35. BÖLÜM ~ ARAYIŞ

31.4K 1.4K 469
                                    

Merhabalaar. Nasılsınız. 

Açıkçası ben bölümü yazarken bir parça hüzünlendiğim için aman aman iyi değilim :) ve bu bölüme gelecek yorumları acayip merak ediyorum.

Hadi beni daha fazla merakta bırakmayın da yorumları göreyim. Bölüm ithafı için oy vermeyi unutmayın. İnşallah bölümü beğenirsiniz. Sizleri seviyorum.

Keyifli okumalar.

Bölüm sonundaki duyurumu LÜTFEN OKUYUN 🙏

*********

Zümrüt'ün hayretle gözleri büyürken bir an boğazı düğümlendiği için sözler ağzından çıkamadı. Zar zor yutkunduktan sonra dehşete düşmüş şekilde sordu. 'Ne? Ne dedin sen?'

Kenan hiçbir şey demeden öylece suratına bakınca, hayreti sinire dönüştü. 'Ne yani Altan suçsuz mu?' diye bağırdı.

Kenan suratında çarpık ve çirkin bir gülümseme ile cevap vermeden, Zümrüt'ü yeniden karanlıkta bırakıp, tüm dünyayı üzerine kapatan kapıyı çekip gitti.

-

Zümrüt, Kenan odadan çıktıktan sonra, sesi kısılana kadar 'Allah senin belanı versin, hayatımızı mahvettin!' diyerek bağırıp ağlamaya devam etti. Artık sesi çıkmaz olmuşken odanın kapısı tekrar açıldı. Yüzünü görmediği ama günlerdir sesini duyduğu o adam konuştu.

'Çıkar üstündekini. Gelinliği bana ver.'

Zümrüt bitkin halde 'Çıkarmıyorum. O yerdeki paçavrayı da al sahibine götür!' dedikten sonra başını dizlerine yasladı.

Adam birden Zümrüt'ün koluna yapıştı. 'Değiştir dedim. Yoksa istesen de istemesen de ben yaparım!'

Zümrüt sertçe kolunu adamın elinden çekti. 'Allah'ın belası! Çık dışarı, giyerim ben!'

Zümrüt görmese bile, sesinin tonundan adamın şu an sırıttığını hissetmişti. 'Şöyle yola gel!' dedikten sonra Zümrüt'ü yalnız bıraktı.

Zümrüt ağladığı yerde, yere fırlattığı paçavrayı el yordamıyla buldu. Gelinliğini üzerinden güçlükle çıkarırken ağlamaya devam etti. Artık gözleri ağlamaktan çok, zorla akan göz yaşları yüzünden ağrıyordu.

Üzerine siyah kumaşı geçirdikten sonra kendini yere bıraktı. Neden burada olduğunu bilmiyordu ama kafayı yemek üzere olduğunu biliyordu. Şu an geride kalan insanların, Altan'ın, annesinin, abisinin perişan halde olduklarını biliyordu.

'Bir daha onları görebilecek miyim?' sorusu kendini korkunun pençesine atarken, özgürlüğüne, sevdiklerine duyduğu özlem daha da arttı.

Rahat nefes alamayacak duruma gelmişti. Odayı dolduran, genzinin yanmasına neden olan o pis havayı artık solumak istemiyorcasına ellerini ağzına kapattı. Hıçkırarak daha çok ağladı. Hıçkırdıkça boğazının dahası kalbinin, aklının parçalandığını sandı.

Bir an ağlaması kesiliyor, ellerini yüzüne kapatıp yaşadıklarının bir kabus olmasını diliyordu. Ellerini yüzünden çektiğinde ise gözleri yeniden karanlık ile buluşunca buradan çıkmaya dair tüm düşünceleri dalından koparılmış bir çiçek gibi çabucak soluyordu.

Yine bir kabusun ortasında olduğunu düşünürken karanlık gerçekle karşılaşınca çıldırmış gibi ellerini beton zemine vurup, ayaklarını duvara bağlı zincirden kurtarmaya çalıştı.

Avuçları ve ayak bilekleri yeniden kanamaya başlamıştı ama Zümrüt'ün şu an tek hissettiği çaresizlikti.

İç çekip ağladığı yerde dizlerinin üzerinde öylece bekledi. Delirecekti.

MABEDİM (Tamamlandı) Adım Adım Mutluluk-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin