Şöför durudu ve geldiğimizi söyledi. Hemen telefonumu kapattım ve alışveriş merkezine girdim. İçimden" Hemen IU'nun hediyesini alıp yükümü hafifleteyim" diye düşündüm. Orada gerçekten de çok güzel mağazalar vardı. Bir mağazaya girdim ve orada harika bir elbise gördüm. O elbiseyi mutlaka almalıydım. Ama hediye olarak değil. Bunu partide giyeceğim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
IU'ya başak birşey almalıydım. Çok da istemiyordum partisine gitmek ama ayıp olmasın diye gideceğim. Başka mağazalara bakıyordum ve tam IU için mavi, parlak, şık ve asil bir elbise buldum.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kasaya gidip onları aldım. Acaba Jungkook'da geliyor muydu? Mağazadan dışarı çıktığımda en sevdiğim dondurmacıyı gördüm. Hemen gidip favori dondurmamdan istedim. Tam parasının verecektim ki bir adam yanıma gelip " Aynısından" diyerek parayı uzattı. "Pardon ama sırada ben vardım ve parayı daha vermemiştim." dedim. Adam başını döndürüp bana baktı ve ne göreyim. Bu Jungkook! Beni tuttu ve dondurmacıdan uzaklaştırdı, bana sarıldı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Şok olmuştum. Bunun bir rüya olmadığına emindim. Arkadan bir gurup insan koşarak ve JUNGKOOK diye bağırarak geçti. Jungkook bana "Bekle, bekle..." dedi fısıldayarak. Fanlar gidince sarılmayı bıraktı. "Yakalanmışsın." dedim. Güldü ve "Evet yakalandım, senin kadar usta değilim" dedi. "Saol" dedim ve gitti. Gerçekten de onunla konuşurken karnımda kelebekler uçuşuyordu. Bu olanlara inanamıyordum. • • • • Bütün bu olanlardan sonra bir kafeye oturdum ve düşünmeye başladım. Acaba ben gerçekten de ondan hoşlanıyor muyum? Bundan emin olmanın tek bir yolu vardı. Yüce liderimiz Jisunnie' ye sormaktı. O hepimizden daha büyük, o ne yapılacağını bilirdi. Hemen telefonumu çantamdan çıkardım ama önce garsondan latte istemeliydim. Garsonu çağırdığımda Jungkook'un yüzünü gördüm onda. Bana "Ne isterdiniz?" diye sordu. Çok şaşırmıştım. Gözlerimi ovaladım. Bunların hepsi sadece halizinasyonmuş. Derin bir nefes aldım ve lattemi istedim garsondan. Ardından Jisoo'u ardım. Ona acilen buluşmamız gerektiğini söyledim. O da "Şu anda arabadayım ve eve doğru geliyorum. İstersen sende eve gel ve orada senin şu acil konunu konuşalım." dedi
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Eve gittim ve Jisoo Unnie'yi salonda telefona bakarken gördüm. Onun yanına gidip oturdum. Her zamanki gibi telefonunda oyu oynuyordu. Beni fark edince telefonunu kapattı ve bana döndü. -Neymiş anlat bakalım bu senin önemli konun. -Ben galiba aşık oldum. Biliyorum bu bizim için yasak ama... -Bekle, bekle sen birine mi aşık oldun. Bunun bizim için yasak olduğunu biliyorsun değil mi!! -Ben de onu dedim zaten! -Büyük ihtimalle aşık olduğun kişi de bir idol se onun içinde yasaktır. Ama eğer böyle bir karara varırsan senin yanında dururum. Bunu Bay Yang'a söylemiyeceksin değil mi? -Tabiki söylemiyecem. Sence o kadar mal mı gözüküyorum! -Tamam sakin ol. Peki ona duygularını açıklayacak mısın? -Evet IU'nun partisinde ona söyleyeceğim. -Dikkatli ol ama. İyice emin olduktan sonra söyle. Sonra kalbin kırılabilir. -Tamam, tavsiyen için sağol. -Önemli değil. Konuşmamız bittiğinde Jennie ve Rose'de eve gelmişlerdi. Birlikte akşam yemeyi yiyip uyumaya gittik.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
