Hep filimlerde böyle olurdu. Kurban arkasını yavaşça döndüğünde gördüğü şey büyük ve korkutucu bir canavar olurdu. Ben de yavaş yavaş arkamı dönmek yerine hızlıca yüzerek Jisoo'nun arkasına saklandım. Meğersem arkamda yavru köpek balığı varmış. Jisoo elimden sıkı sıkı tuttu ve onu besledik. Zamanımızın çoğunu orada geçirdik ve çıkma vakti gelmişti. Tam çıkarken kumun üstüne çok güzel pembemsi bir deniz kabuğu gördüm.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Hızlıca inip onu aldım ve akvaryumdan çıktık. Tam bir maceraydı. Eve geri geldiğimizde Rose ve Jennie hâla gelmemişti. Çok yorulmuştuk. Bu yüzden ikimiz de odalarımıza çıkıp kestirdik.
• • •
Bizi uyandıran Jennie ve Rose oldu. Çok uykuluydum. Bir şeyler diyorlardı ama anlamıyordum. En sonunda Jennie kafasını evet anlamında salladı ve gittiler. Kendime hala gelememiştim. Çok yorgundum. Salona doğru gittiğimde Jennie çok üzgündü. Onun yanına geçip oturdum. -Jennie ne oldu? Niye bu kadar üzgünsün? (Lisa) -Şey benim Kai ile çıktığım anlaşılmış ve Bay Yang ondan derhal ayrılmamı istiyor.(Jennie)
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Başını omzuma dayadı ve ağlamaya başladı. - Lisa senden bir isteğimiz var. (Rose) - Ne istiyorsunuz. -Bizce Jungkook'tan ayrılman gerekiyor. Daha fazla Bay Yang'ı kızdırmamamız gereki... -NEE! Ama ben ondan nasıl. Öyle bir şey yapamam. O benim ilk aşkım. Ben onsuz yapamam. - Biliyoruz ama bu en doğru çözüm olacak. -Peki. Benim gidip Jungkook ile konuşmam lazım. - Tamam. Sen git konuş. Odama gidip kapıyı kapattım. Kendimi çok çaresiz hissediyordum. Bundan sonra ne olacaktı. Ben Jungkook'a ne söyleyecektim. Kafam çok karışıktı. En sonunda telefonumu elime aldım ve Jungkook'u aradım. -Alo. Seninle bir şey konuşmam lazım...
