21. BÖLÜM

36.4K 2K 169
                                    

Bölüm şarkısını belirttiğim yerde dinlemenizi tavsiye ederim  :) Keyifli okumalar.

*********

'A.. Altan. Ki.. Kim bu?'

Altan öyle bir yutkundu ki kesinlikle o sesi oradaki herkes duymuştu.

Zümrüt cevap alamayınca bu kez sesi daha yüksek çıkarak konuştu. 'Altan! Kim bu?'

Altan'dan duyduğu şey, Zümrüt'ü oracıkta bir enkaza çevirdi.

'O.. o kardeşim, İlhan.'

-

Zümrüt henüz duyduklarını hazmedememişken o ses yeniden konuştu.

'Ben senin kardeşin falan değilim. Sen babamın katilisin ve ben senin kardeşin değilim!'

Zümrüt ellerini kulaklarını kapatıp kendinden geçmiş gibi bir ses tonuyla sessizce sayıklamaya başladı. 'Altan öyle bir şey yapmaz! Altan kimseyi öldüremez.'

Bakışlarını onay istiyormuş gibi Altan'a çevirdi. Yüzü allak bullak olmuş, gözlerinin haresi daha da koyulaşmış olan adamdan bir cevap, bir onay bekledi. Ama gelmedi.

Delirmiş gibi kafasını sağa sola çevirirken baktığı hiçbir yüz Zümrüt'le direk göz göze gelmiyordu. Yığılır gibi iki dizinin üzerine yere çöktüğünde Sevda koşarak kızı kolundan yakaladı.

Zümrüt fısıltıyla aynı şeyleri tekrar ediyordu. 'Altan yapmaz. Altan yapmaz!' Sonra yüzünü Sevda'ya çevirdi. 'Sevda o adam Altan'nın kardeşi mi? Ona baba katili mi dedi?'

Sevda feri kaçmış gözleriyle kıza bakarken kafasını aşağı yukarı salladı. 'Zümrüt bak, Altan sana her şeyi anlatacaktı.'

Zümrüt kan çanağına dönmüş bakışlarını Altan'a dikti. Adam yüzü kireç gibi olmuş vaziyette put gibi duruyordu. Ağzını açıp da tek kelime edemedi. Zümrüt zaten her şeyi öğrenecekti, ama böyle değil. Hiçbir şeyin böyle olmaması lazımdı.

Altan Zümrüt'ün sessiz çığlığı ile kendine geldi. 'Ne zaman anlatacaktı ha? Ne zaman?' Sonra kolunu Sevda'dan kurtarıp sendeleyerek ayağa kalktı. Başındaki örtü sıyrılıp omuzlarına düşmüştü. Gözlerini tek tek orada duranların üzerinde gezdirdi.

Olan biteni hala anlayamayan Tuana birden 'Abii!' diye çığlık atarak ağlamaya başlayınca Safiye kızı kollarının arasına aldı. Dursun usta karısına seslendi 'Arabaya gidin.'

Demir ise o sırada birkaç adım ötelerinde duran İlhan'nın yanına gidip onu bulundukları yerden biraz daha uzaklaştırmaya çalışınca İlhan yeniden bağırdı.

'Buraya zaten utanmadan geliyorsun bir de yanına sevgilini mi aldın? Ne yüzle gelirsin? Ne yüzle getirirsin?'

Demir 'Sus!' diye kükreyince İlhan onu geriye doğru savurup gözlerini dikerek yeniden Altan'a baktı.

Safiye de yaşananlara inanamıyormuş gibi bir haldeydi. Ağlayan kızı hızlı adımlarla hemen arabaya götürdü.

Zümrüt o esnada kolunun tersiyle yüzündeki yaşları silip son bir umut Altan'a baktı.

'Altan n'olur bir şey söyle. Doğru değil bunlar de! Bir kardeşim yok, öyle bir olay olmadı de! Altan, senden bir şey gizlemedim de n'olur. N'olur!' Sesi beklentiyle konuşan bir çocuktan farksızdı.

Altan Zümrüt'ün kolunu tutmak için bir adım öne doğru geldi ama uzanamadı. Dilini kaldırıp da böyle bir şey olmadı diyemedi. Sadece gözlerine biriken yaşlarla bakabildi kıza.

Zümrüt dizleri titrediği yerde arkasını dönüp yürümeye başladığında Altan atılıp kızın kolunu tuttu. 'Zümrüt n'olur gitme!' gözlerinden süzülen yaşa aldırmadan yalvarırcasına baktı kıza.

MABEDİM (Tamamlandı) Adım Adım Mutluluk-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin