3. BÖLÜM~Yine mi Yalnızım~

73.7K 3.3K 125
                                    

MULTİMEDYA MİRA :)

Nasıl bu kadar düşüncesiz olabilir!' diye kendi kendime söyleniyordum...

Babamın bugün cenazesi vardı. Tüm kolu komşu buraya toplanmıştı. Hatta Gizem Abla bile gelmişti. Ama abim ise hala yurtdışındaydı. Saçmalığa bakar mısınız?! Dün gece arayıp olan biten herşeyi anlattım. Telefonda o kadar ağlamış, kafamı şişirmişti. Beyefendi işi bi çelenkle kurtardı. Hayır anlamıyorum, Türkiye'de ne var? Düşmanı mı? Veya bi suç mu işledi? Adam gelmek bilmiyor ya. Yapıştı kaldı Almanya'ya. Birde para gönderecekmiş bana. Allah'ım sanki parası çok lazım!! kendisi gelse herşeyi çözeceğiz. APTAL İŞTE!!!

Gizem ablanın sözleriyle düşüncelerimden sıyrıldım. Biraz daha seslenmeseydi akşama kadar söverdim herhalde abime.

"Nasılsın canım? Tabi böyle bi durumda sorulacak soru değil benimkisi de ama..." Dedi üzgün bir ifadeyle. 

"İyi olmaya çalışıyorum.." Dedim ve tekrar ağlamaya başladım. Gözyaşlarım hiç tükenmek bilmiyordu. Kalbim gittikçe daha da sızlıyordu. Gizem abla beni tüm şefkatiyle kucaklarken bir kez daha ne kadar iyi bir insan olduğunu anladım. Dün Gizem ablanın kazada hiçbir suçu olmadığını anladığımda daha çok sevmiştim onu.

Aslında kazada Gizem ablanında suçu var sanmıştım. Fakat dün gece polisler mobese kayıtlarına baktıklarında, babamın kırmızı ışıkta geçtiğini ve bu yüzden kazaya neden olan tarafın biz olduğumuzu söylediler. Tabi bunu söylerken en başta para falan isteyecekler sanmıştım fakat Allah'a şükür öyle bişey olmadı. Üf babam ölmüş ben burda ne diyorum ya!!

İmam cenaze namazını kıldırttı. Babamı toprağa defnederken okunan dualar eşliğinde gözyaşlarım sel olmuştu... Babamın cansız bedenini,  tabutun içinden alıp beyaz kefeni ile derin çukurun içine yerleştirdiler. Beyaz kefen tamamen toprakla kaplanırken birden dizlerimin bağının çözüldüğünü hissettim. Ağlayıp babamın toprağını avuçlarımla sıkarken, Gizem abla beni omuzlarımdan tutup kaldırdı ve içine sokacakmışçasına sarıldı.

Tüm gelenler baş sağlığı diledikten sonra gittiler. Ben ve Gizem abla hala babamın mezarının başındaydık. Yarım saat kadar ağladıktan sonra ağlamaktan kıpkırmızı olmuş ve şişmiş gözlerle babamın mezarının başından güçlükle ve isteksizce uzaklaştım...Keşke beni de yanına gömebilseydiler!

Gizem abla beni evime bıraktı ve daha sonra o da kendi evine gitti. Yani, sanırım...

Eve girdiğimde beni bir yığın bulaşık bekliyordu. Ama o kadar yıkılmıştım ki, ayakta duracak dermanım yoktu. Hemen kendimi yatağa attım ve duygusal şarkılar dinlemeye başladım. Ve tabiki daha çok ağlıyordum... Sanırım bu acı hiç dinmeyecekti. İyiki de annemi hiç görmemişim demek ki, gerçekten yıllarını beraber geçirdiğin birisini kaybetmek çok dayanılmazdı.

En son baktığımda saat sekizdi. Kalkıp yemek yapmaya halim bile yoktu. Ama neyseki komşular beni getirdikleri yemeklerle kurtardılar. Yoksa açlıktan ölmeye dahi razıydım. Gelen yemeklerden en fazla iki kaşık yedikten sonra, televizyonu açtım fakat izlediklerimden hiç birşey anlamıyordum. Aklım hep babamdaydı ve acım hiç dinmiyordu.

Ölenle ölünmez derler ama ben asla eskisi gibi olamayacağım sanırım...

Eskiden olsa ultra korkunç bi film açar izlediklerimden ancak öyle zevk alırdım. Nerede o eski manyak Mira... En son Testere 7'yi izlerken kahkaha atan ben şimdi Recep İvedik'i izlesem ağlayacak kıvamdaydım. Bu gayet normaldi.

ÇÜNKÜ HAYATIMIN EN GÜZEL ÇAĞINDA BABAMI KAYBETMİŞTİM!

Ben televizyona, televizyonda bana bakarken sıkıntıdan patlamak üzereydim. En sonunda televizyonu kapattım, kumandayı bir köşeye fırlattım ve kendimi yine yatağa attım. Biraz oyalandıktan sonra nasıl olduysa uyumuştum.

Sabah kalktığımda ise babamın acısını dindirebilmek için tüm evi dip bucak temizledim. En azından acımı biran olsun aklımdan atabilmiştim. Akşama kadar deliler gibi temizlik yaptıktan sonra yorgun düşüp yine kendimi yatağıma attım. Eskileri hatırlamaya başladım...

Bir keresinde abim ve babamla saklambaç oynarken babamları bulamamıştım. Sonra yere çöküp 'onlar gitti ve ben yalnızım diye ağlamıştım. Babamla abim ortaya çıkınca da sevinçten havalara uçmuştum.

Acaba yine çıkıp gelecekler mi diye saçma sapan düşüncelere daldım...

Sırtımı duvara yasladım, bacaklarımı kolarımın arasına aldım ve başımı da dizlerimin üstüne koydum. Gözlerimden akan yaşalara engel olamadım.  

Kendime tek bir soru sordum 

"Yine mi yalnızım?"

"Evet yine yalnzım  hem de YAPAYALNIZ..."

sanırım yine kısa bir bölüm oldu :( üzgünüm ama çok uykum geldi :( zaten yorum ve vote de yok :( o yüzden yazasım da gelmiyo :( neyse uzatmıyım :) umarım beğenirsiniz :D

Manyak SevgilimWhere stories live. Discover now