Arayan Bay Yang'tı. Nedense görüntülü arıyordu. Hemen odama doğru koştum. Ayağımdaki acı uçup girmişti. Jungkook'ta arkamdan koştu. O içeri girdiği an onu kapının dışına doğru tekmeledim ve kapıyi kapattım. -Hey! Lisa! Aç şu kapıyı! Neler oluyor! Saçımı düzelttim ve telefonu açtım. -Merhaba Bay Yang Bay Yang'ın yanında Jennie ve Jisoo'da vardı. -Aaa, merhaba kızlar.(Lisa) -Lisa nasıl gidiyor. Tatilde eğleniyor musun?(Bay Yang) -Evet çok güzel geçiyor. Burda baya dinlendim.(Lisa) -Çok mutlu oldum.(Bay Yang) O sırada odanın dışında: -Neler oluyor ya.(Jungkook) -Biz geldik.(Rose) -Jungkook burada ne işin var.(Jimin) -Lisa'nın telefonu çaldı. Odasına doğru koşmaya başladı. Ben de merak edip onun odasına gittim o sırada beni odanın dışına tekmeleyip kapıyı arkasından kilitledi. -Garip. İyiki bende yedek anahtar var. İçrei girip kiminle konuştuğunu öğreniriz. -Tamam, hadi girelim. Kapıyı açıp içeri girdiler. -Lisaaaaa!(Jungkook) -Bay Yang kapatmam lazım.(Lisa) Telefonu hızlıca kapatıp yanima koydum. -Lisa kiminle konuşuyordun? Bay Yang ile. Sizin yüzünüzden neredeyse yakalanıyorduk. Biliyorsun Rose Jimin ile çıkmaya başladın hani. -Aaaa. Doğru.(Rose) -Hadi yatalım zaten yorucu bir gündü.(Jimin) -Tamam.(Lisa) -İyi geceler.(Herkes)
Sabah uyandığımda yatağımda Jungkook vardı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
O anın paniğiyle çığlık attım. Jungkook çığlığı duyunca uyandı. -JUNGKOOK! -Lisa! -Jungkooooooook! -Lisaaaaaaa! -Burada ne yapıyorsun? -Yatıyorum. -NE! Ama burası benim odam ve benim yatağım. -Bir saniye. Gerçekten mi? Jungkook etrafına baktı. O sırada kapının arkasından yürüme sesi geldi ve odanın kapısının önünde durdu. -Lisa iyi misin? Jungkook'un ağzını kapattım ve sus işareti yaptım. -Evet iyiyim. Böcek gördüm de. -Ha, tamam. Hadi kahvaltıya gel. -Tamam geliyorum. Yataktan kalktık. O yatakta oturdu ve eşmedi. Ben de o sırada terliklerimi giyiyordum. Dengemi kaybettim ve Jungkook'un üstüne düştüm. İkimizde yatağın üzerine düştük. O sırada Rose içeri girdi. Bize baktı ve ağzı açık kaldı. -Iıııııı! Lisa! Ben kahvaltıda ne yemek istiyorsun diye sormaya gelmiştim ama bakıyorum da meşgulsün. Ben gidip daha sonra geliyim. -Hayır! Rose! Yanlış anladın! Biz.. -Bye -Inşallah bu olanları gidip Jimin'e anlatmaz. O herşeyi çok yanlış anlıyor.(Jungkook) Çok korkmuştum. Eğer bu yanlış anlaşılma bir şekilde Bay Yang'ın kulağına gelirse mahvolurduk. O an ki en iyi karar gidip onlara her şeyi anlatmaktı. Birlikte kahvaltıya indik. Kahvaltıya indiğimizde Rose Jimin'in kulağına bir şeyler anlatıyordu. Yanlarına gittik ve ben onlara bütün yanlış anladıkları şeyleri yemek yerken anlatırken Jungkook bir anda sözümü kesti." BİZ SEVGİLİYİZ."dedi. Donup kaldım. Jungkook'a baktım. Gözleri parlıyordu. Jungkook'ta ban baktı ve alnımdan öptü. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Rose "WTF!" diye bağırdı. Jungkook elimi tuttuğu anda beni kapıya doğru götürmeye başladı. -Biz dışarı çıkıyoruz. Hadi görüşürüz.(Jungkook) -Ama, ama.(Lisa) Dışarı çıkıp kapıyı arkamızdan kapattık. Hâlâ el ele tutuşuyorduk. -Neden böyle bir şey yaptın.(Lisa) -Neden yapmıyım?(Jungkook) -Sorularıma neden soruyla cevap veriyorsun? -Bilmem sen niye cevap veriyorsun? Birbirimize baktık ve gülmeye başladık. -Hadi lunaparka gidelim. -Tamam...
