14. BÖLÜM

51.4K 2.2K 113
                                    

Merhaba kuzularım. Nasılsınız?

Yine uzun bir bölüm ile sizlerleyim. Umarım bölümlerin uzunluğu ve gidişatı sizleri sıkmıyordur. Çünkü sizlerden çok fazla geri dönüş alamadığımdan bölümleri kendi ruh halime bağlı olarak sürdürüyorum. Bu nedenle bazen komedi bazen de dram ağırlıklı bölümler ortaya çıkabiliyor. 😊

Ay yine çenem düştü, bunlar hep sizlerle sohbet etme isteğimden kaynaklanıyor işte. 😂 Değerli yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. 🙏

Umarım bölümü beğenirsiniz, keyifli okumalar. ❤

*********

O esnada bir tabur karınca bando mızıka eşliğinde Zümrüt'ün kasıklarına doğru rap rap yürüyüşe geçmişti. Zümrüt akli melekelerini yitirmiş gibi duruyordu. Neden sonra Altan'ın 'Zümrüüüt' demesiyle kendine geldiğinde bir çığlık attı.

'Altaaann! Çıplaksın!'

-----

Altan Zümrüt'ü odada görünce şaşırmıştı haliyle, üzerine kızın beğeni dolu bakışlarını görünce ister istemez erkeklik egosu okşanmıştı. Ama bir an nefes almayı unutmuş kızın kendine gelmesi için bekledi birkaç saniye ama geleceği yoktu. 'Zümrüüüt' dediğinde kızın çığlığı doldu kulaklarına.

'Altaaann! Çıplaksın!' diye çığlık atıp elleri yüzüne kapanmış vaziyette arkasını döndü.

Altan önce arkasını dönmüş olan kızın sırtına sonra da kendi belinde duran havluya baktı. Tamam giyinik değildi ama çıplak da sayılmazdı. Kendisi de şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra 'Bekle, giyinip geleyim de çıkalım.' deyip kıyafetlerini kucaklayıp tekrar banyoya döndü.

Zümrüt kapanan kapı sesini duyunca ellerini yüzünden indirip arkasını döndü. Altan'ı öyle görünce önce nefes almayı unutmuştu, sonra da aldığı nefesi geri vermeyi. Nefessizlik ciğerlerini acıtınca soluğunu dışarı verip, odadaki buram buram sevdiğinin kokusunu soludu.

Aklındaki görüntüyü unutmaya çalışarak yatağın yanındaki koltuğa geçti. Midesinden gelen seslerle oldukça acıkmış olduğunun farkına varınca sehpanın üzerindeki kuruyemiş tabağına uzanıp fındık fıstık ne varsa tırtıklamaya başladı.

Banyodan çıkan Altan kızı öyle görünce sırıttı, ama bir az önce yaşadıkları aklına gelince sırıtması gülmeye ardından kahkahaya dönüştü. Altan'ın kahkahasına dudaklarını büken Zümrüt sitem dolu sesiyle 'Ne gülüyorsun?' deyip kucağındaki tabağı bırakıp ayaklandı.

Altan 'Hiiiç' dediyse de zorlukla bastırdı kahkahasını. Sonra kızı kollarını arasına alıp yüzünü boynuna gömdü. 'Güzelim yahu, niye şaşırdın o kadar?' Zümrüt kafasını kaldırıp, gözlerini büyüterek adama baktı. 'Niyesi mi var? Ben öyle görünce..' dedi.

Altan sanırım kızı utandırmaya niyetli olacak ki, 'Gerçi şaşırmaktan çok beğeni ile süzmüşsün gibi geldi bana ama..' dediğinde Zümrüt'ün kanı çekildi, yanakları kızardı, elleri terledi ve bilumum daha bir çok şey.

Güçlükle, geri kaçan sesini geri getirmeye çalışarak konuştu. 'Beğenmedim.' Ne? Ne demişti, beğenmedim mi? O nasıl bir çam devirmekti öyle. Altan tek kaşını kaldırmış şekilde baktı kızın yüzüne.

Zümrüt bu sefer eli ayağına dolaşmış şekilde 'Yani beğendim de..' demişti ama konuştukça batıyor muydu ne? Altan'ın kızın bu halleri karşısında dudakları kıvrıldı ama daha çok utanmasın diye sırıtmasına engel oldu.

Zümrüt'ü omuzlarından tutup arkasını döndürdü. Kızın başının üzerine bir öpücük kondurup, 'Hadi git giyin de kahvaltıya inelim.' dedi. Zümrüt son beş dakika içinde adeta sudan çıkmış balığa dönmüştü. Gözlerini kendi üzerinde gezdirmeye başladı.

MABEDİM (Tamamlandı) Adım Adım Mutluluk-1Where stories live. Discover now