20.Bölüm✨/ Fotoğraf 🖼

392 21 40
                                    

Sorduğum soruyla Lisa donup kalmıştı. Sonra birden hizmetçiyi çağırıp birşeyler fısıldadı. Sesi çok tedirgin geliyordu. Sadece "ÇABUK" dediğini duyabilmiştim. Acaba benden gizlemek istediği bir şeyler mi vardı?

Lisa

Sorduğu soruyla bir an kitlendim. Onu özlemiş miydim? Yoksa özlememiş miydim? Hiçbir fikrim yoktu. O sırada aklıma bir şey takılmıştı. AHA. BENİM SEHUN İLE OLDUĞUM FOTOĞRAFLAR HER YERDE! Kapının önünde duran hizmetçiyi çağırıp kulağına resimleri hemen kaldırmasını söyledim.
- Ne oldu? Yoksa benden bir şey mi gizliyorsun? (Jungkook)
- Yok canım. Aaaa. Senden? Alakası bile yok. Bay Jeon'un kıyafetleri nerde kaldı acaba? (Lisa)
- Getirdik Lisa Hanım. (Hizmetçi 1)
- Teşekkür ederim. Jungkook beni takip et. (Lisa)

Jungkook

İkimizde koltuklardan kalktık ve ben Lisa'yı takip etmeye başladım. Beni merdivenlerden yukarı çıkardı ve uzun koridorda kapıların önünden geçmeye başladık. Gerçekten bu evin kaç odası vardı? Ben odaların sayısını içimden sayarken Lisa en sonunda bir kapının önünde durdu ve kapıyı açtı. İçerisi çok lüks gözüküyordu.

Sanki tam benim için yaratılmış bir oda gibiydi

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Sanki tam benim için yaratılmış bir oda gibiydi. İçinde bilardo masası bile vardı.
- Vay be odaya bak. (Jungkook)
- Burda giyinebilirsin. İşin bitince aşağıya gel. (Lisa)
- Teşekkür ederim. (Jungkook)
Selam verip hemen odadan çıktı. Yatağın üzerinde kıyafetler vardı. OHA. Bu şaka herhalde. Lisa benim bedenimi nereden biliyor? İşte bu garip. Liseden beri baya uzamış ve yapılanmıştım. O yüzden bedenimi bilmesi biraz garipti. Hemen üzerimi değiştirdim ve odadan çıktım. Koridorda yürürken bir oda gözüme çarptı. İçeriden loş bir ışık geliyordu. Amerikalılar ne demiş "Meraklılık kediyi öldürür." İyisiki biz Amerikalı değiliz HEHE. İçeriye daldım ve gördüğüm şeyle şok oldum. Raflar dolusu kitaplar vardı. Ama binlerce.

Odanın tam ortasında da büyük bir çalışma masası

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Odanın tam ortasında da büyük bir çalışma masası. Yakından bakmaktan zarar gelmez. Masaya doğru yürüdüm ve masanın üzerinde bir sürü belge vardı. Bir saniye bu HARVARD DİPLOMASI MI? Evet Lisa'yı özellikle işe almıştım ama nereden mezun olduğuyla o kadar da ilgilenmemiştim. Masayı tararken bir fotoğraf gözüme ilişti. Bu Lisa'nın fotoğrafıydı. Hemde bir erkekle beraber.

Gerçekten ben onu unutamamışken o beni hemen hayatından silip atmış mıydı? O sırada bir anda o fotoğrafın olduğu çerçevenin masaya doğru kapandığını gördüm

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Gerçekten ben onu unutamamışken o beni hemen hayatından silip atmış mıydı? O sırada bir anda o fotoğrafın olduğu çerçevenin masaya doğru kapandığını gördüm. Lisa beni yakalamıştı.
- Sen burda ne yapıyorsun? (Lisa)
Sanki farklı bir insanmış gibi konuşuyordu. Sesi buz gibi bakışlarıda çok ciddiydi. Sinirlenmişe benziyordu.
- Tekrar soruyorum. SEN BURADA NE YAPIYORSUN? EVİME GİRMENE İZİN VERDİM DİYE HER YERE BURNUNU SOKABİLECEĞİNİ Mİ SANDIN HA? (Lisa)
Evet kesinlikle öfkelenmişti ve ben hiçbir şey diyemiyordum. Suç işlemiş bir çocuk gibi gözünün içine bakıyor, ağzımı açamıyordum.
- Üzgünüm Bay Jeon ama evimden gitmenizi istiyorum. (Lisa)
- Özür dilerim bir daha profesyönelliğimi kaybetmiyeceğim. (Jungkook)
Hızlı adımlarla Lisa'nın yanında geçip merdivenlere yöneldim. O sırada tezgahın üzerinden bir telefon sesi geldi. Yan gözle baktım ve telefonun üzerinde "Sevgilim" yazıyordu. Evet gerçektende Lisa beni unutmuştu. Artık benimde onu unutma zamanım gelmişti.

First Love/ LİZKOOKDonde viven las historias. Descúbrelo ahora