemişti. Hem o gün yanımızda olman onu da mutlu eder.'

Sinan kafasını aşağı yukarı salladı. Sonra küçük kardeşinin evleneceğini tamamen kabul ederek konuştu. 'Onu en az benim kadar çok sev.'

Altan'ın bakışları yerdeydi. 'Yeryüzünde Zümrüt'ü benden daha çok seven bir başkası olmayacak.'

-

Altan birkaç saat daha Sinan'la sohbet ettikten sonra yola çıktı. Sinan bugün ki işlerini halledip ertesi gün İstanbul'a geleceğini söylemişti.

Arabasını park edip sırıtarak eve doğru yürüdü. İçeriye girdiğinde Sevda'nın, Zümrüt'ün başına tünemiş bir şekilde fısır fısır bir şey konuştuğunu gördü. Yanlarına yaklaşıp Zümrüt'ü başının üzerinden öptükten sonra merdivenleri ikişer üçer tırmanıp odasına çıktı.

Sevda gözlerini kısarak Zümrüt'e baktı. 'Git öğren bakalım neredeymiş koca deve.'

Zümrüt, Altan telefonlarını açmadığı için biraz sinirliydi. Koltuktan kalkıp aheste aheste yukarıya çıktı. Kendince Altan'ın odasına girip ondan hesap soracaktı ama işler umduğu gibi gitmedi.

Odaya girdiğinde arkası dönük olarak duran bedeni gördü. O beden, kollarını yukarıya kaldırmış, üzerinde kalan son parça kıyafeti mi çıkarıyordu? Adamın sırtındaki kaslar kollarını kaldırınca daha da belirginleşmişti.