22. BÖLÜM

37.3K 1.8K 179
                                    

Merhabalarr :)

Dilerseniz bölümü multimedyada olan müzik ile dinleyebilirsiniz.

Sizleri seviyorum. Keyifli okumalaarr :)

*********

Zümrüt Altan'ın son sözlerini dinledikten sonra oturduğu yerden güçlükle kalkıp karşısında duran sedire tekrar gitti. Ne soğuğu ne de sıcağı hissedemez halde sedire uzanıp kabanını başının altına aldı.

Gözlerini kapatınca Altan'ın anlattıkları tek tek gözünün önünde beliriyordu. Kapalı olan gözlerini tekrar açıp az önce dibinde oturduğu kapıya baktı. O kapının ardında sevdiği adam vardı. Sevdiği adam.

Altan Zümrüt'ün her şeyiydi. Altan Zümrüt'ün gözlerine her daim şefkatle aşkla bakardı. Zümrüt bundan kesinlikle şüphe etmiyordu. Ama bu kadar süredir sevdiği adam ile geçirdiği her anın arasında bir yalan dolaştığını öğrenmek yıkmıştı onu.

Duydukları, aklında tekrar dolaşmaya başlayınca sabahtan beri kurduğu cümleyi tekrar kurdu. 'Altan yapmaz.'

Zümrüt'ün kalbi kesinlikle kabul edemiyordu bunu. Kalbi kabul etmezken, aklı yine de sorguluyordu işte. Bu gün yıkılmıştı Zümrüt. Bu gece hayatının en can alıcı gecesiydi.

İşte bu gece, Zümrüt'ün, gerçeklerin uçurumundan yuvarlandığı ilk geceydi. Kahrediciydi.

Altan onun tüm dünyası, tüm hayatıydı. Şimdi ise bu hayat bir fırtına olmuş üzerine çökmekteydi.

Bir an nefesinin daraldığını hissetti kız. Yattığı yerden doğrulup yüzünde soğuyan göz yaşlarını bir kez daha temizledi. O esnada soğuktan donuyormuş veya ateşli bir nöbet geçiriyormuş gibi titriyordu. Kollarını bedenine sarıp titremesini durdurmaya çalıştı. Bu olayı aklında, kalbinde nereye koyması gerektiğine karar vermeliydi.

Bir insan aşkı için, sevdiği için neleri kabullenebilirdi?

-

Altan son cümlelerini, gücünün son damlasıyla söyleyebildikten sonra sustu. Ellerini yüzüne bastırıp bekledi öylece. Evin sofasından gelip geçen soğuk bedenini hissizleştirmişti. Ama hala o kapının önünde beklemeye devam ediyordu.

Zümrüt'ün kapının arkasından kalktığını gelen seslerden anlamıştı. Yine hiçbir şey söylememişti sevdiği kadın. Ama o öyleydi. Çok konuşmazdı, gözleriyle anlatırdı, gözleriyle anlaşırdı. Şimdi ise Altan o derinliğinde kaybolduğu elalara bakamıyordu. Ne anlatmak istiyor bilemiyordu.

Yine de 'İyi ki.' diye geçirdi içinden. 'İyi ki dinledi beni.'

Çünkü eğer Zümrüt dinlememiş olsaydı, yıllardır altında ezildiği bu yük oracıkta un ufak ederdi kendini. Onu dinlemekten bu sefer kaçmamış olan sevdiği kadının, huzur veren sesinden gelecek olan tek bir kelimeyi bile duymak için günlerce bekleyebilirdi bu kapıda.

O gece Zümrüt tek kelime edemedi. Ne kendine ne de Altan'a.

Altan sabaha kadar, çölde umutla su bulmayı bekleyen bir bedevi gibi bekledi o kapıda.

-

Günün ilk ışığı tahta evin aralıklarından içeriye süzülürken Zümrüt geceden beri oturduğu yerden kalktı. Başı ağrıyordu, gözleri ağrıyordu. Dahası kalbi ağrıyordu.

Birden midesinden yükselen acı su genzini yakmaya başlayınca kalktığı yere geri oturdu. Açlığın verdiği o kötü his artık kendini yok sayılamaz derecede belli etmişti. Şimdi odadan çıkıp hiçbir şey olmamış gibi gidip bir şeyler atıştıramazdı. Üstelik Altan'la karşılaşınca ne yapacak, ne diyecek onu da bilmiyordu.

MABEDİM (Tamamlandı) Adım Adım Mutluluk-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin