28. Bölüm; Portakal..

39.4K 1.5K 169
                                    

Geç geldiği için üzgünüm.. Genelde hafatada bir geliyordu ama bazı meseleler yüzünden yazmaya hiç vakit bulamadım.. Çok özür dilerim.

İYİ OKUMALAR..

-CEYHUN'UN AĞZINDAN- (Ceyda)

Ne diyodu lan bu sipidi gonzales!!

Daha olayın şokunu atlatamamışken birde boğazıma zeytin çekirdeği kaçtı iyi mi !!

"ÖHÖ-ÖHÖ-ÖHÖ.." geberiyom lan burdaaa!!

"Ceyhun.. Ayy Ceyda iyi misin ?" dedi Mira. Yaa çok iyiyim. Ondan böyle mosmor oldum!

"Su getirin su!" dedi sipidi gonzales. O kadar seviyon sen getirsene! Kıvanç abi su getirmeye giderken Mira sırtıma vuruyordu. Lan ölüyom.. HARBİ ÖLECEM ŞİMDİ!!

"Çekil Mira Ben hallederim. Mosmor oldu baksana." dedi Gonzales. Üzerime doğru geldi.. Geldi ve geldi. Hâlâ geliyo lan bu! Bi dakka.. Bi dakka! Sakın düşündüğüm şeyi yapmasın bu manyak!

Birden beni sandalyeden kaldırıp kucağına aldı. 'Yetişin gomşular. S*kecek hemcinsim beni!' diye bağırırdımda malûm çekirdek. Aniden beni birkaç kez olduğum yerde atlattı.

HOP BİLADER DAYIYON MU LAN SEN BANA ??!!

Beni neredeyse öldürmek üzere olan çekirdekten kurtulmuştum. Gonzales beni zıplatırken düşmesin diye peruğuma öyle bir yapışmıştım ki s*kseler bırakmazdım. Yanlız Berk beni hâlâ zıplatıyordu.

S*KSEYDİN GARDAŞ!!

"İ-iyim ben indir beni!" dedim sesimi inceltmeye çalışarak. Ellerim hâlâ peruğumdaydı. Birden kollarını serbest bıraktı. Kollarından aşağı süzülürken kolu göğsüme deydi. Işte herşey o anda gelişti.

Berk'in kolu göğsüme deydi ve sabah göğüslerimin şişkin gözükmesi için koyduğum portakallardan biri dışarı fırladı.

'Ahh Ceyhun ahh! İki elini peruğa koyacağına bir elinide göğüslerine koyaydın!' dedi iç sesim. He valla ben portakalları tamamen unutmuştum. Şimdi ne b*k yiyecektim!

"Aa portakal! Çok severim." diye yere atladım ve portakalı elime aldım. "Berk sizin evde manav gibi mübarek." dedim. O sırada elinde su bardağı ile Kıvanç abi salona girdi. Geç kaldın cicim. Dayayan çoktan dayadı.

"Bir dakika o portakalın orada ne işi var ?" dedi Berk.

"Neler oluyor ?" dedi Kıvanç abi. Hemen Mira araya girdi.

"Ben sabah yiyecektimde elimden kayıp düştü. Bende onu arıyodum. Demek masanın yanına düşmüş. Nasıl olduda görmemişim." dedi. Aşkıma bak beee.

"Neyse ben bunu soyayım." dedim. Elimle göğüslerimi örterek ve koşarak mutfağa gittim. Hemen portakalı göğsüme koydum. Biraz oyalandıktan sonra salona geri döndüm.

"Yedin mi ? Ne çabuk." dedi gonzales.

"He yedim valla çok güzeldi." dedim ve masaya geri oturdum. Tövbe olsun birdaha birşey yemem burada yine boğazıma kaçar falan. Maazallah ikinci kez dayamasına katlanamazdım.

"Ee teklifime bir cevap vermedin." dedi gonzales. Ne desem? Ne desem ki? Ne diyeyim ki lan? Ha buldum!

"Malesef olmaz. Benim yavuklum var." dedim. Ehehehe! Işte bu bee.

"Kimmiş o ?" dedi Berk. Sinirli ve üzgün gözüküyordu.

"Şeyyyyyy!" dedim. Devamı yok.

"Neyyyyyy?" dedi. Ebenin ki. Tövbe tövbe yaa!

Manyak SevgilimWhere stories live. Discover now