Uçaktan indim ve burnuma Kore'nin o kirli havasını iyice çektim. -Ev gibisi yok galiba... (Lisa) Nedense uçakta bana çok iyi davranmışlardı. Hatta beni ekonomi sınıfından alıp first classa bile koymuşlardır. Garip olan nedeninin sorduğumda "Siz bizim özel müşterimizsiniz."demişlerdi. Uçaktan indim ve sadece first class yolcularının binebileceği otobüse gittim. Otobüse bindiğimde içinde bir bar bile olduğunu gördüm. Vay be. Bunu da yaşayacaktın Lisa. Otobüste yaklaşık bir 10 dk yolculuk ettikten sonra bavulları alacağımız yere ulaşmıştık. Bize otobüsten iner inmez bavullarımızı özel olarak verdiler. Ben bavullarımı alır almaz çıkış kapısına doğru koşmaya başladım. O an işte yaklaşık aynı boylarda olan 3 kız gördüm. Onlarda beni görmüştü. Bana koşarak gelip sarıldılar. -Lisaaaaaaa! (Jennie, Rose, Jisoo) -Tamam tamam sakin olun. Beni duygulandırıyorsunuz. (Lisa) - Duygulanmalısın zaten. Seni 5 yıldır canlı görmedik. Artık telefonda sana bakmaktan gözlerim acıdı. (Jennie) -Merak etme bir daha sizi bu kadar uzun süre bırakırsam bana artık eşek sıpası deyin tamam mı?! Hep beraber gülmeye başladık. -Ha Lisa sana bir şey sorucam. (Rose) -Ne oldu? (Lisa) -Bunu gerçekten sormalımıyım bilmiyorum ama Jungkook... (Rose) -Lütfen onun adını anmayın! (Lisa) -Yani geri döndüğünü bilmiyor. (Jisoo) -Hayır. Hem benim yeni bir sevgilim var. (Lisa) -NE?! (Jennie, Rose, Jisoo) -Tamam size anlatacağım ama ilk önce bir yere oturalım. Hep ayakta mı konuşacağız? Havalimanından çıkıp lise döneminde çok sevdiğimiz bir Cafeye gittik. -Tamam şimdi bize herşeyi anlatıyorsun. KİM? (Jisoo) -NERDE? (Rose) -NE ZAMAN? (Jennie) -NASIL? (Jennie, Rose, Jisoo) -Tamam anlatmaya başlıyorum. HAZIR MISINIZ?! (Lisa) -EVET! (Jennie, Rose, Jisoo) -Şimdi bizim okulda benimle aynı fakülteden Koreli bir çocuk vardı. İsmi Sehun. İşte aynı uçakta falan geldik. Baya birbirimize sahip çıktık. Sonra okulda da aynı fakültede olduğumuz için baya yakınlaştık ve bana çıkma teklifi etti. (Lisa) -WOW. Çok romantik. (Rose) -Tamam ben anlattım. Sizin durumlar nasıl bakalım. (Lisa) -Ya bizde pek bir şey yok ya... (Jisoo) -Bunu sen mi söylüyorsan Jisoo? Herhalde Jin burda olsaydı sana baya kızardı. (Jennie) -Bir saniye sen az önce Jin mi dedin. Vay be Jisoo. Afferin sana. -Of ne diyorsunuz siz ya. Utandım şimdi. (Jisoo) -Tamam şu ilişki konularını bir kenara koyalım. Lisa sen bugün nerede kalacaksın? Paran falan var mı? Bak eğer bir sıkıntın varsa bizim biraz kenarda biriktirdiğimiz vardı ama onun yeteceğini sanmıyorum. -Siz beni merak etmeyin. Sizce üniversitedeyken hiçbir şey yapmadığımı mı sanıyorsunuz? Şu an sizden 10 kat daha fazla param bile olabilir. -Oha sen o kadar parayı nereden buldun. (Jennie) -İş sırrı. Hatırlatıyım Harvard'dan mezun olmuş biri var burda. Hatta evimi bile tuttum bugün eşyaları getirecekler. (Lisa) -Tamam o zaman bizi yeni evine götürsene. (Jisoo) -Hadi kalkın o zaman gidiyoruz. (Lisa) - Yey zengin evi göreceğiz. (Rose) - Sakin ol Rose. O kadar büyük olacağını sanmıyorum. Ben olsam ümitlenmezdim. (Jennie)
1 saat sonra Lisa'nın evinin önünde
-Tamam lafımı geri alıyorum. Burası gerçekten büyükmüş. (Jennie) -Lisa benimle evlenir misin? Hemen Jin'den ayılabilirim. Ama lütfen beni bu evden ayırma. (Jisoo) -Hayır benimle evlen. Lütfen Lisa. (Rose) -Sakin olun burda kalmanız için benimle evlenmenize gerek yok. Siz benim kardeşlerim gibisiniz. İstediğiniz zaman burada kalabilirsiniz. (Lisa) -Cansın balsın Lisa biliyorsun değil mi? (Jisoo) -Hadi gelin evin içine girelim. (Lisa) -Dur ya bu sadece dısı mıydı? Bunu bide içi vardı değil mi ya?!
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
